English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Irk

Irk translate English

7,587 parallel translation
- Kırk dört haftalığına.
- 44 weeks.
- Kırk dört hafta mı?
- 44 weeks?
Cece, atalarının bu bayramla ilgili nahoş anıları olduğunu biliyorum ama... - Yanlış ırk. -...
Cece, I-I know that this holiday is a bittersweet memory for your people, but, please, do not take that out on me.
Kimliğini ya da en azından ırkını ya da yaşını öğreniriz.
We might get an I.D. or at least ethnicity and an age range.
Kırk fırın ekmek gerekmişti.
It takes a village.
İnsan ırkının nasıl tükeneceğini sayısız yolla araştıran kurumlardan biri.
It is one of several institutions around the world which exists solely for the purpose of studying the myriad ways in which the human race can become extinct.
Bu beyin takımının küçük ama gelişen fikirlerine göre insan ırkına karşı olan tek tehdit yapay zeka.
Now, within this think tank, there is a small, but growing school of thought that holds that the single greatest threat to the human race... is artificial intelligence.
Kırk dolarımız var.
We have 40 bucks.
Ama gerçek şu ki çocuklarımla düzgün bir ilişki ve insan ırkına olan inancımın çoğu da dahil bu meslek için hayatımda pek çok şeyden vazgeçtim, öyle ki dünyada uyum sağlayabileceğim başka bir yer yok.
But the truth is, I've given up so much of my life for this job, including a decent relationship with my children and most of my faith in the human race, that there's... no place else on earth that I fit in.
Maktulün yaşında, ırkında ya da cinsinde bir kayıp bildirimi yapılmadığından yüz yaratma çalışman kesin olmalı.
Well, and since no one of our victim's age, race or gender was reported missing, your facial reconstruction needs to be exact.
Almanlar dünyanın en gelişmiş eğitim sistemine etkileyici endüstri üretim gücüne sahiplerdi ama yine bir ırkı toptan yok etmeye kalktılar.
Germany had the most advanced public education system in the world, impressive industrial production, and yet they tried to exterminate an entire race of people.
Kırk yıldır arkadaşız.
Gibbons : We've remained pals for four decades.
Amerika'da sadece bu şehirde insanların haftanın bir günü de olsa bir araya gelebildiğini düşünüyorum. Yol boyunca dans ederek yürüyor ve insan ırkının en mutlu bireyleri oluyorlar.
I feel like if only every city in America had one day a week where we could all get together and march down the street dancing, we'd be a much happier human race.
Siyahi kilisesi ve sinagog bombalamaları ırk isyanları, ne ararsan var.
Black church and synagogue bombings, race riots, you name it.
Kırk yıllık bir cinayet dünyanın ne kadar değişmiş olduğunu hatırlattı bana.
A 40-year-old murder reminds me how much the world has changed.
Nasıl birisi L.A.'de ırk ayrımcılığı yapabiliyor, bayım?
How does one separate the races in L.A., sir?
Kardeşlik'ten ayrılıyor, kendi ırkı dışında başka bir ırkla evleniyor, Chad'e inanmasını söylediği her şeyi reddediyor.
He left the Brotherhood, he marries outside his race, he rejects everything he taught Chad to believe in.
Kırk yıl boyunca içime kapanık olarak yaşadım.
I was in the closet for 40 years.
Kırk iki radyo teleskobundan oluşan bu yığın dünya dışı medeniyetlerden sinyal saptamak için iyileştirildi. Ve yüksek derecede hassaslar.
This collection of 42 radio telescopes is optimised to detect signals from extra-terrestrial civilisations and it's exquisitely sensitive.
Venüs'e kırk üç görev Mars'a da elli bir görev icra ettik.
2.43 missions to Venus... .. and 51 to Mars.'
Yüz milyarlarca galaksi ; kırk altı milyar ışık yılı uzunluğundaki gözlemlenebilir evrenin sınırlarının her yönüne doğru uzanıyor.
Hundreds of billions of galaxies stretching out in every direction to the edge of the observable universe some 46 billion light years away.
Bence kırk yaşında bir başaksın. *
I'm guessing the 40-year-old Virgo.
- Kırk papel.
- Um, 40 bucks.
Kırk papel ve bir yaylı ok.
- 40 bucks and a crossbow...
Mesela ben buna kırk iki yaşından beri bakıyorum.
Like, how old are we talking?
Küçük, çekici ve kel insanlardan oluşan bir ırkız biz.
We are a race of small, adorable, hairless people.
Noel Arefesinde tüm o iyi ruhu emerek Atmosfere yükseliyor ve tüm o iyi niyeti insan ırkına geri dağıtıyor. Karma bataryamızı eskiden olduğu gibi tekrardan dolduruyor.
Absorbing all of that good spirit on Christmas Eve, he rises into the atmosphere, releases all of that goodwill back into the human race recharging our karmic battery, as it were.
... bunu yapmak, insan ırkının iyi niyetinden geriye bir şey bırakmayacak.
Doing this, the human race will run out of good will.
Noel Baba bir yıl boyunca tüm insan ırkından büyü gücü topladı. Yani Onu tam olarak gece yarısında öldürüyoruz.
Santa has spent a year gathering a magical power from the entire human race, so we will kill him precisely at midnight.
Tüm insan ırkı birbirine aittir.
The entire human race belongs together.
Renk, ırk, din.
Color, race, religion.
Bu yüzden mi yüzüğümü bulmak için kırk takla attın?
Is that why you tried so hard to find my ring for me?
İnsan ırkı bir şekilde savrulacak nefes alabileceği bir kaya parçası bulmaya uğraşacak.
The human race is going to be... adrift... desperate for a rock it can cling to while it catches its breath.
Fakat kırk yıldır yer çekimi denklemini çözmeye çalışıyor.
But he's been trying to solve the gravity equation for 40 years.
Baban, insan ırkını yok olmaktan kurtarmanın başka bir yolunu bulmalıydı.
Your father had to find another way to save the human race from extinction.
- Çünkü insanları kendilerini değil de ırkı kurtarmak için çalıştırmanın zorluğunu biliyordu.
- He knew how hard it would be... to get people to work together to save the species instead of themselves.
Yetmiş saat, kırk altı dakika ve otuz saniye var.
70 hours, 46 minutes and... 30 seconds from now...
Üzerinden kırk yıl geçti, Stephen.
Well, that was forty years ago, Stephen.
Her ışık yılı 10 trilyon kilometredir, bu da kırk beş trilyon kilometre ediyor.
Each light year is six trillion miles, so that's... twenty six trillion miles.
- Kırk beş milyon kilometre mi?
- Twenty-six trillion. That's the closest?
Aşık oluyoruz, John'un babası oluyorsun sonra kırk sekiz saat geçmeden beni korurken ölüyorsun.
We fall in love, you father John, and then, in less than 48 hours, you die protecting me.
Kırk yılda bir içki içtiğini. Uyuşturucu kullanmadığını.
You hardly drink any liquor.
Kırk ayaklar ve kurtlar tarafından yenmesi için Two-I-C'yi terk ediyoruz.
We are leaving Two-I-C to be eaten by gogomi and worms.
İnsan ırkının doğum yerinin Dünya olduğu öğretildi sana. Bu doğru değil.
So you've been taught that the birthplace of the human race is Earth but it's not.
Bir tür vampir ırk mısınız?
Are you some kind of vampire race?
Birkaç milyon yıl önce, klonlama kaynaklı bir gen vebası neredeyse tüm insan ırkını yok etti.
Several million years ago, a gene plague caused by cloning nearly annihilated the entire human race.
İnsan ırkının en muhteşem gizemine cevap arıyorlar.
They're looking for the answer to the human race's greatest mystery.
Şu anda en güçlü ırk onlar. Nazilerin daha iyi olduğunu düşünüyorlar.
They're the master race now They think the Nazis make it better
Kırk yılı daha iyi geçirmek için bedenime kötü davranıyordum.
I've been abusing my body for the better part of four decades.
- Çünkü hayat uzun, ve seni kırkında evsizlere sakso çekerken görmek istemem
-'Cause it's a long life. And I would hate to see you out there blowing hobos at 40.
Kırk dokuz.
Forty-nine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]