20 dakika translate Spanish
5,181 parallel translation
Marshall, Robin! Önümüzdeki 20 dakika içinde gerçek anlamda yiyişmeye başlamazsanız beni ve bu bardaki herkesi havaya uçuracaklar!
Si ustedes dos no se besan en los próximos 20 minutos ¡ me van a hacer estallar junto con todo el bar!
Sonsuza kadar mutlu yaşamaktan 20 dakika uzaktasın.
Están a veinte minutos del vivieron felices por siempre.
20 dakika içinde Robin'le ben- -
En menos de 20 minutos, Robin y yo podríamos- -
- 20 dakika önce aradım.
- Llamé hace sólo 20 minutos.
Bir davanın sizi evinizden bir saat uzağa götürmesi her gün yaşanmaz, yani- - 20 dakika içinde yola çıkıyoruz.
No todos los días habrá casos que estén a hora y media de casa, así que... Nos vamos en 20 minutos.
- 20 dakika önce yukarı çıktı.
Subió hace 20 minutos.
Mesaimin başlamasına 10 dakika vardı ben de "öldürmek için 20 dakikam var" diyordum... Derken süper bir sörf dükkanına girdim ve sörf tahtasını parlatan bir adam gördüm.
Llegaba diez minutos antes al turno, así que pensé "bueno, tengo veinte minutos libres", y entré en una tienda de surf chulísima y vi a un tío puliendo una tabla de surf.
Ayrıca üstümdekini sevdim ve üstümü değiştirmek için vaktim yok. Zaten 20 dakika geç kaldı.
Y me gusta lo que llevo, y no tengo tiempo de cambiarme porque ya llega veinte minutos tarde.
20 dakika geç mi kaldı?
¿ Veinte minutos tarde?
- 20 dakika.
- tu Power Point? - 20 minutos.
- Sana 20 dakika ayıracağım.
Te daré 20 minutos. Cielos.
20 dakika gecikeceğim.
Llegaré 20 minutos tarde.
Tam 20 dakika sonra geldin.
Estás retrasada exactamente 20 minutos.
Sen neden 20 dakika geciktin?
¿ Por qué te retrasaste 20 minutos?
50 dakika içinde 20 dakikaya indiririm.
Lo tendré en unos 50 a 20 minutos.
Bay Quagmire beden dersindeki kızlar 20 dakika içinde duşlarda olacaklar.
Sr. Quagmire, la clase de gimnasia de las chicas estará en las duchas en 20 minutos.
20 dakika sonra başlıyor.
Demostración de fuerza en 20 minutos.
Sıcak davetiniz geleli 20 dakika bile olmadı.
Su invitación cordial, no hace más de 20 minutos.
Derek, Kleiss Neuroscience çalışanları 20 dakika içinde gelmiş olacak.
Derek, los tipos de Neurociencia Kleiss - estarán aquí en 20 minutos... - No puedo.
Bana göre 10 dakika geç. Çünkü hep 20 dakika erken gelmek isterim.
Para mí, llegué 10 minutos tarde, porque me gusta llegar siempre 20 minutos antes.
Şu ağacı son 20 dakika içinde altı defa gördüm.
He visto ese árbol seis veces en los últimos 20 minutos.
O "ho ho" diyecek. Siz ona ne istediğinizi söyleyeceksiniz ben de fotoğraf çekeceğim. Başka bir anı daha oluşturmak istersen 20 dakika sonra tarçınlı kek evinde buluşalım.
Él es el de los "ho-ho", le dices lo que quieres, os sacamos una foto y luego, si quieres hacer otro recuerdo, reúnete conmigo en 20 minutos en la casa de pan de jenjibre.
20 dakika içinde arka tarafta benimle buluşun.
Reuníos conmigo en 20 minutos en la parte de atrás.
Onu 20 dakika içinde öğreniriz ne de olsa.
Bueno, lo sabremos en unos 20 minutos.
Filmim 20 dakika içinde başlayacak.
Mi peli estará aquí en unos 20 minutos.
Çabuk ye. 20 dakika içinde çıkacağız.
- Comer rápido, nos vamos en 20.
Daha 20 dakika oldu.
Solo han pasado 20 minutos.
Eğer problemlerini görüşmek istiyorsan 20 dakika içinde ofisimde olabilirsin.
Si quiere discutir su lista de problemas, puede verme en mí oficina en 20 minutos.
15-20 dakika bekle.
De 15 a 20 minutos.
Komutanım, general 20 dakika önce ayrıldı.
El general se fue hace 20 minutos.
İlk 20 dakika.
- Los primeros 20 minutos.
Güzel, uh, İşte o büyük an geldi, peki çocuklar biraz bize izin verin ve kendiniz eğlenmenize bakın şöyle diyelim biz 20 dakika içinde geri döneriz.
Bien, uh, es el momento grande, tan si usted nos perdonará, usted tipos se divierte, y estaremos de vuelta en, digamos,
20 dakika içinde gelsen iyi olur!
¡ Y más te vale que sea dentro de los próximo 20 minutos!
Ve 20 dakika sonra ordu bizim evin yanından geçti.
Y después, a los 20 minutos, un grupo del ejército pasó por nuestra casa
20 dakika içinde yapacağım iki espriyi yaptım bile.
Este es mi segundo en 20 minutos. Dispara.
Cennet gibiydi. 20 dakika boyunca oradaydı.
Era el paraíso. Ella bajó allí por lo menos 20 minutos.
- 20 dakika?
- ¿ Veinte minutos? - Tres.
Aferin onlara, benim bunu giymem 20 dakika sürdü, üstelik yardım aldım.
Yo he tardado 20 minutos... y me ha ayudado alguien de la limpieza.
20 dakika önce çıkıyordun.
Pensé que te ibas hace 20 minutos.
Yaklaşık 20 dakika içinde SU-27'ye yükleyebileceksiniz.
Deberían poder cargarla en él Su-27 en unos 20 minutos.
Dünyanın porno başkentinden 20 dakika uzaktayız.
Es la capital porno del mundo.
- Yapma Amanda, zaten ilk golf vuruşum için 20 dakika geciktim.
Ya llego 20 minutos tarde a mi partido de golf con Hal.
Hiç sanmıyorum. 20 dakika sonra kapalıçarşıdaki Sultan Kafe'de.
No lo creo. Café Sultán, sector de joyería, Gran Bazar, en 20 minutos.
Bayanlar, tekli sıra olmanız gerekiyor ve eğer arkadaysanız, yaklaşık 20 dakika bekleyeceksiniz.
Señoritas, necesito una sola fila. No puede uno colarse y si están atrás, la espera es de 20 minutos.
Bak, 20 dakika doldu.
Ya pasaron los 20 minutos.
Tahmin yirmi dakika öncesi içindi.
La predicción era para hace 20 minutos.
Hindiye 20 dakika var.
- En 20 minutos estará el pavo.
Bu, yirmi dakika sonrası.
Es 20 minutos más tarde.
Ben de senden. Ama 20 senelik evliliğimi 5 dakika önce sona erdirdim.
Auch, tú también me gustas, pero yo he terminado un matrimonio de 20 años hace 5 minutos y, ah...
Dünya'nın sonuna yirmi dakika.
Quedan 20 minutos para el fin del mundo.
Ordu oradan ayrıldı ve belki 20, 30 dakika sonra evimizin 500 metre ötesinde ölü askerleri ve kafası kesilmiş isyankârları gördüm.
El ejército partió y al cabo de unos veinte o treinta minutos, a 500 metros de nuestra casa Vi al ejército cortar la cabeza de los rebeldes.