English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Alto

Alto translate Spanish

41,247 parallel translation
Dur! Dur!
¡ Alto!
Büyük hedefleri olanlar.
Alumnos de alto rendimiento.
Dur!
¡ Alto!
Eğer bütün silahlı adamları bir araya toplarsak işin başındaki adama asla ulaşamayacağımızı düşündük.
Creímos que si os rodeábamos a todos, con las armas en alto, nunca llegaríamos a atrapar al que estuviera en el centro de todo.
Yüksek sesle!
¡ Hable más alto!
Sayın meslektaşımın nefes kesici süslü sözlerine rağmen basit fizik kurallarına bakıldığında bir insan aynı anda iki yerde olamaz.
Y a pesar de la emocionante y retumbante pomposidad de mi sabio colega, pasa por alto una ley básica de la física... un hombre no puede estar en dos lugares a la vez.
Her şeyi yapabilmek için yoğun bir duygusal bağlılık göstermek zorundasın.
Debes mantener un alto grado... de desapego emocional para hacer muchas cosas a la vez.
Eller yukarıda dışarı çık!
Sal con las manos en alto.
Eller yukarı!
¡ Alto!
Durun!
¡ Alto!
- Hop! Beyler!
- Oigan, alto.
Kıpırdamayın!
¡ Alto! ¡ FBI! ¡ Bajen las armas!
Orada durun!
¡ Alto ahí!
Daha önce hiç şey bir öğrencimiz olmamıştı şey bizim ayakta dururken olduğumuzdan otururken daha uzun olan bir öğrencimiz.
Nunca habíamos tenido un alumno que... que tiene... que es más alto sentado que ninguno de nosotros de pie.
Büyük bir beklenti de değil.
No es un umbral tan alto.
Çocukken annemle iddialaşırdık, odasında rol arkadaşıyla replik çalışırken ne kadar yüksek çalabileceğine bakalım derdi.
Mi madre solía retarme para ver que tan alto podía tocar. mientras ella y su compañero de escena ensayaban sus líneas.
East Palo Alto'da fakir büyüdü, Stanford Universitesinden burs aldı.
Creció pobre en Palo Alto Este... y recibió una beca para la Universidad Standord.
Kanındaki oksijen miktarı düşüyor ve kalp atış hızın çok yüksek.
Tu oxígeno en sangre está cayendo y tu ritmo cardiaco es demasiado alto.
Bu işin yüksek risk faktörü onu daha da ilginç hâle getiriyor.
El factor de riesgo de esto, el cual es alto, lo hace aún más interesante.
Sen sanki biraz daha uzamışsın.
Creo que está más alto.
Bu sebeple, sızıntının üzerine gitme mi diyorsun?
¿ Entonces está sugiriendo que pase por alto la filtración por esto?
Şimdi, bu dünyanın geri kalanına, önemli bir hedefe karşı yapılmış, terörist eylem gibi gözükmeli, ancak Thomas iyi olacak.
Ahora, esto va a parecer, al resto del mundo, un acto de terrorismo a un objetivo de alto nivel, pero Thomas, él va a estar bien.
Ölümsüz, bilge yargıçtır kendisi. İki taraf arasındaki anlaşmazlıklarda son sözü kendisi söyler.
Es el juez sabio y eterno que está en lo alto, que tiene la palabra final en todas las disputas entre los dos reinos.
Bir Ulusun Doğuşu ile ilgili gözden kaçırdığımız nokta ırk olayının ABD'de nasıl ele alınacağıyla ilgili son derece doğru bir öngörüde de bulunmasıydı.
Lo que pasamos por alto en El nacimiento de una nación es que fue también una predicción increíblemente precisa de la forma en que la raza funcionaría en Estados Unidos.
O sırada bazı yüksek profilli, korkunç suçlar işlenir.
Entonces, tienen lugar crímenes horrendos de alto perfil.
- Karşı koy! - Yumruk havaya!
- ¡ Con el puño en alto!
Yüksek gelirli bireyler için finansal planlamacılara verebiliriz.
Podemos buscar planificadores financieros para clientes de alto valor.
Hayır değil çünkü tanık olarak güvenilirliği tartışılır.
No lo es porque su credibilidad como testigo no puede pasarse por alto.
Hayır bence Barolar Birliği ile oyun oynadın ama yutmadılar. Şimdi ise yüksek profilli bir müşteri ve dava kazanmaya ihtiyacın var yoksa kendini sokakta bulacaksın.
No, creo que jugaste al cobarde con el colegio de abogados, te quedaste corto y ahora necesitas a un cliente de alto perfil, una gran victoria o estarás en la calle en diez minutos.
Korkular, uyanıp yükselen dansçılar. Baykuşun çığlığı yükselmeye başlar. Şehri yosunlar kaplar.
El coco se ha ido, y las bailarinas danzan... y el búho canta en el árbol en lo alto rodeado de musgo.
Taa ki, kırmızı ışıkta durmamaya, hırsızlık yapmaya ve ulu orta soyununcaya kadar.
Hasta que de pronto, no obedece los semáforos, las señales de alto, empieza a robar y a quitarse la camisa en público.
İnceleme seviyesi... tırmanmakta olduğun besin zincirinin tepelerinde, daha kötü olacak.
El nivel de escrutinio... entre más alto estés en la cadena, más se complican las cosas.
Çok gizli özel bir görev, sadece senin yapabileceğin türde bir şey.
Una misión de alto secreto, muy confidencial, solo para sus ojos y oídos.
Orada dur Johnny Cash, sanırım demek istediğin biz mahvettik.
Alto ahí, Johnny Cash, querrás decir que nosotros los arruinamos.
Yaralar saldırganın sizden daha uzun ve sağlak olduğunu gösteriyor. Siz solaksınız.
Los golpes indican que el asaltante era mucho más alto, era zurdo y usted es diestro.
Dün bana yaklaşıp konuşan uzun boylu nerede?
¿ Dónde está el alto que me abordó ayer?
Rey Torres'i de uzun ve sağ elini kullanan birisinin öldürdüğünü söylemiştin.
Dijiste que quien mató a Rey Torres también era alto y zurdo.
Uzun boylu dazlak olan Nobuo Muroya.
El cabeza rapada alto es Nobuo Muroya.
Kımıldamayın!
¡ Alto!
Ellerinizi kaldırın!
¡ Pongan las manos en alto!
"Küçük çatı katı kapısının ardından derin, tatmin dolu bir inleme geldi..." "... bunun çok üstünde ise bir Alman Sprengbombe Cylindrisch 1000'i... " "...
"Un profundo gemido orgásmico llegaba de detrás de la puerta del pequeño ático, mientras, desde lo alto, una bomba alemana Cylindrisch 1000 caía directamente sobre Catherine Wheel Alley, ciudad de Londres, código postal EC2N4RQ".
Aile olmayı o kadar istedim ki birbirimize uymadığımızı gösteren sekiz katrilyon ipucunu görmezden geldim.
Tenía tantas ganas de una familia, deseaba pasar por alto las tropecientas señales que gritaban "No estamos hechos el uno para el otro".
- Dur, dur, dur!
- ¡ Alto, alto, alto, alto, alto, alto!
Dur.
Alto.
Dur.
¡ Alto!
Doldurmam gereken büyük bir boşluk var.
Tengo el listón muy alto.
Üst düzey bir Beyaz Saray kaynağından bir video elimize geçti.
Acabamos de recibir un vídeo obtenido de una fuente de alto nivel de la Casa Blanca.
Yavaşça ve istikrarlı bir şekilde, Grup daha yüksek tırmandı.
Mientras lentamente y firmemente escalaban más alto..
Yani, bu Raghuvendra, O uzun boylu ve yakışıklı mı?
Y este Raghuvendra, ¿ es alto y atractivo?
Evet, Raghuvendra uzun boylu ve yakışıklıdır.
Ok, sí, Raghuvendra es alto y atractivo.
Adam'ı tanımıyorum.
Soy difícil de pasar por alto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]