English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ü ] / Üvey

Üvey translate English

3,680 parallel translation
Lisbon bunu üvey anneden almış.
Lisbon got this from the foster mom.
Her üvey evlat neyi arar?
What is it that every foster child is looking for?
Richard Welles, Margaret'in üvey kardeşi.
Richard Welles is Margaret's half-brother.
O üvey babası, ama onun emlak işi çok büyük- - adam zengin.
That is her stepdad, but he's big in real estate- - man, he's loaded.
Eğer zenginse, neden üvey kızından borç para alıyor?
If he's rich, then why would he have to borrow money from his stepdaughter?
Bölümün ismi şöyleydi, benim şişman küçük çocuğum üvey babama makyaj yaptı.
It was a episode entitled, my obese toddler did my stepfather's makeover.
Noel'de, Barney'nin üvey kız kardeşi çok pis baktı. Ben de onu oturtup çok saygılı bir şekilde şunu izah ettim : "Koydum mu?"
Yeah, I got a few dirty looks from Barney's half-sister over Christmas, so I had to sit her down and explain very respectfully... that she can suck it.
Yani üvey büyükannesi Şeytanî Kraliçe oluyor yani Regina.
So, his step-grandmother is Regina. The Evil Queen.
Aslında üvey büyük büyükannesi oluyor.
Actually his step-great-grandmother.
Seni Kral Richard'a sattığıma inanabilirsin, fakat bu sabah üvey oğlum tahttan bir kalp atımlık mesafede..
You may believe I sold you to King Richard, but this morning my stepson is one heartbeat from the throne.
Böbreğini o nankör üvey kardeşine verdiğinden beri, yani sanki sen sen değilsin.
Ever since you gave That ungrateful half-sister of yours your kidney, You just - - you just haven't been yourself.
Maura, Rahibe Teresa böbreğini neredeyse hiç tanımadığı üvey kardeşine verseydi, o bile annesinin ne bileyim işte "organın için teşekkürler" gibi bir mesaj beklerdi.
Maura, if mother Teresa gave her kidney To a half-sister she barely knew, Even she would expect a call from her mother
Ben senin kötü kalpli üvey annen değilim sonuçta.
I'm not your wicked stepmother.
Tamam ama üvey annesi kardeşi olmadığını söyledi.
Okay, but the foster mother said, no relations.
Yani üvey kardeşinin başka kardeşi yok, öyle mi?
So your foster sister didn't have any sisters?
O bizim üvey annemiz olmayacak. Çok şükür.
She won't be our new stepmother.
Sana çok benzeyen Sarah Manning'in üvey kardeşi.
Your look-alike Sarah Manning's foster brother.
İlham verecekse eğer üvey kardeşin Felix'i ve kızını da getirebilirim.
We've got your foster brother Felix in custody for abetting.
Ben sen o olsun değil büyük bir Clarice hayranıyım, ama artık bir çiftiz, ve ben temelde bir üvey anne olmak için can atıyorum.
Um, I get that you're not a huge fan of Clarice, but we're a couple now, and I'm looking to basically be a stepmom.
Shelby'nin üvey annen olmasını istiyor musun?
Do you want Shelby as your stepmom?
Joyce, benim üvey annem.
Joyce is my stepmother.
Annenle çıkacağım, sonra onunla evleneceğim. Sonra da üvey baban olup kardeşimle çıkmanı yasaklayacağım.
I'm gonna date your mom, and then I'm gonna marry her, and then I'll be your stepdad, and then I will forbid you from dating my sister.
Benim üvey geylerin evde bir sürü güzel şey var.
My foster gays have a lot of nice stuff.
Bu çocuğun işte oldukları bir sırada eski üvey ailesini soyduğundan şüpheleniyoruz.
We have reason to believe this child may have robbed his former foster parents.
Ne kadar miktardan bahsediyoruz acaba üvey babacığım?
How much are we talking about, Step-Pappy?
Pezevenk herif tecavüzcü üvey babama benziyor.
Motherfucker looks like my rapist step-dad.
Ablamla ve üvey kız kardeşimle konuştum.
I've spoken to my sister and my half-sister.
Böbreğimi üvey kardeşime verdim. Bilemiyorum.
I gave my kidney to a half-sister I don't know.
Onu seven kocası Jack'i küçük oğlu Carl'ı ve üvey kız kardeşi, benim kızım Charlotte'u geride bırakıp gitti.
She leaves behind her loving husband Jack, her young son Carl... And her half sister, my daughter Charlotte.
Veya doğrudan oraya gidebilir onun katkısı olmadan ne kadar muhteşem olduğumu gösteririm üvey kardeşimle tanışırım...
Or I could just go in there, show him how awesome I am, no thanks to him, meet my half-brother...
Sen üvey kardeşim olmalısın.
You must be my half-brother.
Eğer bu adam üvey kardeşimin kardeşini öldürdüyse neden onunla işbirliği yapayım?
Why would I co-operate with him if he's killed my stepbrother's brother?
Adrian'ın üvey ailesi onun dolapta uyuduğunu söylediler eski bir alışkanlığıymış.
So, Adrian's foster parents said that he's been sleeping in the closet- - an old behavior of his.
Sorun onun sapık üvey babası tamam mı?
It's her psycho stepdad, okay?
Amanda'nın üvey kardeşi mi?
Amanda's foster brother?
Amanda'nın üvey kardeşinin etrafta olması iyi bir şey.
It's been nice having Amanda's foster brother around.
İlk girişimimizi takdim etmek üzere Amanda'nın üvey kardeşi ve vakfımızın eş başkanı, Eli James.
And here to introduce our maiden outreach is Amanda's foster brother and foundation co-chair, Eli James.
Siz üvey babanızı bıçaklamaktan dolayı çocuk düzeltme tesisinde zamanınızı geçirdiniz.
You served time in a juvenile correction facility for stabbing your stepfather.
O Adrian'ın üvey annesi.
That's Adrian's foster mom.
Bay Glass, üvey babasının kuzeniydi.
Mr Glass was her stepfather's cousin.
Annesi ve üvey babası, kızı aç bırakıp öldürene kadar dövdüğünde hiçbir şey yapmamış.
Sat by and took no action while her mother and stepfather starved and beat her to death.
O benim üvey kardeşim.
Hmm, yeah, that's my stepsister.
Benim üvey geylerin evde bir sürü güzel sey var.
My foster gays have a lot of nice stuff.
Bu çocugun iste olduklari bir sirada eski üvey ailesini soydugundan süpheleniyoruz.
We have reason to believe this child may have robbed his former foster parents.
- Evet, yani üvey babamla.
- Yeah, well, he is my stepfather.
Ama üvey babasından bahsediyorsun değil mi?
Would you grab it?
- Yani, üvey babasıyla kavgaya mı girmiş?
- So, she got into a fight with her foster father?
- Anneni ararsan sisteme bakıp üvey babamın aleyhime yaptığı tüm şikayetleri öğrenir.
- If you call your mom, she's going to look in the system and find all of these complaints that my foster father made against me.
- Sonuncusu üvey büyükannemdi.
That last one was my step-grandma, bro.
Dinleyin, aklınızda bulunsun diye söylüyorum üvey babam göt herifin tekidir.
Hey, listen, just so you guys know, my stepdad is a fucking dickhead.
Sonuçta, o da annesinden ve üvey babasından nefret eden bir ergendi.
After all, he was a teenager who hated his mother and stepfather.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]