Şok edici translate English
949 parallel translation
Bunu söylemek şok edici bir şeydi.
It was a shocking thing to say.
- Evet. Eleştirmenlerin çatık kaşlı şok edici dedikleri şey.
What the critics describe as a high-brow shocker.
Şimdi. Şimdi gerçek hayatta çatık kaşlı bir şok edici olduğunda halk ona aktör mü der?
Now... when a high-brow shocker occurs in real life, does the public call in the actor?
Şok edici bir haber aldık da. Harold'ın Bean amcası...
- We've had quite a shock.
- Onun için şok edici olacak.
- This is gonna be a horrible shock.
Geçen sene şok edici bir şey yaşadım.
I had an absolutely staggering one last year.
Şok edici ve açıklanamaz bir şey.
Something shocking and inexplicable...
Bu şok edici ya da kaba bir hareket mi?
Is that shocking or impolite?
- Hayır, o herkes için şok edici olurdu.
- No, that'd be too much of a shock.
Biliyorum şok edici bir durum.
I know it's something of a shock.
- Bu kahve... şok edici.
- This coffee... shocking
Hepsinden daha şok edici olan neydi, biliyor musunuz?
But you know what was even more shocking?
- Ne şok edici bir şey.
- What a shocking thing.
Kafanın bu şekilde ayrıldığını görmek biraz şok edici.
It's sort of a shock to see your head detached that way.
Şok edici.
It's very shocking.
Lola Montes, baştan çıkaran kadın olarak geçirdiği skandallarla dolu hayatı hakkındaki en şok edici, en özel en yersiz sorularınızı cevaplayacak.
Lola Montes will answer the most shocking questions, the most intimate questions, the most indiscreet questions, about her scandalous career as femme fatale.
Şok edici.
Shocking.
Teyzemin beni içine yerleştirdiği duruma ilişkin şok edici söz.
Shocking comment on the position my aunt had placed me in.
Küçükken yaşamış olduğu şok edici deneyim onu incitmez de tavan arasında çok iğrenç bir şey görmesin, tamam!
It wouldn't have hurt her to have had some sort of dreadful, shocking experience... when she was little, something rather nasty she saw in the attic.
- Şok edici, değil mi?
Shocking, isn't it?
Şaşırtıcı ve hatta şok edici.
It's shocking most shocking
Dr. Harrison'ı arayıp şok edici davranışınız hakkındaki tüm bilgileri verdim.
I have called Dr Harrison and given him a report on your shocking behaviour.
Bay Cooper, beni kavurmaya çalışırlarsa ellerine geçecek olan tek şey şok edici bir elektrik faturası olacak.
IN THIS STATE IS DEATH IN THE ELECTRIC CHAIR. MR. COOPER, THE ONLY THING THEY'LL GET FOR THEIR PAIN IF THEY TRY TO BURN ME
Bunu şok edici mi buldun?
You find that shocking?
- Bu şok edici.
- It's the shock.
Annesini öldürmüş bir uyuşturucu müptelasının gelip hamamböceği görmesi şok edici olur!
Shocking, a dope addict who murdered his mother, came and saw a cockroach!
Şok edici bir şöhrete sahip bir kadın.
Shocking reputation, sir.
Şok edici hatıralar olmayacaktır, sadece nostaljik duygular olacaktır.
There'll be no shocking memories, just a feeling of nostalgia.
Senden beklediğim buydu! Şok edici bir fikir bulmuşsun!
This is what I expected from you : a moment of genius.
Şok edici!
Shocking!
Gerçekten şok edici.
Positively shocking.
Ve şu askeri darbe iddialarınıza dayanak ettiğiniz şifreli... at yarışı mesajlarınıza gelince... Bir darbe olasılığını bunlara tümdengelimsel şekilde dayandırabilmeniz şok edici bir şey.
And if I may say so, the conversion of a wagering pool on the Preakness into a code for some sinister plot to seize the government seems to me suggestive of rather lurid deductive powers to say the very least.
Bu söyleceğim sana şok edici gelebilir ama O'nu arada sırada ofiste bırakabilirim.
Well, this must come as a shock to you, but I lock up the office now and then.
Biz sadece tatil için hazırlandığımızda, bu şok edici telgraf.
Just when we prepared for a vacation, then this shocking telegram.
Uzay Çağı, insanoğlunu uzayla ilgili şok edici gizemleri keşfetmeye sürüklüyor.
The Space Age leads mankind to discover the astounding mysteries of outer space.
Ve sonuçta şok edici bir dokümana ulaştık.
Then we came up with an impressionistic document that shocks.
Hatalarının ekrana yansıtılmasından daha şok edici ne olabilir ki?
What's more shocking than seeing your faults projected onto a screen?
Şok edici hipnoz bir barış silahıdır.
Traumatic hypnosis is a weapon of peace.
Şok edici.
It's shocking
Ama gerçekten şok edici.
But it's really shocking
Yine de, idarecilerimden üçünün ölmesi hayli şok edici.
Still, it's pretty shocking that three of my executives are dead.
Ve şimdi çirkin ve şok edici bir şekilde kontratı bozdun!
And now this shockingly flagrant breach of contract!
Eski günlerde gözüme bir çorap ilişti... Şok edici bir görüntüsü vardı. Çoraplar!
In olden days a glimpse of stocking was looked on as something shocking
Eski günlerde gözüme bir çorap ilişti Şok edici bir görüntüsü vardı
In olden days a glimpse of stocking was looked on as something shocking
Akıl almaz ve şok edici bir olay.
It's incomprehensible and totally shocking...
Dinle, sana çok şok edici bir haberim var!
Listen, I have the most astonishing thing to tell you!
Bayanlar baylar, şok edici bir gelişme sonucunda az önce Paula Powers'ın multimilyoner, vali adayı Bigby Powers'ın kızı olduğunu öğrendim.
Ladies and gentlemen. In a shocking discovery I have just learned that Paula Powers is the daughter of multimillionaire gubernatorial candidate Bigby Powers.
Bay Kelly, karınızın ölümü trajik ve şok edici.
Mr. Kelly, your wife's death was a tragic and shocking thing.
Bu sabah sizlerle şok edici bir kaza hakkında konuşmak istiyorum.
I want to talk to you all this morning
Bütün bunlar şok edici biliyorum.
What about it?
Ama bu kabul edilemez, insanlık dışı, şok edici...
Horrible.