Üç gündür translate English
580 parallel translation
Evet, efendim, fakat üç gündür kahvaltıda sadece bir bardak çay içiyorsunuz.
Yes, sir, but you had only a cup of tea for breakfast for three days.
İki tayfamızı ormanda hayvan kovalamakla öyle meşgul etti ki üç gündür onları görmüyoruz.
He's had our two sailors so busy... chasing around the woods after flora and fauna... that we haven't seen them for three days.
Bize kızın üç gündür kıpırdamaksızın burada durduğunu söylüyor.
He tells us the girl's been there 3 days without moving.
- Bir ay üç gündür.
- One month and three days.
Ailemi üç gündür göremedim.
I haven't seen my family in three days.
Ama üç gündür içerideler.
They've been in there three days already.
Tam üç gündür yanıyor.
It's been going for three days.
Sizi üç gündür izleyen bir adam.
A guy who's watched you for threee days.
O kanat ucu üç gündür kaburgama batıyor.
That wingtip's tickled me in the ribs for three days.
Neredeyse üç gündür açlık çekiyoruz ama bu pahalı oteli isteyen sendin.
We nearly starved for three days, but you wanted this expensive hotel.
Neredeyse üç gündür buradaydı ve bir haftalık da peşin ödemişti.
He's been here about three days and he's paid up for a week.
Biz onu üç gündür neredeyse hiç görmedik.
We ain't hardly seen him for the last three days.
Ve neredeyse üç gündür onunla hiç konuşmadın.
And in three days you hardly spoke to her.
Binbaşı üç gündür hiç uyumadı.
Major ain't had any sleep for three days.
Sen, bizim Lacey'i üç gündür cezaevinde tuttuğumuzu unutuyorsun.
You're forgetting we had Lacey in the city jail for three days.
Açtım, üç gündür yemek yemedim.
Well, I was hungry, I hadn't eaten for three days.
Bu adamı üç gündür gören olmadı.
Nobody's seen this guy for three days.
Son üç gündür kırılan parçaları siz düşünün.
Imagine all the breakages in the last three days.
Çöp kutusu üç gündür boşaltılmamış.
The bin hasn't been emptied for three days!
Yağmur üç gündür dinmek bilmedi!
It's been three days now.
Çocuğun ateşi üç gündür inip çıkıyordu, şimdi bir şeyi kalmadı.
That boy's temperature has been a-hoverin'... between 100 and 100 and two-tenths for three days... so none of that now.
Fakat üç gündür burada yoktun! Evet, ne yazık ki, kendimde değildim, kendimi bulmam bu kadar zaman aldı.
Why John, what a pleasant surprise.
Rahibem, üç gündür klinikteyim...
Mother, in the three days I've been lying in the infirmary...
Gerçeği söylemek gerekirse, üç gündür limanda kalıyorum.
As a matter of fact, we've only been in port for three days.
- İki ya da üç gündür.
- Two or three days.
Adamlarının üç gündür yemediği yiyecekler için endişeleniyor.
He's worried about the food his men haven't eaten for the last three days.
Tipi, üç gündür ara vermemişti.
Blizzard was not abating for three days.
Deneme için üç gündür buradasın.
You've been here three days on a trial basis.
Seni korkutmak istemedim, ama üç gündür bizi izliyordu... ve dün motelin önüne park etmişti.
I didn't want to scare you, but it's followed us for three days and yesterday it was parked outside the motel.
Onların bazıları yaklaşık üç gündür teknelerde.
Some of those men have been on those tubs for almost three days.
"Daha sonra, üç gündür kayıp olduğu bildirilen bölüğüne öncülük ederek, düşman hattının gerisine güvenli bir şekilde geçmelerini sağlamıştır."
He led his patrol, which had been listed as missing in action for three days, back through the enemy lines to safety. "
Tam üç gündür bunun için hazırlanıyoruz.
I practiced a lot.
Efendim, tüm saygılarıyla birlikte ifade etmek istiyorlar ki... üç gündür bekliyorlar.
They wish respectfully Sire, to call your attention to the fact that they have been waiting for three days.
- Sadece merak ettim. Son üç gündür hiçbir şey sipariş etmedi de.
For three days she hasn't ordered anything.
Pokerde elim üç gündür beni bekliyor.
I've had a poker hand waiting three days.
Senin yüzünden üç gündür kafayı çekiyorum, daha yeni kendime geliyorum.
I've been drinking for 3 days on account of you, I'm just recovering.
Polisler üç gündür tepemdeler.
The cops have been on my back for three days.
Hazırlık yapacağım diye üç gündür canım çıktı.
I've been working like a fool for three days getting everything ready.
Değilmiş. Bürosundan da üç gündür aynı yanıtı alıyorum.
"He's not in." That's all I've heard at his office for three days.
Delphine'i üç gündür görmedim.
I haven't seen Delphine in three days.
Ajanların mekanı üç gündür bildirilmedi.
Location of agents unreported for three days.
Son üç gündür neredeydin?
Where have you been for the past three days?
İki, üç gündür yatağa giderken bu fikir beni dehşete düşürüyor.
It's been agony for me when it was time to go to bed.
Almanlar küçük bir bölgede bizi terk ettiklerinde üç gündür yürütüyorlardı.
It was called Itsdorf, in Saxony, by the Elbe. – Do you have any old photos? – No, I was too ugly.
Son üç gündür Majesteleri kralla görüşmeler yapıyordum.
I have these past three days been in consultation with His Majesty the king.
Efendim, üç gündür süren yargılama boyunca bu mahkeme sabırla size yönelen suçlamalara cevap vermeye tenezzül etmenizi bekledi.
Sir, throughout the three days of this hearing this court has patiently awaited your pleasure to hear what you have to say in answer to charges against you.
Marian üç gündür ortalarda yok.
Marian hasn't been here for three days.
Bizi iki üç gündür takip ediyordun.
You've been ffollowing us two or three days.
Son üç gündür sadece yatıyorsun.
The past three days, all you're doing is lying here!
Son birkaç gündür düşünmeye pek vaktim olmadı. Oysaki üç yıl sonra ilk kez işte değilim.
I haven't had much time to think about it over the past few days and yet this is the first time I've been off work in three years.
Bu köpek çok korkmuş. Bilemiyorum, üç dört gündür çok sinirli.
That dog's been so nervous for the past two or three days.