English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Abartmayın

Abartmayın translate Spanish

147 parallel translation
Abartmayın, önemli bir şey değildi.
ll exaggère, je n ´ ai pas fait grand-chose.
Abartmayın lütfen.
No exagere.
Fazla abartmayın, tamam mı kızlar?
No hagan una ceremonia tribal.
Abartmayın.
Exagerado.
Abartmayın Komutan.
No exagere.
Çok da güzel değilim, abartmayın.
- No sea exagerado.
Abartmayın, bayım.
¿ No está exagerando, señor?
Abartmayın ama herhangi bir şekilde zayıf düştüğünü görürseniz bir şey isteyin, ona istendiğini ve önemli olduğunu hissettirin.
No hay que exagerar, pero si ven que de alguna forma se viene abajo, pídanle algo, que se sienta querido e importante.
Abartmayın. Sonuçta, o benim karım.
¡ No exageremos, es mi mujer!
- Abartmayın.
- No exageremos.
Abartmayın. Hafif bir çizik bana bir şey olmaz.
No es una herida pequeña, me alcanzó bien.
Lütfen abartmayın.
Por favor, no exagere.
Abartmayın.
No exagere.
Abartmayın Sayın Başkan.
No exagere, Mayor.
- Abartmayın. Son derece sakinim.
Sólo te pido que te contengas, Hipólito, te lo imploro.
Abartmayın.
Ah, no exageres.
- Tanrı aşkına, abartmayın!
- ¿ Lo dices en serio?
Zorda kalırsanız, yapacağınız en son şey bu olsada silahlarınızı kullanırken abartmayın.
Si alguno de ustedes se encuentra en situación crítica, lo último que debe hacer es lanzar su arma por la borda.
- Bunu abartmayın.
No exagere.
Fazla abartmayın.
No exagere.
Peki, ama abartmayın.
De acuerdo, pero no os paséis.
Biz senin arkadaşınız. Yardım etmek istiyoruz. Abartmayın!
Y las amigas están para ayudarse.
Lütfen, lütfen, fazla abartmayın.
Por favor, sin tanto alboroto.
Abartmayın.
No exageren.
- Allah aşkına abartmayın.
- Oh, por dios.
- Abartmayın ama.
- Oh, Vamos, chicos.
Abartmayın lütfen.
No alboroto.
Ama abartmayın.
Pero sin exagerar.
Ailesine hoşçakal derken bunu yine çok fazla abartmayın.
Cuando se despidan de los padres no exageren.
Hey, Mano konusunu abartmayın adamım.
Hey, ten calma con Mano.
Abartmayın,..
¡ Es lo máximo!
Sadece, çapkınlığı abartmayın.
Pero traten que la lujuria sea mínima.
- Abartmayın.
- No es tan malo.
Haydi o kadar abartmayın.
Déjense de joder.
- Tamam, abartmayın.
- Ya, y él tenía el pie debajo.
Abartmayın!
Tantos no.
Reese sadece bir güreş maçını kaybetti, abartmayın.
Bien, ya es suficiente. Reese perdió un combate, no es ningun problema.
- Abartmayın.
- No exageran nada.
Fazla abartmayın ama bu Cuma boş olup olmadığını öğrenin.
Sé discreta, pero pregúntale si esta libre el viernes.
Yukişi konusunu abartmayın.
Yukichi será siempre alguien que regresó de la guerra.
Abartmayın sadece iki adam bize ne kadar sorun çıkarabilir ki?
No es gran cosa. Sólo son dos tipos. ¿ Cuántos problemas nos podrían causar?
Abartmayın mı dediydin?
No es gran cosa, ¿ cierto?
- Abartmayın, teşekkür ederim.
- No te molestes.
- Bizi mutlu edecek bir şey yap! - Tanrı aşkına, abartmayın!
Danos una satisfacción.
- Abartmayı bırakın.
- No exagere.
Abartmayın.
Sin exagerar.
Shylock abartmayı bıraksın.
Shylock debería sobreponerse.
Abartmayın. orada olduğum zaman boyunca Miriam'ı düşündüm.
Oh, ahórrate las palabras.
Ama abartmayın, sade olun.
Manténganlo simple.
Abartmayı pek sevmem ama... Barış Muhafızlarının geleceği sana bağlı.
No soy muy dado a la exageración, pero... el futuro de los Pacificadores depende de ti
Abartmayın.
Gracias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]