Üstesinden gelirsin translate English
123 parallel translation
İşin üstesinden gelirsin.
You'll do all right.
Her zaman üstesinden gelirsin.
You'll always be all right.
- Eminim üstesinden gelirsin?
- I'm sure you'll take something for it, won't you?
Merak etme, üstesinden gelirsin.
With your energy, you should be fine
Yüceliğinin bütün uluslara korku salmasını sağlayacağım. Her şeyin üstesinden gelirsin... kendi kibirin hariç. Kuşkusuz, kuşkusuz.
I shall make her greatness feared among nations.
Belki üstesinden gelirsin.
Maybe you'll get over it.
Ve hatta, kar getirmeyen bir rüyaydı diyerek üstesinden gelirsin.
And you'll dismiss the recollection of it gladly as an unprofitable dream.
Umarım üstesinden gelirsin.
I really hope you work it out.
Bunun üstesinden gelirsin, değil mi?
You'll work around it, right?
Teşvik etmek için ne demiş ki? "Çiftçilikten çok daha iyi işlerin üstesinden gelirsin sen" mi?
Do you think she urged him by saying, "You can do better than farming?"
Bunun üstesinden gelirsin.
You'll get through this fine.
Evet. Bunun üstesinden gelirsin.
Yes, you can handle this.
- Cole, sen her pistin üstesinden gelirsin.
- Cole, you're all over the track.
Yapacağın bolca omlet, üstesinden gelirsin.
Just you and a kitchen full of scrambled eggs.
Ama sanırım bunun üstesinden gelirsin.
But I guess you get over it.
Ama üstesinden gelirsin.
But you get through it.
Sorununla ilgili konuştuk. Ve eğer fille bir araya gelirsen, eğer onu tanırsan, belki üstesinden gelirsin... korkunun.
And we just thought that if you met the elephant, if you got to know her, maybe you could get over your... fear.
Bob, bunun üstesinden gelirsin.
Bob, you're gonna get over that.
Bir iki yıl içerisinde bunun üstesinden gelirsin.
I dare say, in a year or two you'll have got over it tolerably well.
- Doğru üstesinden gelirsin.
- Yeah, you're on top of it.
Daha önce yaptığın gibi üstesinden gelirsin
You'll get by you always have before
Umarım üstesinden gelirsin, ne gerekiyorsa yap.
I hope you can take care of this, whatever it takes.
Şey, eğer varsa, eminim zorluğun üstesinden gelirsin.
Well, if there are, I'm sure you're up to the challenge.
Eminim zorluğun üstesinden gelirsin.
"'I'm sure you're up to the challenge. "...
İşte geldi sevgili Nancy... biraz fazla olduğunu görüyorum ama eminim sen üstesinden gelirsin.
Now then, Nancy darlin'... I know that looks massive but you'll get through it.
Biriyle uzun süredir ilişki içindeysen ve problemlerin varsa, üstesinden gelirsin, haksız mıyım?
You're in a relationship with someone for a long time... and you have difficulties, and you deal with it, right?
Sen her türlü zorluğun üstesinden gelirsin, Gabrielle.
You rise to every occasion, Gabrielle.
Bence sen üstesinden gelirsin.
I'd say you're up to it.
Bence her şeyin üstesinden gelirsin.
I think you can handle anything.
Evet, eee, bunun üstesinden gelirsin.
Yeah, well, you'll get over it.
- Bence bunun üstesinden gelirsin.
- I think you'll live. - Oh, Luke. - No!
Belki sen de siktiğim kardeşinin yaptığını yapıp, üstesinden gelirsin.
Maybe you should do what your fucking brother did and get it over with!
Eminim üstesinden gelirsin.
I'm sure you can handle it.
Ah tatlım sen buranın üstesinden gelirsin.
Oh, honey, you are all over the place.
Sen üstesinden gelirsin.
You can do it.
Bir gün üstesinden gelirsin.
You shall overcome someday.
Her zaman üstesinden gelirsin böyle şeylerin.
- You'll figure it out. You always do.
Bunun üstesinden gelirsin.
You'll get over this.
Sen bu işin üstesinden gelirsin.
You're going to be fine.
Tamam, Sabrina, üstesinden gelirsin, zaman senin zamanın.
Okay, Sabrina, from the top, in your own time.
İşte böyle üstesinden gelirsin. Mm!
That's how you handle people.
Öyle olmayana kadar her şey yolundadır. Ve vakti gelince bunun üstesinden gelirsin.
Everything is fine until it isn't, and then you deal with it.
Bunun üstesinden gelirsin.
You're gonna get over that.
Dedi ki, "Sen tecrübeli bir terapistsin, üstesinden gelirsin."
She said, "You are a - - you are an experienced therapist, just deal with it."
Bunun üstesinden gelirsen herşeyin üstesinden gelirsin.
If you get through this, you can get through anything.
Nasıl üstesinden gelirsin bilemiyorum.
I don't know how you cope.
eğer egzersiz yaparsan, her şeyin üstesinden gelirsin.
If you exercise, you can overcome anything.
Böyle bir şeyin nasıl üstesinden gelirsin?
How do you work through something like that?
Çingene gibi düşünen birinin üstesinden nasıl gelirsin?
How do you get through to someone who thinks like a Gypsy?
Bir olayın üstesinden ya kolay yoldan ya da zor yoldan gelirsin.
"Either you're slinging crack rock, or you got a wicked jump shot."
Evden 70.000 ışık yılı uzağa fırlatıldık bir düzineden fazla mürettebatı kaybettik ama üstesinden geldim, sende gelirsin.
We ended up 70,000 light-years from home, lost over a dozen crew members, but I got through it, and so will you.