Algún translate Spanish
97,715 parallel translation
Bunun sonu gelecek mi?
¿ Algún día terminará?
- Polisle ilgili bir sıkıntı mı var?
- ¿ Algún problema con la policía?
Hep bir Pinterest tahtasıyla gelirdi.
Siempre venía con algún tablero de Pinterest.
Birgün, okula geri döneceğim.
Algún día regresaré a la escuela.
Eminim ki bir çeşit sanat...
Y estoy segura de que tienen algún club artístico...
Sorun olursa minibüste bekleyebilir.
Si hay algún problema, puede esperar en la camioneta.
Ama nedense senden hoşlanıyor gibi görünüyor.
Parece que le gustas, por algún motivo.
Başka bir yer bulacağız.
Ya encontraremos algún otro sitio.
Belki bir temelli veda etmek içindi ama tamamen tatmin edicilikten uzaktı. Büyük bir hataydı.
Puede que darle algún tipo de final, pero fue una experiencia profundamente insatisfactoria, un error colosal.
İkisiyle de biraz vakit geçirmiştim.
He pasado algún tiempo con ellos. No los conozco tanto.
Başım derde girerse sizi aramamı söyledi.
Me dijo que si tenía algún problema, te llamara a ti.
Size zahmet verdiysem özür dilerim ama şimdi eve gitmek istiyorum.
Así que me disculpo si le he causado algún inconveniente, pero ahora me gustaría irme a casa.
Madeleine'e karşı hissettiklerim muhtemelen bir tür hayaldi. Deliceydi.
Lo que sentía por Madeleine seguramente era algún tipo de delirio.
Bu iddianın bir temeli var mı?
¿ Esa obsesión tiene algún fundamento?
Hayatında bir amaç bulmalısın.
Tienes que encontrar algún sentido.
Evet yani ama bunun için çok iyi bir program gerekir.
Bueno, sí, pero estarías hablando de algún software muy sofisticado y esa mierda.
Mümkün bir şey, kötü amaçlı bir yazılımla falan yapmış olabilir.
Es posible, algún tipo de malware o algo así.
Sinemadayken, Iron Man ile Wonder Woman'ın sevişip sevişmeyeceğini görmek için beklerken sıkılırsan telefonunu açıp evine kimin girip çıktığını izleyebilirsin.
En algún cine, aburrido hasta morir pensando si Iron Man se lo va a montar con la Mujer Maravilla, puedes desbloquear tu teléfono y ver quién te está robando.
Eğer bunu başarabilirse, bir planımız var mı?
¿ Hay algún plan si logra hacerlo?
Burası aniden tutuşursa diye... sende numaram var.
En caso de que esto se ponga a arder espontáneamente, tienes mi número. Llámame algún día.
Kevin nasıl olduysa onlarla bir ilişki içindeydi.
Kevin se involucró con ellos de algún modo.
Bir çeşit travma sonrası stres yaşıyor olabilirsin.
Puede que estés experimentando algún tipo de estrés postraumático.
- Bir çeşit geriye dönüş yaşıyorsun ya da...
- Estás reviviendo algún recuerdo o...
aksanı var mıydı?
¿ Algún acento o algo así?
Saldırı gerçekleşmeden önce aranızda bir yakınlık var mıydı?
¿ Había una amistad de algún tipo antes de que la agrediera?
Dün geceyarısı ile sekiz arasında ölmüş.
Murió en algún momento entre las ocho y la medianoche de anoche.
Sizce başına kötü bir şey gelmesini isteyebilecek biri var mıydı?
¿ Puede pensar en alguien que le desearía algún mal?
İleride orada.
En algún lugar por allá.
Biraz vakit alabilir.
Podría tomar algún tiempo.
Adamımız Petrovic, Meksikalı bir uyuşturucu baronuyla buluşuyordu.
Nuestro hombre, Petrovic, se encontraría con algún narcotraficante mexicano.
Gidip müşterilerinle falan konuş, olur mu?
¿ Quieres ir a llamar a algún cliente?
Ya onun evinde ya da seninkine yakın bir yerde.
En su casa o en algún sitio cercano a la suya.
Bilmediğim yasal bir sorunun varsa, ki varsa da bana söyleme, kendi kimliğini kullanıp ülkeyi terk edebilir ve ABD'ye suçlu iadesi yapmayan bir yere gidebilirsin.
No me diga nada, pero si tiene un problema legal que yo desconozca podría conservar su identidad y viajar a algún sitio sin extradición a Estados Unidos.
Bir sorununuz olursa lütfen beni arayın.
Llámeme si tiene algún problema.
Hep söylemişimdir, bir gün tüm şehre saldıracaklar.
Es un ciberataque. Siempre dije que algún día nos iban a hackear toda la ciudad.
Lukas, senin hiç normal bir arkadaşın yok mu?
¿ Tienes algún amigo normal, Lukas?
"Gizli paketler ve çıplak resimler yollayan üç beş gerizekalıyı size bildirmek istiyorum"
"Quiero denunciar a un desconocido, algún idiota que me manda paquetes y fotos de desnudos".
Seni gideceğin yere bırakayım istersen.
¿ Quieres que te lleve a algún lugar?
Son zamanlarda yaptığın çalışmalarda meslektaşlarına gösterebileceğin bir şeylerin olması çok kullanışlı olurdu.
Habría sido útil para ti tener algún artículo reciente para mostrar a tus colegas.
Herşey yolunda mı?
¿ Algún problema?
Bir şekilde taşıdığı virüsü kendine bulaştırdı muhtemelen sorgulayamamaları için.
De algún modo, se inoculó a sí mismo con el virus que portaba, probablemente para que no le pudieran interrogar.
Şimdi, bana verebileceğin tavsiye varsa bilmek isterim. Bir-iki saat bulup kardeş kardeşe konuşalım.
Escucha, si tienes algún consejo, me encantaría saberlo cuando tengamos un par de horas para hablar como hermanos.
Şimdi bir yerlerde gömülü.
Ahora está enterrado en algún lado.
Evet, belki mevcut girişiminizde bir miktar yardımcı olabiliriz.
Sí, quizás podríamos ser de ayuda en algún emprendimiento actual.
Ben hiç tanımadığım bir adam ya da kadın kılıçlardan yapılmış bir tahtta otursun diye savaşmıyorum.
No lucharé para que algún hombre o mujer que ni conozco se siente en un trono hecho de espadas.
Söylesene Bay Uzman, ölülerle başa çıkmak için bir tavsiyen var mı?
Entonces, señor Experto... ¿ algún consejo para lidiar con ellos?
Öyleyse Arias'ın bir çeşit aşı kullanması gerekiyor.
Entonces Arias tiene que estar usando algún tipo de vacuna.
Birkaç kez takıldık, hastane görevlisine tırnaklarını kesmesinde yardım ettim ama aramız hiçbir zaman çok iyi değildi.
Pasé algún rato con él, ayudé a los camilleros a cortarle las uñas y tal, pero no llegamos a tener una conversación de verdad.
Bu teste çalışman için Sovyet güvenlik teşkilatına bağlı biri sana yardım etti mi?
¿ Le ha ayudado algún miembro de una agencia de seguridad soviética a preparar esta prueba?
Sorun mu var?
¿ Hay algún problema?
Dr. Torrington haklı.
El Dr. Torrington tiene razón. Debería estar en algún lugar que pueda... reflexionar y trabajar en mí misma. Yo...