Agenda translate Spanish
4,032 parallel translation
Bilgisayarına yeni koordinatları gönderiyorum.
Voy a enviarte un par de coordenadas a tu Agenda Electrónica.
Bugün buraya belli bir niyetle geldik.
Vinimos aquí con una agenda.
Kabuklu kahramanlar, kaplumbağa gücü!
TMNT - S01E15 "The Alien Agenda"
Sheila senin şu dakikliğin yok mu?
Sheila. Tú y tu agenda. Es tan limitante.
Programımı boşaltacağım.
Despejaré mi agenda.
Ah, nasıl o ameliyathane Fikstür geliyor?
¿ Cómo está la agenda de operaciones?
- Yoğun programına uygun mu?
¿ Es compatible con tu apretada agenda?
Bu devamlı televizyona çıkan hani basın grupları ve kamu işlerinde tutucu gündem yaratmaya çalışan adam değil mi?
¿ Es el que sale siempre en la tele impulsando una agenda conservadora en los medios y comunidades de negocios?
Candice'in ajandasında birkaç gün önce çekilmiş bir ultrason var ve hastanın ismi de "C. Mayfield" olarak yazılmış.
En la agenda de Candice hay un ultrasonido de hace unos días, - y el paciente se llama "C. Mayfield".
Tedaviyi gerçekten bulmak istiyorsan Shane'in kafasında bir plan var. Hem de karanlık bir plan.
Si realmente quieres la cura, deberías saber que Shane tiene una agenda, y es oscura.
Cevaplar arayan perişan karısıyla yada başka bir gündemle ortaya çıkan kadınla aynı taraftayız.
Haremos bien haciéndonos cargo de una viuda afligida en busca de respuestas o una mujer con una agenda totalmente diferente.
Onu izlediğinden haberimiz var, programını biliyorsun,... hakkında çok fazla şey biliyorsun.
Sabemos que la sigue, que sabe su agenda, sabe muchas cosas sobre ella.
Babanın not defteri bu.
Esta es la agenda de tu padre.
Defteri öylece yakıvermesi sana da mantıklı gelmiyor mu?
¿ No encuentras un poco oportuno, que haya quemado la agenda?
Onun, kendine ait bir gündemi var.
Está siguiendo su propia agenda.
Claude, sanırım bu Ryan'ın günlüğü.
Claude, creo que esto podría ser la antigua agenda de Ryan. Escucha esto :
Günlük bir gün bulunabilir diye kimliklerini korumak istemiş.
En caso de que se descubriera la agenda, quería proteger sus identidades.
Demek ki ağabeyi öldükten sonra günlüğü buldu ve diğer üyeleri öyle tespit etti.
Entonces Evan debe haber encontrado esa agenda después de que su hermano murió y descubrió de esa forma quiénes eran los otros miembros.
İzin ver de çok sosyal olan ajandama bakayım, hmm, tüh.
Ahora déjame comprobar mi muy apretada agenda social, no.
En son kim ile görüştüğünü öğrenmek için telefonunu ya da randevu defterini bulamadım bile.
Ni siquiera encontré su teléfono o su agenda para ver con quién tenía concertadas citas.
Kyle takvimimi Andrews'taki bir hava alanı gibi ayarlıyor o yüzden bunu kısa tutmalıyız.
Kyle lleva mi agenda como una pista en Andrews, esto deberá ser breve.
Neden listede yokuz?
¿ Por qué no estamos en la agenda?
O gece için iş programında yapacak bir şey yok görünüyor.
No tenía nada anotado en la agenda para esa noche.
Bu gecenin gündemini herkes biliyor.
Todo el mundo conoce nuestra agenda de esta noche.
Percy rolodex'ini bize bırakmadı.
Percy no dejó su agenda.
Pekâlâ, sanırım başlamak için yeterli mevcudumuz var.
Bien, parece que hoy tenemos la agenda llena. Comencemos.
Eminim programınızı ayarlayabiliriz.
Podemos hallar tiempo en la agenda.
- Resmi programda görünüyor mu?
- ¿ Está en la agenda oficial?
Bugünden cumaya Başkan'ın programı.
La agenda extraoficial del Presidente hasta el viernes.
O halde neden resmi programda görünmüyorlar?
¿ Y por qué no están en la agenda oficial?
- Program nasıl duyuldu?
- ¿ Cómo salió la agenda a la luz?
- Basına sızmış efendim, protokol ofisinden.
- Fue filtrada, señor. Algún planificador de agenda.
Protokol bürodan birinin bok yemesi.
Un planificador de agenda metió la pata.
- Sizi Jan'ın adres defterinden bulmuştuk.
- Le encontramos a usted en su agenda...
Biliyor musun, hedef aldığım kişilerin hepsi defterimde yer almıyor.
Es una pena que su nombre no esté en tu agenda. ¿ Sabes? No todos mis objetivos están en la lista.
Söyleyecektim.
Estaba en mi agenda.
Meclis üyesi Knope bu rotadaki normal programın önünde mi?
¿ Está la concejala Knope adelantada con la agenda de esta ruta?
Umarım programdan şaşmanıza neden olmamışızdır.
Espero que no te hayamos desviado de tu agenda.
Alex, ajandama bir bakar mısın?
Alex... mira mi agenda.
Caspar'ın ajandasını gördün mü?
¿ Has visto la agenda de citas de Caspar?
Pekâlâ, bana lisede eziyet eden bir şerefsiz vardı ve işteki programıma göre, moda danışmanlığı için oraya geliyor.
Muy bien. Había un imbécil que me atormentaba en la secundaria y, según mi agenda laboral vendrá para que lo asesore sobre su imagen.
Hayır. Hayır... Berbat!
Bueno, creo que podré limpiar mi agenda.
Benim planımdan başka her şeyi görmezden gidiyorum.
Voy a ignorar cualquier otra cosa de mi agenda.
Sekreterlik hatası.
Un error de agenda.
Bu sabah bir şey görünmüyordu.
Miré la agenda. No había nada programado para esta mañana.
Takvime baktım.
Miré nuestra agenda.
Defteri al. Ama bana ve Sid Raskin'e karşı yürüttüğün 3. sınıf davayı düşür.
Se queda con la agenda pero retira este...
Sen bana defteri getir ben de sana ve avukatına açtığım davayı durdurayım.
Déme la agenda, y suspenderé mi investigación sobre Ud. y su abogado.
Uzak mesafe ve onun yoğun programından ötürü- -
Pero las inmensas distancias y su absorbente agenda impiden...
Her gün.
Esa mujer tiene una agenda.
Ayrıca internet takvimine de sızdım.
También he hackeado su agenda online.