2050 translate Spanish
68 parallel translation
Çin ipeğinin 1,2050 parçası 3.98 Dolar.
1,250 piezas de seda de Nanking... a 398 la libra.
Biz geçen yıl inek başına.. 2050 litre süt aldık, bu miktar beklenenden 490 litre fazla,..
El último año conseguimos 2050 litros de leche por vaca,... una cifra que excede lo planificado en 490 litros...
2050 yıIında bu şekilde iletişim kuran tek bir kimsenin kalmayacağını düşünmek cesaret verici.
Es reconfortante pensar que en el año 2050... ningún ser humano podrá tener una conversación como esta.
Shannon O'Donnell Janeway, 2050 dolaylarında.
Shannon O'Donnell Janeway, circa 2050.
- 2050 yılında... - TOPLAM MESAFE : 4.2 IŞIK YILI... ilk saldırıdan altı yıl sonra, çok fazla kayıp vermiştik.
Para el año de 2050... 6 años después del primer ataque...
2050 yılında insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilecek.
En el 2050, viviremos 150 años.
Soruşturma konusu model Locus Solus tarafından yapılan 2050 Hadaly.
Los cuerpos en cuestión fueron hechos por la Compañía Locus Solus. Tipo 2050 Hadaly.
James Gray'in senaryosu 2050 yılında sualtı şehrinde Amerikan işçi toplumunun mücadelesini anlatıyor.
Un brillante cuento sobre el trabajador norteamericano... pero dentro de una sociedad post-apocalíptica subacuática en el 2050.
Sorunumuz çok büyüktür, 2050 yılında 14 teravat enerjiye ihtiyaç duyacağız, bu kadar büyük bir enerji için bize yeni bir kaynak gerekecek.
El problema es enorme. Para el 2.050 necesitamos 14 Teravatios de energía, necesitamos una nueva fuente.
Rakamları gördüm. 2050 yılında milyoner olabilirim.
Vi sus cuentas y creo que debería ser millonaria para 2050.
- Başlıyoruz.
Aquí vamos. - 2050.
- 2050. 2050 oldu.
- Tengo 2050.
2050 yılının kışında, annem ve babam hastalandı.
Diablos, linda. Parece una inundación.
2050'lerde, Mead Gölü, Kolorado Nehri'nin güneybatısındaki en büyük su kaynaklarından biri, kurumuştur.
Hazlos decir "¡ Uh!" ¡ Uh! Na-na na-na
2050'lerde tüm ekosistemler baskı altında olacak.
Supongo que el destino es una de esas cosas que asustan
2050 yılına kadar krizlerin büyük bölümünü atlatmış olma ihtimalimiz var yine de bu sorunların olmayacağı anlamına gelmez.
Sí, supe que mañana es día de fotos escolares. Espero que puedan correr con zapatos formales. Ey, padrino de Gary Coleman...
Kod 2050.
Incidente 205-0.
Mumbai 2050!
Mumbai 2050!
2050!
2050!
Demek 2050 yılının Mumbai'sine gitmek istiyorsun.
Así que quieres ir a Mumbai 2050.
Hadi 2050'ye gidelim.
Vamos a 2050.
Görünen Mumbai 2050.
Se dice Mumbai 2050.
Mumbai 2050 mi, amca?
Mumbai 2050, tío?
- Mumbai 2050!
- Bombay de 2050
Bekle bizi 2050 Mumbai!
2050, Mumbai, aquí vamos!
23 Ekim, 2050!
23 de septiembre 2050!
2050'de olduğumuza emin misin?
¿ Estás seguro de que estamos en 2050?
Mumbai 2050, başardık!
Mumbai 2050, hemos hecho!
2050 öyle güzel ki her köşe başında büyülenmiş gibiyim!
2050 es tan hermoso, me siento como abrazar a cada uno que pasaba!
2050 yılına geldiğinizden beri kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Usted no me lo digas! ¿ Cómo te sentiste después de venir en 2050?
Elveda 2050!
Adiós 2050!
Öyle ki 2050'de Dünya'daki canlıların dörtte biri yok olabilir.
Para 2050, una cuarta parte de la especies terrestres podría estar amenazada con la extinción.
2050 yıIında en az 200 milyon kişi iklimsel nedenlerden ötürü mülteci olabilir.
Habrá al menos 200 millones de refugiados por el clima para 2050
Uluslararası İklimsel Değişim Paneli'nde 2050'ye kadar karbon salınımımızı % 80 düşürmemiz gerek deniyor.
El Panel Internacional sobre Cambio Climático... dice que necesitamos una reducción del 80 % de las emisiones de carbono para 2050.
Efendim, durum dikkate alındığında dünyanın nüfusu 2050'de dokuz milyar olacak.
Vale la pena considerar, señor que la población mundial será de nueve mil millones para el año 2050.
Söz gelimi 1950'den bugüne kadar salınan gücü hemen seviyesi düşürülür, dengelenir ve bütün fazlalıklar % 80 oranında geri çekilirse, bütün bu yaşanacaklar 2050 yılına kadar azalmaya başlamış olacak.
las fuertes emisiones han venido subiendo, digamos, desde 1950, y ahora es necesario que bajen, se estabilizen, y disminuyan lo mas rapido hasta un 85 %, antes del 2050.
2050 yılına kadar dünya kutup ayısı nüfusunun üçte ikisi yok olabilir.
Dos tercios de todos los osos polares del mundo podrían desaparecer para el 2050.
2050 yılına gelindiğinde, nüfus patlıyor, yağmur ormanları yok oluyor ve dokuz milyar insan az bulunan kaynaklar için birbiriyle yarışıyor.
Para el 2050, la población está explotando los bosques tropicales están desapareciendo y nueve mil millones de nosotros competimos por recursos cada vez más escasos.
2050 yılının kışında, annem ve babam hastalandı. O sene korkunç bir grip salgını vardı.
Mis padres enfermaron en el invierno de 2050 hubo una gripe horrible ese año.
2050'lerde, Mead Gölü, Kolorado Nehri'nin güneybatısındaki en büyük su kaynaklarından biri, kurumuştur.
LAGO MEAD Bueno, para 2050, el lago Mead, uno de los grandes reservorios del suroeste en el río Colorado, finalmente se habrá secado.
Tüm ekosistemler baskı altında olduğundan, zararlı böcekler çoğalıyor.
A tal grado estará el ecosistema estresado para el 2050 que surgirán las pestes.
2050'lerde tüm ekosistemler baskı altında olacak.
Todos los ecosistemas estarán extremadamente estresados para 2050.
Ve 2050 yılına gelindiğine, Las Vegas gibi yerler kurtulabilir.
En el 2050, lugares como Las Vegas podrían sobrevivir.
2050 yılına kadar krizlerin büyük bölümünü atlatmış olma ihtimalimiz var yine de bu sorunların olmayacağı anlamına gelmez.
Hay buenas probabilidades que para el 2050 habiendo ya atravesado la peor parte de la crisis aún queden grandes problemas que enfrentar.
Trenin 1 Ocak 2050'de istasyondan hareket ettiğini düşünün.
Imaginen un tren que sale de la estación el 1 de Enero de 2050.
Fırsatlar diyarıymış! Sen kalk, bokun içinde pislikler gibi tıklım tıkış yaşayarak üreyip dur sonra da, yıl 2050 oldu mu, nüfusunu bizim iki katımıza katla! Yavaş yavaş kanımızı emiyorlar ve bizi ele geçiriyorlar.
"arcoíris de diversidad" vertiéndose como aguas servidas desde barcos multiculturales, quien serán uno de cada dos de nosotros para 2050... uno de cada dos, y pienso... esto es un sonriente, ejército de ocupación lenta,
Yıl : 2050
Año 2050
2050... yok, 250 tane horoz güzeli.
250 bombones del Pacífico...
2050 yılına gelindiğinde, nüfus patlıyor, yağmur ormanları yok oluyor ve dokuz milyar insan az bulunan kaynaklar için birbiriyle yarışıyor.
Tío P, ¿ estás dormido?
Ve 2050 yılına gelindiğine, Las Vegas gibi yerler kurtulabilir.
Gracias, tío P.
28 MART 2050 PARLAYAN ŞEHİR
28 DE MARZO DE 2050 DEL MAR AL MAR BRILLANTE