English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ş ] / Şaşkın

Şaşkın translate English

1,890 parallel translation
Şaşkın ördek yavrusuna döndüm.
Deer caught in the headlights.
Evet, bende biraz şaşkınım.
I, too, am... surprised.
Nedeni de şaşkın olmam
But because he was somewhat shocked.
Eskiden, bize ihanet edenlere, aptallıklarının bizi şaşkına.... çeviren insanlara nasıl baktığını hatırlıyorum.
I know how you used to look atpeople when they betrayed us, when their stupiditydisappointed us.
... Polis, çocuk için oldukça endişeli çünkü bir süredir aç ve susuz bir durumda Aynı zamanda kayıp ve şaşkın bir halde
... Police are quite concerned, because he's been without food or water for some time and is likely confused and lost.
Sakın şaşkın gibi görünmeyin.
But don't look mad.
O yaratıkların omurgasız olmaları, gerçekten şaşkınlık verici bir...
For not having a backbone, those critters sure put up a heck of a...
Halk şaşkın halde.
People are outraged.
Tam anlamıyla şaşkın, belki, ama korkan değil.
Completely baffled, maybe, but not terrified.
Onun kanatlarının altından sıyrıldın. Ve birden o da kendisini bir hastası hakkındaki hislerinden dolayı şaşkın halde buldu.
You're drifting away from under his wing, and suddenly, he finds himself confused about his feelings for a patient.
Ofistekiler şaşkın!
That office is all shook-up!
Polis sözcüsü konu hakkında bir şey söylememiş olmasına rağmen... KBLS radyo, polisinde bu olayda şaşkın olduklarını öğrendi.
Although Police spokesman had little to say on the subject, KBLS Radio has learned that they're at a loss to find a motive.
Bu konuda senin kadar ben de şaşkınım.
I'm as freaked out about this as you are.
Ama tüm bunlara "nedeni yok" dediğinizden beri şaşkın ve başınızın belada olduğu ispatlanmış oldu.
But since you answered'no reason'even with all these, it proves you are very confused and troubled.
Sanırım şaşkın daha doğru bir kelime olurdu.
I think astonished would be a more accurate word.
Şaşkın haldeyim.
I am astonished.
Ben de şaşkınım Brenda.
I'm in the dark, too, Brenda.
Bulvarlar yağmurlu güz havasıyla şaşkın.
Dazed by the rainy autumn weather of the boulewards,
Sen değil, şaşkın.
Not you, sucker punch.
Ama bu sabah yaşanan gelişme herkesi şaşkına çevirdi. Çekiliş Sorumlusu, Yüzbaşı Stottlemeyer'ın yeni Süper Loto Kızı ve geçmişte birlikte çalıştıklarını tespit edince Yüzbaşı Stottlemeyer'a yapılacak tüm ödemeleri askıya aldırttı.
But in a stunning development this morning, the lottery commissioner suspended all payment to Captain Stottlemeyer after it was revealed that Stottlemeyer has known and worked with Natalie Teeger, the newly hired lotto ball girl.
- Şaşkın değilim.
I'm not flustered.
En başında buraya gelmeliydiniz, şaşkın.
You should have come here from the start, lazy.
Sizde şaşkın "Şehir dışındanım" bakışı var.
You got that slightly dazed, "I'm from out of town" look in your eye.
Genç, şaşkın görünüşlü bir çocuk dans edip "Kıçımda ne var?" isimli bir şarkı söylüyor.
A young confused-looking boy dancing and singing a song called "What What ( In My Asshole )"
Şaşkın seni, baykuşları sormuştum.
No, silly, up there.
Şaşkın gözlerle, kız bunu seyretmiş uzun uzun.
For long she kept watching this with petrified eyes.
Gerçekten şaşkınım, Sayın Yargıç.
I'm stunned, Your Honour.
- Evet, Ben biraz... şaşkınım.
- Yeah, I'm a little... thrown.
Ayrıca, ve çok daha önemlisi, a benim şaşkın ağabeyim olay sen meselesi değil.
And second... And much more important, big dumb brother of mine, This isn't about you.
Hâlâ beni çağırmanız konusunda biraz şaşkınım. Yapay zekanın eğitilmesi gerekiyor.
Guess I'm still fuzzy as to why you called me here.
Sen şaşkın bir çocuksun, Bud.
You're one twisted kid, Bud.
Kulağına, çenene değil, şaşkın.
No, your ear, not your chin, silly.
Babam dünyadaki en bencil, şaşkın küfürbaz, dahi, miyop şerefsizin tekidir.
He is without a doubt the most self-absorbed twisted, abusive, brilliant, myopic son-of-a-bitch on the planet.
Onun şaşkın beyninin nasıl çalıştığını bildiğimi mi sanıyorsun?
- You're assuming I have any understanding of that man's brain.
Hâlâ şaşkınım.
I'm still confused.
Hepimizi şaşkına uğrattınız.
You have turned us all on our heads.
Bu yıl Michelle'in listesine girdiğimiz için hala çok şaşkınım.
You know, I'm kinda surprised We still made michelle's list this year,
Ben de nasıl bu kadar rahat davranıyorsun şaşkınım.
I'm amazed at how calm you're acting.
Biz de sizin gibi şaşkınız.
We're as surprised as you a.
Bütün bölge doktorları şaşkın.
All the local doctors are stumped.
Henüz seni kaybetmeye hazır değilim, seni şaşkın.
not ready you lose you yet, you knucklehead.
Sensin şaşkın.
you're the knucklehead.
Birkaç model yapıyorlar,... bu yüzden hoşuna giden birisini seç, seni şaşkın.
Well, they made a few models, So just pick one you like, you knucklehead.
Dünya şaşkın.
World is shocked.
Şunun şaşkınlığına bakın, üşümüyor musun?
He looks like my little brother at the pool!
Sonra olayın ayrıntılarını dinlemeye gelirim, seni şaşkın inek.
I will be back later for the highlights, you jammy cow. Hiya.
Şaşkın bir bakış ama siz beni anladınız.
Curious image, but you take my meaning.
Neler dönüyor bilmiyorum ama çok şaşkınım, biliyor musun?
Don't know what's going on, but I'm surprised, you know?
Şaşkınım biraz.
Yes.
Norveçliler, Emerson Cod'ın kehanetinin yarı yarıya doğru olduğunu görmenin şaşkınlığını yaşıyorlardı.
Both coffins were empty.
Hayır, şaşkın.
- No, dummy, pig spit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]