English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Alors

Alors translate Spanish

92 parallel translation
- Alors, il faut que je monte là haut?
- Alors, il faut que je monte là haut?
AIors!
¡ Alors!
Sana Fransız olduğumu göstereceğim.
- Alors... - ¿ Que no soy francés?
Her şey bitti.
Et alors... cochon...
Alors, salut.
"Alors, salut."
Lanet olsun!
¡ Zut Alors!
Hadi, Hastings.
¡ Bien, Hastings, alors vite!
Teşekkürler. Hadi o zaman, gelin. Madam Farley?
Merci, alors, bien, bien, bien, ¿ madame Farley?
# Böylesi daha lezzetli
Zut alors
Öyleyse burada yapılacak bir şey kalmadı.
Alors, aquí ya no tenemos nada más que hacer.
O zaman arkadaşım Yüzbaşı Hastings size açıklasın.
Alors, mi amigo, el Capitán Hastings, se lo dirá.
O zaman arkadaşım Yüzbaşı Hastings size açıklasın.
Alors, mi amigo, el capitán Hastings, se lo dirá.
Pekala.
Alors.
Alarm! Alarm!
¡ Zut alors!
Likör istemiyorsun, Hastings.
No le gustan los licores, Hastings. Alors...
Ve sen, neredeydin?
Alors. " Y tú, donde has estado?
Alors...
Monsieur Clancy era uno de los pasajeros del avión, ha investigado sobre el tema para uno de sus libros. Cielos.
- Alors ( O halde ), Başmüfettiş, size sunabilir miyim?
Entonces permítame ofrecérselo.
- Alors, pourquoi n'a-t-elle pas pris le vol de 9 : 00 du matin? ( O halde, niçin sabah 9 : 00 uçağına binmedi?
Entonces ¿ por qué no cogió el avión de las 9 de la mañana?
O zaman neler olup bittiğini çözmemiz gerek.
Alors, evidemment, debemos aclarar exactamente cuál es la situación aquí.
Genç, mutlu ve başarılı bir adamdı. Ölüm aklında yoktu.
Alors, era un hombre joven, feliz, lleno de éxito.
Hoşça kalın, Matmazeller.
Alors, au revoir, mesdemoiselles...
Nadia, alors?
Nadia, ¿ entonces?
Bon, alors...
Bien, entonces...
... le alışveriş...
Alors, allí, está el shopping.
Bir fikrim var. Alors Öyleyse en kısa yoldan Başmüfettiş bende kalsın... sevgili Madam Japp dönene kadar tabi.
Creo que lo más práctico es que el Inspector Jefe se quede conmigo hasta el regreso de madame Japp.
Oui. ( Evet. ) Madam Renauld Marthe Daubreuil'ün gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için mükemmel bir rol oynadı.
Oui. Alors, madame Renauld interpretó el papel que yo le sugerí.. que precipitó los actos de Marthe Daubreuil.
Bob bizi çok sıcak karşıladı, Madam Wilhemina.
- Alors. - Muy bien. Monsieur Bob nos ha dado una calurosa bienvenida,
Bir tane kaçırdım.
- ¡ Zut alors! Me olvidé uno.
Yani, Jane Martindale, Edward Deverill,
Alors, Jane Martindale, Edward Deverill.
Alors, Gelip "Tout De Suite" inizi yemeniz için ısrar edeceğim... yoksa soğuyacak.
Alors, debo insistir que vengas a comer tout de suite, o se va a quedar frío.
Tamam, geceliklere bakalım mı?
Alors, ¿ empezamos con el traje?
Alors, tu viens ici, mon petit.
Alors, tu viens ici, mon petit.
- Alors.
– Muy bien.
Pekâlâ, duruşmayı zorlu bir sınav olarak görmediyseniz, nasıl buldunuz?
Alors, si no fue una experiencia terrible... qué le pareció?
Ayrıca, Caroline Crale'in evden getirdiği birayı içen Amyas "bugün de her şeyin tadı çok kötü," diyor.
Alors, Caroline Crale le trajo una cerveza de la casa, él la bebió, dijo :
Zehirlenmiş olduğunu düşündü, ama bunu kim yapmış olabilirdi?
Alors, se da cuenta de que le han envenenado, pero quién pudo hacerlo?
- "Kar gibi beyaz" terimi çok garip.
- Alors. La frase "blanca como la nieve" es muy extraña, sí, pero la han usado deliberadamente.
Alors réponds à mes questions parce que je peux faire ça toute la journée.
Entonces comienza a responder mis preguntas porque puedo hacer esto todo el día.
Sen danışmanların, burada Doğru Seçim Kampında yanlış seçim yapanlara ne olduğunu örnek olarak verdiği adamsın.
¡ Zut, alors! Hey, ¿ cambiaste de opinión? No, mi billetera y mi pasaporte se perdieron.
Yani çok ünlü bir taş.
Alors, es una celebridad.
Güzel.
Alors.
Ama bunu kutlaman gerek.
Alors. ¡ tiene que celebrarlo!
Evet beyefendi.
Alors, monsieur?
Çok zengin bir adamdı.
Alors, monsieur Bleibner era un hombre muy rico.
- Alors, ( o zaman ) en kolay yol...
Lo más fácil sería...
( Gidelim, çabuk! )
¡ Alors vite!
Evet, bir müzik aşığı.
Un aficionado a la música, alors.
Orada pastanedeyim.
Carajo. Alors, estoy en la "brasserie".
benim yaptığım buydu.
mais ce que j'avais fait, alors.
Evet.
Alors..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]