Alamıyorum translate Spanish
3,620 parallel translation
Alamıyorum, yeteri kadar alamıyorum.
"No puedo, no es suficiente."
Ama insanlar bu yeteneğe sahip olduğumu öğrenselerdi... Oyuncuların hepsi kıskanırdı. Öyle biri değilimdir ama ben bile kıskanmaktan kendimi alamıyorum.
si se daba a conocer el hecho que tenía tal habilidad... después de todo. no sería algo raro que las personas te envidiaran..
3 saatten uzun süredir ondan haber alamıyorum.
No sé nada de él desde hace tres horas.
Kusura bakma, kırık burnum yüzünden ve bana borçlu olduğun şey yüzünden koku alamıyorum.
Lo siento, no puedo oler nada porque tengo la nariz rota por culpa de eso que te dejó en deuda conmigo.
Evet Onu düşünmekten kendimi alamıyorum.
Si, no puedo parar de pensar en ella
Hayatımda ilk kez, istediğimi alamıyorum.
Por primera vez en mi vida, no puedo tener lo que realmente quiero.
Seni düşünmekten kendimi alamıyorum.
No puedo dejar de pensar en ti.
Biliyorum tam bir hırsız ama morfin alamıyorum.
Lo sé, es un estafador, pero no tolero la morfina.
Tadını alamıyorum nasılsa.
No me va a saber a nada.
- Nabız alamıyorum.
- Hemos perdido su pulso.
- Ondan iki gündür haber alamıyorum.
- Hace dos días que no sé nada de él.
Nefes alamıyorum.
No puedo respirar.
Artık kokusunu alamıyorum. Üzgünüm.
No soy capaz de rastrearla de nuevo.
Peki ben neden çanta alamıyorum?
Pero, ¿ por qué no iba a quedarme yo con la bolsa de tela gratis?
O dediğini yapınca paramı geri alamıyorum bazen.
Si, siento que cuando eso pasa algunas veces no me pagan.
Nefes alamıyorum...
no puedo respirar...
Delirdiniz siz de ; ben hiçbir koku alamıyorum.
Estáis locos chicos ; yo no huelo nada.
# Çok uzakta, çok derinde hissediyorum kendimi # # Yemek yiyemiyorum, nefes alamıyorum, uyuyamıyorum # # Yaşamışım ölmüşüm #
* Siento tanto, tanto * * que no puedo comer, no puedo respirar, no puedo dormir * * no me importa vivir o morir *
Param yok ve herkes bunun beynimde olduğunu düşünüyor. İş göremez raporu alamıyorum. O yüzden beni iyileştireceğini söyleme.
No tengo dinero y no puedo conseguir la discapacidad... porque todo el mundo piensa que está en mi cabeza... así que no, por favor no me diga... que me va a curar, porque no le creo.
Dr. Rosen, buradan çok iyi sinyal alamıyorum.
Dr. Rosen, no puedo captar buena recepción aquí.
Telsizden bir cevap alamıyorum.
No estoy recibiendo nada por radio.
Nefes alamıyorum!
¡ No puedo respirar!
Gözlerimi alamıyorum. Bayan Audrey, en son geldiğimde bana yardım eden kız nerede?
- No puedo decidir. - ¿ En dónde está la chica que me ayudó la última vez?
Beni desteklediğiniz için rahatsızlanmasına benim sebep olduğumu düşünmekten kendimi alamıyorum.
No puedo dejar de preguntarme si soy yo la causante de eso, por la forma en que usted me favorece.
Buradayım çünkü nefes alamıyorum. ... ve şey... Göğüs kafesim acıyor.
Estoy aquí porque, um, no puedo respirar y, um, vale, me duele el pecho.
- Nefes alamıyorum.
No puedo siquiera respirar.
* Çünkü nefes alamıyorum neredeyse *
* Porque apenas respiro *
Pek uykumu alamıyorum da.
No he estado durmiendo muy bien.
Gözlerimi alamıyorum.
No puedo apartar la vista.
- Nefes alamıyorum.
No puedo respirar.
Nabız alamıyorum.
No encuentro el pulso.
Nefes alamıyorum.
No puedo... no puedo respirar.
- Nabız alamıyorum.
- No encuentro el pulso.
Evet... Baba, nefes alamıyorum.
Sí, papá, no puedo respirar.
Fıstık. Nefes alamıyorum.
No puedo respirar.
Çok sevindim, nefes alamıyorum.
Es tan fantástico que no puedo ni respirar.
Gözlerimi alamıyorum.
No puedo dejar de verlo.
Suda uzun süre kalmış, barut izi için kalıntı alamıyorum..
Estaba sumergido en el agua, así que no puedes analizar si hay residuos de pólvora.
Seni beklediğim için nefes alamıyorum.
No puedo respirar porque espero por ti.
- Nefes alamıyorum!
- ¡ No puedo respirar!
Sen sıktığından nefes alamıyorum.
No. Me estás apretando.
Neden şekeri önce alamıyorum?
¿ Por qué no puedo tomar el caramelo primero?
Klaus'un katledilmeye doğru götürülüşünü izlemekten çok keyif alacağımı sanıyordum ama her nedense, şey hissetmekten kendimi alamıyorum suçlu.
Pensé que estaría más feliz viendo cómo llevaban a Klaus a la masacre pero por alguna razón, no puedo evitar sentirme algo culpable.
Telefonlar kapatılmış olmalı, sinyal alamıyorum.
Los teléfonos deben estar apagados. No recibo señal.
- Nabız alamıyorum.
- No noto el pulso.
Konuşamıyorum, nefes alamıyorum...
No puedo hablar ni respirar...
Nefes alamıyorum!
¡ Me estrangulas!
Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum.
No puedo respirar.
Nefes alamıyorum.
Necesito aire.
- Nefes alamıyorum.
- No puedo respirar.
Sen yanımda olmayınca nefes alamıyor, uyuyamıyorum.
No puedo respirar sin ti. No puedo dormir sin ti.