Üzerinde çalışıyoruz translate English
810 parallel translation
Bu genç hanımla bir süredir bazı akrobasi hareketleri üzerinde çalışıyoruz. Sizi bu hareketlerle eğlendirmek bizim için bir zevk olacak.
This young lady and myself have been practicing a few feats of acrobatic skill with which we shall be glad to entertain you.
Öğle yemeğinden beri bunun üzerinde çalışıyoruz.
We've been working on it ever since luncheon.
Aslında, tam şu sıralarda bir tanesi üzerinde çalışıyoruz. Çok şaşırtıcı...
As a matter of fact, at this very moment we're involved in one of the most baffling...
İnanılmaz bir suç üzerinde çalışıyoruz, bayan Johnson.
We're looking for an amazing criminal, Mrs. Johnson.
Haftalardır bunun üzerinde çalışıyoruz.
We've been working for weeks.
Bay Oxly, çok geniş bir içerik üzerinde çalışıyoruz. Hepsi de bildiğimiz gibi, belirli faydalı sonuçlar doğuruyor.
Mr Oxly, we're working with a large number of ingredients, each of which accomplishes certain beneficial results.
Hugo'yla bir kitap üzerinde çalışıyoruz.
Hugo and I are collaborating on a book.
1880'lerden beri bu konu üzerinde çalışıyoruz.
We have been working on them since the 1880s.
Larry'yle bir dans gösterisi üzerinde çalışıyoruz.
This Larry and me, we're working up a dance recital.
- Henüz değil. - Ama bu proje üzerinde çalışıyoruz.
- No, but we're thinking about it.
- Son cümlenin üzerinde çalışıyoruz.
- We're working on that last phrase.
Yarış otomobilleri ile ilgili bir yazı üzerinde çalışıyoruz.
We're going to do an issue around racing cars.
Gizli bir proje üzerinde çalışıyoruz.
And we're working on this secret project.
Komünizmin hakim olduğu ülkeler için planlar üzerinde çalışıyoruz.
We're working out plans for countries dominated by the Commies.
Amerika'da yıllardır bu sorun üzerinde çalışıyoruz. Muazzam bir masraf ve çok büyük çaba gerektirmiş ve çok sıkı bir şekilde korunan en büyük sırrımız üzerinde çalışıyoruz.
For years, we here in the united states have been working on that problem until now it's been our most closely guarded secret involving great effort and vast expenditure.
Claire ve ben yeni bir Gotik roman üzerinde çalışıyoruz.
You know, Claire and I are starting a new Gothic novel.
Sahte güzellik veren bir ilaç üzerinde çalışıyoruz.
We are experimenting a drug to create delusions of grandeur.
- Biz de bunun üzerinde çalışıyoruz.
As a matter of fact, we're working on one now. Oh, Q, shut up.
Aylardır bu şey üzerinde çalışıyoruz.
We've been on the stuff for months.
Bunun üzerinde çalışıyoruz!
We think of that!
Örneğin, Ivan Ivanovich ve ben şu anda özgürleşmenin faydaları üzerinde çalışıyoruz ve oldukça başarılı gidiyor
For example, Ivan Ivanovich and I are working now for the benefit of emancipation and the idea, and quite successfully.
Bu yüzden, gelişme olasılıkları üzerinde çalışıyoruz.
So we're looking into the possibility of building something
Yani biz kesin bir sansasyon üzerinde çalışıyoruz!
So we'll work a sure sensation!
Biz olay üzerinde çalışıyoruz. Normalde iyi bir otoriterdi başkan vefat etmiştir.
We have it on what would normally be good authority that the President has died.
Evet J.G., üzerinde çalışıyoruz.
Yes, J.G., we're working on it.
Demek istiyor ki Plan üzerinde çalışıyoruz.
He means we're working on a Plan.
Bunun üzerinde çalışıyoruz.
We're working on it.
Şöyle söyleyeyim yeni bir oyun üzerinde çalışıyoruz.
It's just that we're rehearsing a new play, it's a very good play.
Aynı şey üzerinde çalışıyoruz.
We've been working on the same thing.
Yeni şarkılar üzerinde çalışıyoruz.
We've been working on some new songs, you know.
Şey, bir senaryo üzerinde çalışıyoruz.
well, we're writing a script.
O çit üzerinde çalışıyoruz, bu bizim tek şansımız.
- We've been working on that fence, it's our chance.
- Kesinlikle. Etkili menzil sadece birkaç kilometre, ama üzerinde çalışıyoruz.
The effective range is only a few kilometers, but we're working on it.
Yeni bir oyun üzerinde çalışıyoruz, prova yapmam lazım.
We're putting in a new number, I've gotta rehearse.
Sorun üzerinde çalışıyoruz.
We are working on it.
Bazen burada böyle duruyorum ve merak ediyorum, biz mi onlar üzerinde çalışıyoruz, yoksa onlar mı bizler üzerinde çalışıyor?
You know, sometimes, just standing here, I keep wondering. Are we working on them or are they working on us?
Sen her şeyin kaybedildiğini düşünürken... biz çalışıyoruz. Mucizeler üstünde çalışıyoruz. Tarihin gidişatını değiştirecek, yüzyılları değiştirecek mucizeler üzerinde!
While you've been deciding that all is lost... we've been working, working miracles... determining the course of history for centuries to come!
Tahmin et, bu kütük üzerinde ne kadardır çalışıyoruz.
Guess how long we've been working on this one.
Sizleri parçalarla baş başa bırakılıyoruz. Mutlu yolcular Liza'ın bakışları Marta üzerinde gerçekten o olduğundan emin olmaya çalışıyor.
We are left with fragments - happy passengers Liza, staring at Marta trying to be sure it is really her
Ama onun üzerinde de çalışıyoruz.
But we're working on it too.
TARDIS üzerinde yıllardır çalışıyoruz.
We've been working on TARDIS for many years.
Evet, bunun üzerinde hala çalışıyoruz.
Yes, we're still working on that one.
Evet, onların üzerinde de çalışıyoruz.
Yes, they are working on that, too.
Bu sorun üzerinde neredeyse bir asırdır çalışıyoruz.
We've been studying the problem for damn well near a century.
Yaratık üzerinde May'in araştırmalarının parçası olarak, yine erotik uyarı ile ereksiyon arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışıyoruz.
As part of May's studies of this creature, we are trying to find once again the link between erotic stimulation and erection.
Ben Paragon enstitüsünde, sıradışı duyusal algılama konusu üzerinde çalışıyorum, ve biz insan aklının neredeyse sınırsız olan enerjisini yönetebilmek için biyo-dönüşüm tekniklerini kullanıyoruz,
Now, I work at the Paragon Institute, where we study the phenomena of extrasensory perception. And we are using biofeedback techniques... to tap the almost limitless resources of the human mind...
Federal hükümete bağlıyız. Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz bu da bize tüm kuruluşlar üzerinde yetki tanır.
We happen to be a division of the Federal Government... working in conjunction with the Department of Health Services... which gives us jurisdiction over any and all state institutions.
Bildiğiniz gibi, Kuzey Atlantik bağlantımız üzerinde iki yıldır çalışıyoruz.
We have a two-year lead in North Atlantic development.
Kitap üzerinde birlikte çalışıyoruz.
We're working on the book together.
Bazen yazılarımız üzerinde beraber çalışıyoruz.
We work on our writing together sometimes.
Bu iş üzerinde birlikte çalışıyoruz.
We're working together on this.
çalışıyoruz 40
üzerinde 91
üzerine 17
üzerime gelme 17
üzerinde çalışıyorum 53
üzerine alınma 18
üzerindeyim 19
üzerinde 91
üzerine 17
üzerime gelme 17
üzerinde çalışıyorum 53
üzerine alınma 18
üzerindeyim 19