English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Ahbap

Ahbap translate Spanish

16,865 parallel translation
- Ahbap, Şükran Günü muhabbetini büyütmeyi kesmelisin, Blart. - Hayır, ben hiç...
¿ Sabes qué?
Eğer gerçek polisleri arayıp, telefonun izini sürdürüp peşime düşmeye kalkarsan ; ahbap, ben çok çılgın biriyim, işte o zaman sen ve kızına tarfi edilmez acılar yaşatırım.
Y si decide llamar a la policía de verdad... rastrear este celular o tratar de agarrarme... estoy tan loco... que le infligiré muchísimo dolor a usted y a su hija.
Hadi, ahbap.
Anda.
- Hadi ama, ahbap!
- ¡ Por favor!
- İyi bildin ahbap.
- Así es, amigo.
Adın ne senin ahbap?
¿ Cuál es tu nombre, amigo?
Ahbap olmadığı kesin.
Ciertamente no es "amigo."
Merhaba ahbap.
¿ Me extrañaste?
Tamam ahbap.
Esta bien amigo.
Ahbap! Sadece flaş belleği istiyoruz!
¡ Hey Gringo, sólo queremos la unidad USB!
Ahbap!
¡ Gringo! ¡ Gringo!
Ahbap!
¡ Hey, gringo! Sólo quiero la memoria USB.
Ahbap, son 36 saat içinde, karınla kavga ettin, sayısız içki içip kafayı buldun, koşuya çıktın, ve Tom'u buldun.
En las últimas 36 horas, tuviste una pelea con tu mujer... una resaca de infinitas proporciones... y vas a correr, y encuentras a Tom.
Ahbap, baskı yapma havandasın.
Amigo, levanta los brazos.
Çünkü çok garip bir durum, ahbap.
Porque sería muy raro.
Ahbap, bu yardım.
Amigo, esto ayuda.
Hey, ahbap. İyi misin? Alex, hey.
Hola, amigo, ¿ estás bien?
Birisi Snoop Dogg'u mu aradı, ahbap? Çünkü cigaralıklar bende.
Llamen a Snoop Dogg, porque tengo la hierba.
Nasılsın, ahbap?
¿ Qué tal?
- N'aber, ahbap?
- Sí, ¿ qué tal, muchacho?
Uzun süredir görüşmedik, ahbap.
Hace tiempo que no nos vemos, amigo
Görüşürüz, ahbap.
Nos vemos, amigo.
Hadi ahbap.
¡ Cálmate, cálmate, hombre!
Greg, hadi. Hadi ahbap.
¿ Qué dices, hombre?
Hadi. Hadi ahbap.
¡ Espera!
Selam, ahbap.
Hola, amigo. - Gracias.
Bilmiyorum, ahbap.
No lo sé, amigo.
Aslında ben bu adamlara güvenmiştim ahbap.
Confié en unos tipos, amigo.
Orası senin doğuştan hakkın ahbap.
Ese lugar es tu derecho de nacimiento, amigo.
Gel benim için çalış ahbap.
Ven a trabajar conmigo, amigo.
Arkadaşın, dostun olarak söylüyorum. Ailen onlar senin düşmanın ahbap.
Te lo digo como tu amigo, tu familia es el enemigo, amigo.
- Keşke ahbap.
- Ojalá, hermano.
Hadi ahbap.
Vamos, amigo.
Neden sen kendi işine bakmıyorsun, ahbap?
¿ Por qué no te ocupas de tus pinches asuntos?
Hey, ahbap.
¡ Oye, amigo!
- Bunu iyi buldun, ahbap. - Sağ ol, adamım.
- Es un gran hallazgo, hombre.
Bekle, bir bakayım Dalga mı geçiyorsun, ahbap?
- Si. Espera, Adam. Déjame ver eso.
Hadi gidelim, ahbap.
Vamos, amigo.
Dinle, ahbap.
- Tranquilo. Escucha, amigo.
Ahbap, onun kafası güzel.
Está borracho.
- Neler oluyor ahbap?
¿ Qué está pasando, amigo?
Ne dedin, ahbap?
¿ Qué dices, amigo?
Bu tuhaftı, ahbap.
Eso sonó raro, viejo.
Ahbap?
¿ Viejo?
Harika. - Hey, ahbap.
- Amigo.
- Hiçbir şey, ahbap.
Nada, amigo.
İyi şanslar, ahbap.
Buena suerte, amigo.
- Savaş kazanıyorum ahbap.
Estoy ganando la guerra, amigo.
Görüşürüz, ahbap.
Nos vemos.
Cennetten düştüğünde... Seni düzeltmek için yeterince oksijen yok sanırım ahbap?
¿ No es lo suficientemente suave para ti, amigo?
- N'aber ahbap?
Hola, amigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]