Şıktır translate English
4,306 parallel translation
"Belki doğrudur. Belki bana âşıktır."
"Maybe it's true, maybe he is in love with me."
Mahkemenin çalışmaları epey karışıktır.
The workings of the court are very complicated...
Eşim beni delice sevmeye alışıktır.
My wife used to adore me.
İnsanlar karışıktır.
People are complicated.
Hayır, ani istek çok daha karışıktır.
No, a sudden passion is far, far messier.
Çok şıktır.
It's very chic.
- İşler çığırından çıktı.
- It's crazy here.
Ama esas müzik dahisi Phil Collins hakkındaydı zamanınıza böyle bir başarıyla hakim olursanız insanlar dalga geçmeye ve moralinizi bozmaya çalışır ama gerçek şu ki o bir müzik efsanesi ve insanların onunla dalga geçmesinden bıktım.
But it's really about the musical genius of Phil Collins, and like any musician of his time, when you dominate that period with such success, people tend to make fun of you and put them down, but the truth is he's a musical legend, and I'm tired of people making fun of him.
Yalnızlıktır...
It's isolation.
Verandaya çıktığımda ise bu Novak orada durmuş bana sırıtıyordu.
So then I go outside on the porch, and there's the Novak kid, and he's just out there grinning at me!
Kapı açıktı, bizim de komşular olarak birbirimizin evine girip çıkmamız hoş karşılanır, değil mi, George?
It's just, the door was unlocked, and as neighbors, we're welcome to traipse in and out of each other's homes, aren't we, George?
İş yerinde her şey zıvanadan çıktı, ve çamaşır yıkamak için zamanım olmadı.
It's been really crazy at work, and I haven't had time to do laundry.
Sen ve bebek meydana gidin. Orası kalabalıktır.
You and the baby get into the Bull Ring, where there's lots of people.
Bunun çıktısını alır mısın?
Can you print that for me?
Kapı hep açıktır dostum.
- Door's always open, man.
- Bizim için her şey satılıktır, Arthur.
Everything's for sale to us, Arthur.
- Çifte maaş olduğu söylenince sıla hasreti çıktı sanırım.
I guess I got homesick... When they told me this pays double.
araç kazası olaylarında, doktorların sürücünün toksikoloji rapolarını bildirme zorunluluğu vardır bayan queen'in sonuçlarında vertigo isimli bir uyuşturucu etkisinde olduğu ortaya çıktı.
In the event of a vehicular accident, they're required to report to result of the driver's tox screen. Miss Queen tested positive for a narcotic called Vertigo.
Turneye çıktığınızda... seçtiğin giysiler... üzerinize yapışır... yani sekiz ay boyunca bunları giyeceğim.
When you go on tour the outfit you've got's the outfit you're stuck with so I'm gonna be wearing these clothes for a good eight months now.
-... bu çılgınlıktır.
-... that's crazy.
Bir daha bu işe karışırsan seni içeri tıktırırım ve bu kez dışarı çıkamazsın.
You get involved in this again, you'll see the inside of a cell, and unlike last time, you will not see the way out.
Bu-bu benim için açıktır Bak Kızını ne kadar sevdiğini.
Look, it's-it's obvious to me how much you love your daughter.
Bulaşık yaşlı bir adamın bir hastalıktır.
Dish is an old man's disease.
Ambulans çalıp dolaşmaya çıktım. Sınırı geçtim.
I took an... ambulance for a joyride... across the border.
Maalesef Grayson Global'ın küstah yeni C.E.O.'su... hazır olduğumdan çok daha zorlu bir rakip çıktı.
Unfortunately, Grayson Global's brash new C.E.O. proved a more formidable opponent than I was prepared for.
Yunus ve balinaların onları insanlar da dahil diğer memelilerden daha karmaşık ve üstün bir seviyeye çıkaran bir özbenlik ve sosyal toplum bilincine sahip oldukları çok açıktır.
It's becoming clear that dolphins and whales have a sense of self, a sense of social bonding that they've taken to another level, much stronger, much more complex than in other mammals, including humans.
Her yer karanlıktı ve sırılsıklam olmuş hâldeydi.
It was dark and he was all wet
Kalbin dayanma sınırı konusunda bir sıkıntı çıktı.
There was a little problem with what the heart could withstand.
Ölümünden üç gün önce bu sır federal hapishanedeki Bay Clarke'a yazılmış bu mektupla oltaya çıktı.
Three days before his death... That secret came out in a letter written to Mr. Clarke in federal prison.
Onu birazcık sıktırıp kendini iyi hissetmesini sağladın.
So, you gave her a squeeze, made her feel better.
Sıfır numaralı hastamız bir Irath kervanıyla doğuya yola çıktı bile.
Our patient zero was travelling with an Irath caravan headed east.
Dış işleri bütçe bölüşümü herkese açıktır.
Allocating the D.O.D. budget is always a free-for-all.
Johnny çıktığı anda taktik ekibi arayacağım. Hayır.
When Johnny's outside, I'll call in the tac team.
Kocam dışarı çıktığında paspasın altına bir bozukluk bırakırım
I'll leave a penny under the mat when he's flown the coop.
Burası çok aydınlıktır kışın bile.
It's very bright, even in the winter.
- Men çizgi romanlarındaki Charles Xavier'in yetenekli gençler için açtığı okulu taklit eden bir dolandırıcı olduğu ortaya çıktı.
Turned out it was a conman copying Charles Xavier's school for gifted youngsters from the X-Men comic books.
Gayet dürüsttür, namusludur, sadıktır ve... Ne?
He's very dutiful, correct and loyal.
Sonra ortaya çıktı ki 1'e 100.000 oranında sulandırılmış epinefrinle lidokain yerine 1'e 1000 sulandırılmış 3 mg epinefrin yapılmış.
It turns out she was given 3 milligrams of epinephrine 1 in 1,000 instead of... Lidocaine with epinephrine 1 in 100,000.
Hayır, annen Claire'in ne kadar güzel olduğunu söylememden bıktı.
No, your mom's a little tired of hearing how pretty Claire is.
Burada iyice çığırından çıktı.
Here's where it gets crazier.
Hayır, ışıklar açıktı.
No, the lights were on.
Her neyse... Çığırından çıktı.
Anyway, she's out of control.
Matematik oldukça düz mantıktır.
The math's really quite straightforward.
Bilirsin, sadıktır ve serttir.
You know, he's loyal and he's tough.
Tüm sırlar gün yüzüne çıktığında gerçeğin çanları da çalmaya başlayacaktır.
When all secrets come to light, The truth shall take its toll.
Dikkatli ol, oldukça sinsi bir yaratıktır.
Careful, it's a tricky beast.
Senle ağabeyin avazınız çıktığı kadar bağırırdınız.
It's true. You and your brothers used to scream your heads off.
Bu bir genetik hastalıktır, vücudun herhangi bir yerindeki.. ... sinirlerin tümörleşip büyümesiyle olur.
That's a genetic condition that can cause tumors to grow anywhere there are nerves in the body.
Yabancı bir yatırımcı arıyor ve parayı denkleştirmeye çalışıyorduk ama bir engel çıktı.
So we've been looking for an outside investor, trying to get the money together, but we've hit a wall.
- Hayır, acıktı.
No, no, she's just hungry.
- Adamcağız hafif kaçıktır.
This fella's a little touched.
siktir 1230
siktir git 596
siktir et 118
siktir lan 31
siktirin gidin 41
siktir git buradan 24
siktir ya 24
siktir ordan 17
siktir et onu 25
siktirin 30
siktir git 596
siktir et 118
siktir lan 31
siktirin gidin 41
siktir git buradan 24
siktir ya 24
siktir ordan 17
siktir et onu 25
siktirin 30