Üse translate English
19 parallel translation
Sana bunu anlattım mı, bilmiyorum ama babam orduda yüzbaşıyken o üsten bu üse taşınıp duruyorduk.
You know, I don't know if I ever told you about this, but- - my dad, when he was an army captain and- - we moved from base to base, it seemed like- -
Ee... Taşun sırru gerçek üse akul gerekür.
Even if it works, it'll take brains.
Halkun dövlete işü düşer üse vireceğü paradur.
It's the money paid by the people for state services.
iş ne kadar zor üse rüşvet o kadar büyür. Röşvet ilen halledülmez iş kalmaz.
The more services required, the greater the bribe.
Zemandur. Başu serap gibü sonu üse torpaktan urbadur... Akar yetişemirim
Father time. lt all starts off like a mirage caused by wine and ends inside an earthen robe!
Mermer değül üse...
Could you cut a stone?
Halbuki efendü, Orhan Gazü'ye teslüm edülür üse ucundan azıcuk alunacak. Vergüsü daha azdur.
But if you surrender to Orhan Ghazi a bit from the end is enough and your taxes are lowered.
Zaten minareyi yapanlar da... Kim yapar üse yapsun, ya minare, ya kelle... Artukun kimün kellesüyse.
Anyway, the same guys building the minaret are... I don't care who's responsible. I want to see a minaret, or heads will roll...
Gerçek üse virdün, oyun ise de virdün...
Real or not, I'll give you her hand...
Siz çocuklara bir öneri ; üse geri dönecek bir yol bulun.
Suggest you boys find your way back to base.
... ve sonra seni arayıp, eve doğru geldiğini... Hapis için kıyafet alıp üse geri döneceğini söyledi.
and then called you to say he was coming home to take clothes for the confinement and return to the base.
Ben de bunu üstümdekilere bildirdim, biz de tüm aktif ve yedek takım üyelerinin üse geri dönmeleri için yerlerini bulmaya çalışıyorduk. Bu da size söyleyebileceğim tek şey.
I did run that up the chain of command, and we are in the process of locating and returning to base all the active and reservist members of SEAL Team Nine, and that, gentlemen, is all I can tell you.
Barker birinci üse varıyor.
Barker heading towards first base.
İkinci üse ihtiyacımız var, Donnie.
We need a second base, Donnie.
İzinin Modesto'daki askeri üse kadar sürüldüğünü biliyorum.
I know that they were traced back to the military base in Modesto.
Bütün hayatımı orduda üsten üse koşturmakla geçirdim. Ama her zaman herkesin adımı bildiği küçük bir şehre taşınmak istemiştim.
I spent my entire life in the military, moving around from base to base, but I always wanted to settle down in a little town where everybody knows your name.
Otob üse binin.
Get on the bus.
Beni ana üse bağla.
GET ME THE HOME BASE.
Jeff'i döv... üşe hazırlamaya çalışıyorduk da.
We're trying to get Jeff ready for the fight.