00 gibi translate Spanish
1,427 parallel translation
14 : 00 gibi size uygun mu?
Bueno, uh, digamos ¿ sobre las 2, entonces?
Gece hemşiresi onu sabaha karşı 4 : 00 gibi odasından çıkarken görmüş.
La enfermera de noche le vio salir de su habitación sobre las 4 de la madrugada.
Ama biz 19 : 00 gibi döneriz. Yani akşam yemeği ve kalacak bir yer istersen burada olacağız.
Sí, pero, uh... volveremos sobre las 7 : 00, así que si quieres cenar, pasar la noche... aquí estaremos.
Ne dersin, 5 : 00 gibi?
No, si quiero aprobar.
Dün otele saat 13 : 00 civarında giriş yapmış. Saat 16 : 00 gibi de çıkış.
Se registró en el hotel a las 13 : 00 y pagó la cuenta a las 16 : 00.
Telefon kayıtları onun dairesinden saat 1 : 00 gibi tam Luke'un kaybolduğu gün, Shelton'dan bir motelin aradığını doğruladı.
Según los registros, recibió una llamada en su apartamento a las 1 : 00... desde un motelucho fuera de Shelton la noche de la desaparición de Luke.
- Saat 3 : 00 gibi.
- A las 3 : 00.
Annesi onu en son yatağa giderken, saat 20 : 00 gibi görmüş.
La madre fue la última que lo vio... ante de irse a dormir anoche a eso de las 20 : 00.
Doktorlar, saat 11 : 00'de, duman soluması yüzünden kontrol etmişler, saat 15 : 00 gibi de salınmış eğer gizlice girmediyse, kırılmaz.
Los médicos le examinaron a las 11 : 00, le dieron el alta a las 3 : 00 a.m., a no ser que saliera sin ser visto, es muy sólida.
Pekala, seni dans için 6 : 00 gibi alırım herhalde.
Te recogeré a las 6 para ir al baile. ¿ Te parece bien?
- 7 : 00 gibi görüşürüz.
- Te veré a las 7 : 00.
- 4 : 00 gibi.
- Como a las 4 : 00.
- Uçak 8 : 00 gibi varacak.
- El avión llega como a las 8 : 00.
Gitmeliyim öyleyse 9 : 00 gibi seninle görüşeceğiz?
Ya debo irme, pero te espero a las 9 : 00, ¿ sí?
Bugün öğleden sonra 17.00 gibi, Kawasaki Ken dağı eteklerindeki... Fujisan'da heyelan meydana geldi ve yol çöktü. Şuana kadar, 8 kişinin öldüğü bildiriliyor.
Hoy en la tarde a las 5, la montaña ubicada en Kawasaki KEN, Niikawagun que es Fujisan tuvo un serio colapso al escalarla hasta ahora, ya son 8 personas confirmadas que han muerto
Ya teslim olacağım ya da kefaletle 8.00 gibi... Beni götürün.
Si buscan a alguien, es a mí.
Laughlin 2,5 saat uzakta. Evden 08 : 30'da mı çıktınız? 08 : 00 gibi.
Laughlin está a dos horas, ¿ se fueron alrededor de las 8 : 30?
18 : 00 gibi burada olur demiştin.
- Me dijiste que llegaría para las 6 : 00.
Sabaha karşı iki gibi ölmüş olmalı.
La mierte debió ser como a las... 2 : 00 A.M.
Onun evinden saat 9 gibi ayrıldım.
Salí del lugar a las 9 : 00.
Yani dün gece saat 11 gibi.
Eso pudo ser a las 23 : 00, anoche.
Britt buraya senin tanığının,... saat 10 gibi yattığını söylediğini yazmış.
Britt tiene tu coartada aquí que te fuiste a dormir a las 10 : 00 de la noche.
Sanki pisliğini içinde tutmanın zımbaları neden zımbaların yanına koyduğunla bir alakası varmış gibi.
Como si aguantarte para cagar a las 16 : 00 fuese el motivo de que guardes las grapas con la grapadora. ¿ Entiendes lo que digo?
11 gibi döneriz.
Volvemos como a las 11 : 00.
Saat 23.45 gibi barı kapattım sonra da etrafı düzeltmek için saat 00.30'a kadar burada kaldım.
Cerré el bar a las 11,45, ayer por la noche. Y estuve ordenando aquí hasta las 0 : 30.
Kafeyi saat 7 gibi kapatacağım.
Cerraré la cafetería a eso de las 19 : 00.
Yani saat altı gibi ölmüş. Öldüğünü söylemedim.
- Está muerta desde las 6 : 00.
Dün gece, saat 6 gibi.
- A las 6 : 00 de la tarde.
Tamam, biraz zaman alacak gibi... Yarın 10 gibi gelelim.
Está bien, todos tomen un descanso y los veré mañana a las 10 : 00.
Saat 08.00'de Londra Metrosunda başlayan ve yeni bir kış sendromu gibi görünen 24 saatlik grev ulaşımda büyük bir kaosa yol açtı. Hükümet greve çözüm bulmak için yaptığı baskıyı artırıyor.
El caos del transporte ha colapsado la ciudad la huelga de 24 horas del Metro de Londres ha empezado a las 8 p.m., aumenta la presión sobre el gobierno para encontrar una solución para lo que se ha dado en llamar un nuevo invierno de nuestro descontento.
Yangın saat 5 : 00 gibi, 4. katta başlamış.
¿ Qué inició el fuego?
Cumartesi sabah sekizde onu futbola götürmek gibi mi?
Como ir a un juego de fútbol a las 8 : 00 a.m. un sábado? Si!
Genelde öğleden sonra üç gibi gelirim ama Derek'e yardım etmeyi teklif ettim.
Usualmente llego a las 3 : 00 de la tarde, pero me ofrecí a ayudarlo.
Eve yedi gibi geldim. O zaten evdeydi. Evden çıkmadık.
- 7 : 00 p.m. No volvimos a salir.
Saat 8.00'de bir yerde olmak gibi basit bir şey nasıl da karmaşık bir hâle gelebiliyor.
Lo complicada que se puede volver una cosa...
Güzel, 10 gibi dönmüş olurum.
Volveré a las 10 : 00.
Onbire kadar çıkmazsak... Jill onu alnından vuracak. Tıpkı Jimmy'nin Janni'yi vurduğu gibi.
Y si no estamos fuera de aquí a las 11 : 00 Jill pondrá una en la frente de Strabo, tal como Jimmy puso una en la de Janni.
- Eve... 7-7 : 30 gibi geldim.
- regresé a las.. .. 7 : 00 - 7 : 30.
- Sabah 10 gibi.
- Mañana a las 10 : 00.
Her zamanki gibi sizi saat 16 : 00'da bekliyorum.
Le espero a las 4, como siempre.
"Tercihen 5 gibi, erken bir akşam yemeği istiyor"
"Quiero cenar temprano, preferiblemente a las 5 : 00 p.m.".
Bu arada senin şu şerifle yine konuşursan ya da saat 4'te gelmezsen hayatını ve içindeki herkesi mahvederim şiddetli rüzgardaki kamış tarlası gibi.
A propósito si habla con ese Sheriff otra vez o no aparece a las 4 : 00 quemaré su vida y a toda persona en ella...
7 gibi mesela?
¿ A las 7 : 00?
Evet, siz de isterseniz. Saat 7 gibi işim bitmiş olur.
Ya habré terminado para las 7 : 00.
Saat üç gibi ameliyatta olmalıyım.
Tengo cirugía a las 3 : 00.
Hepimiz saat 4'ün bitiş saati olduğunu bilirsek, 388. Gün kendimi hain gibi hissetmeyeceğim. "Çocuklarımla yemek yemem gerek," filan.
Si todos sabemos, y lo sabemos, que hay que parar a las 4.00 no me sentiré como el canalla que dice "tengo que ir a cenar con mis hijos".
"Evet onu 6 gibi geri getireceğim."
Sí, yo la traigo a las 6 : 00.
Her neyse, dediğin gibi saat dörtte beni dövmeden önce biraz vaktimiz var.
No importa. Falta poco... para que me des esa paliza de las 4 : 00 que me prometiste.
Altı gibi eve geldim.
Llegué cerca de las 6 : 00.
Saat yedi gibi sana ufak bir veda partisi vermeyi düşündük.
Hemos decidido hacerte una fiesta de despedida como a las 7 : 00.
Bob Graham gibi bir sürü abuk subuk defter tutuyorsun. 08.00, kalktım.
Porque, tienes todas esas agendas tipo Bob Graham.