Alberto translate Spanish
818 parallel translation
Alberto Montani.
Alberto Montani.
Boş kalan kullanışlı işçi lojmanları terk edilince madenciler, "Kral Albert Fonu" gibi, hasarlı barakalarda kalmak zorunda kaldılar
Abandonando las decentes viviendas obreras, que quedan vacías, los obreros son obligados a alojarse en ruinosas barracas, como estas del "Fondo del Rey Alberto".
Onunla konuştum. Dans ettim.
Alberto, lo vi.
Orada, Alberto Beddini'nin tasarladığı kıyafetler içinde göz kamaştıracaksın.
Tu amiga Madge Hardwick te espera. Allí deslumbrarás a todos vestida con los diseños de Alberto Beddini.
Alberto, umarım darılmazsın, ama Lido'ya gitmiyorum. Tanrım! Neler söylüyorsun?
Alberto, espero que no te enojes, pero no iré al Lido.
Alberto, şu ana dek ilişkimiz yalnızca bir iş ilişkisiydi.
Así que Beddini lo dice, ¿ no? Alberto, hasta ahora nuestra relación ha sido puramente comercial.
"Alberto'yu bile getirebilirsin, stop."
"No seas tonta, punto. " Hasta puedes traer a Alberto, punto.
Kusura bakma Alberto, eşyalarımı boşaltıyorum.
Lo siento, Alberto, pero desempacaré.
Ne olur onun gibi davranmayı kes artık.
Alberto, deja de actuar como Cellini.
Teşekkür ederim, Alberto.
Gracias, Alberto.
Alberto, danışabileceğim bir tek sen kaldın.
Alberto, tú pareces ser el único a quien puedo recurrir.
Alberto mu?
¿ Alberto?
Alberto, durdur şunu!
Alberto, ¡ haz que pare!
Alberto eline kılıç aldı, onun peşine düştü.
Alberto fue a buscarlo con una espada.
Durma devam et, Alberto.
Adelante, Alberto.
Su koyvereceksen Alberto, en iyisi onu öldürme.
Si te vas a retractar, Alberto, será mejor que no lo mates.
Alberto'nun benim karşımda konuşmaya alışması gerekecek.
Alberto tendrá que acostumbrarse a hablar delante de mí.
Alberto dışarıda bizi arıyorken burada seninle olduğum için biraz suçluluk duyuyorum.
Me siento un tanto culpable por estar aquí contigo... mientras Alberto nos está buscando.
Siz iki aptal dinleyin, sarhoş bir matador kadar gözü dönmüş Alberto'nun.
Escuchen, idiotas, Alberto está furioso como torero borracho.
Victoria'nın hep Albert'i izlediğini hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cómo miraba Victoria a Alberto?
- Prens Albert ve Kraliçe Victoria, seni aptal.
- El príncipe Alberto y la reina.
Albert bana söylemişti.
Alberto me lo ha dicho.
Hey, Gino, Alberto!
¡ Gino, Alberto!
Benim adım Alberto Annovazzi.
- Sí, Alberto Annovazzi. Soy yo. - Sí.
Biliyor musun Alberto, Colamorucci'nin yeni filminde rol alabilirim.
¿ Sabes, Alberto? Puede que tenga un papel en la película de Colamorucci.
- Sen mi getirdin?
¡ Eh, Alberto! ¿ La has traído tú?
Böyle devam edersen işsiz kalacaksın.
Disculpe, Blasetti. Pero Alberto...
Alberto, bekle.
¡ Alberto! ¡ Espérame!
Sana adresini veririm. Via Alberto da Giussano, numara 4. Görüşürüz.
Vete a buscarla, calle Alberto da Giussano, cuatro. ¡ Adiós!
Prenestino'da yaşıyor, Via Alberto da Giussano, numara 4.
No te olvides, en el Prenestino, calle Alberto da Giussano, 4.
- Alberto'nun yeri uygun mu?
¿ En "Alberto" está bien?
At eğitimcisi Alberto ve Cucciola,
Alberto Zoppe y Cucciola,
Ekbergler, hasta ve bütün çocuklar kurtlandı.
No, Alberto no puede. La Ekberg, la vieja Asta y los niños tienen lombrices.
Bu Alberto.
Este es Alberto.
- Ne, kaçıyorlar mı?
La cuenta, don Alberto.
Alberto. Gelinin önündesin.
¡ Alberto, estás tapando a la novia!
Fausto aşağılık falan değil, iç güdüleriyle davranıyor.
Alberto no digas eso. Fausto no es un sinvergüenza, es instintivo, pasional. Dame fuego.
Alberto, Alberto, bana!
¡ Pasa, pásamela! ¡ Alberto, a mí!
Alberto, haydi, rahat bırak onu!
¡ Roseta! ¡ Alberto! ¡ Alberto déjala ya!
Alberto annesiyle ve kız kardeşiyle yaşıyor.
Alberto vive con su madre y una hermana.
İşte Alberto!
Ya llega Alberto.
Sağ ol Olga. - Alberto!
Gracias, Olguita.
- Sağ ol, hoşça kal.
- ¡ Alberto! - Adiós.
Anneme beni gördüğünü söyleme.
Alberto, no le digas a mamá que me has visto.
Ze'nin adamları tarafından sakatlandığı için.
Habló con nuestro reportero Luis Alberto.
Alberto, onu gördüm.
Qué linda.
Bu gece olmaz, Alberto.
Esta noche no, Alberto.
Alberto'yla yalnız konuşayım.
Prefiero hablar con Alberto a solas.
- Hangi Albert?
- ¿ alberto?
Sende mi Alberto? Yok mu?
¿ La tienes tú, Alberto?
Bırak beni.
Alberto.