English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Alınmayın

Alınmayın translate Spanish

618 parallel translation
Söylediklerime alınmayın Bay Leehman.
No se ofenda por nada que yo diga, Sr. Leehman.
Olmazsa da alınmayın.
Y si no, puede irse en... furruñada.
Lütfen üstünüze alınmayın.
Por favor, no se ofenda.
Alınmayın ama ellerinize böyle çok mücevher takmamalısınız.
Gastarás los 500 dólares. No puedo gastarlos. Ya los gasté.
Üstünüze alınmayın Bayan Castle.
No lo tome a mal señora Castle.
Üzerinize alınmayın.
No se ofenda.
Benim yanımda bir daha "talep" kelimesini kullanmayın. - Alınmayın, efendim.
¡ No vuelva a "exigir" nada delante de mí!
Peppino amca, alınmayın lütfen.
Tío Peppino, no te enfades.
Alınmayın.
No se ofenda.
- Alınmayın hanımefendi.
- No quise ofenderlos, señorita.
Alınmayın ama Beyaz Kraliçe'nin son ödemesi pek iyi sayılmazdı.
No se ofenda, pero el último pago para la Reina Blanca está fuera de plazo.
Alınmayın, sadece onun iyiliğini düşünüyorum?
Es natural que defienda los intereses de mi hermano.
Lütfen üzerinize alınmayın.
No se ofenda, por favor.
- Lütfen üzerinize alınmayın.
- No se ofenda.
Tamam, alınmayın şerif.
Sheriff, no se enfade.
Alınmayın.
Sin ofender.
- Alınmayın, ama arkadaşın dediklerinde doğruluk payı var.
- Disculpe... pero ese joven no está del todo equivocado.
Bu mekan... alınmayın Doktor Warfield... Purple Pit.
Perdone que lo diga, Dr. Warfield, en el Purple Pit.
Alınmayın, efendim.
Sin ánimo de ofenderle, señor.
Üzerinize alınmayın ama sadece imzamı görebileceksiniz.
Lo único mío que verás será mi firma.
Alınmayın ama ben arabada da rahatsız olurum.
Sin ánimo de ofender, soy así en los autos.
Üzerinize alınmayın ama, beni başka biriyle karıştırıyorsunuz.
Sin ofender, señorita, pero me está confundiendo con otro.
Başka bir anlam çıkarmayın ( üzerinize alınmayın ) ama Şirketinin bu dava üzerinde çalışmasını istiyor.
Por favor, no crea que es culpa suya pero he contratado a la firma para que se encargue del caso.
Bay Greasy, üzerinize alınmayın ama gıda alanında çalışıyorsak, hijyeni en ön planda tutmalıyız.
Sr. Greasy, no se lo tome como algo personal pero cuando tratamos con productos alimenticios, la higiene es nuestro lema.
Hiçbir şeyi üzerinize alınmayın, olur mu?
No se lo tome como algo personal, ¿ quiere?
Lütfen alınmayın Teğmen... ama kimlik belgeleriniz yanınızda mı?
Por favor, no os ofendáis, teniente... ¿ pero lleváis algún documento de identificación?
Sakın üstünüze alınmayın.
No se ofenda.
- Hiç almadım. Alınmayın ama bu enflasyonla sizi enayi yerine koyuyorlar.
Con el debido respeto, dada la inflación, ello le convierte en un schlemiel.
Sizi gözlüklerle karşıladım diye alınmayın güzelim.
No se ofenda, bella, si vengo a verla con anteojos :
- Bu kadar üzerinize alınmayın bence.
- No debería tomarlo en plan personal.
Üzerinize alınmayın ama, donuna sıçtın mı?
No es nada personal pero, te cagaste en los pantalones?
Peki, alınmayın, Dennis ve Mark, fakat, şunu anlayın ki biz bu dava üzerinde çok çalıştık... ve geçmiş performansınıza bakarsak, bize köstek olmanız... bizim için çok daha yararlı olacak.
Sin ánimo de ofenderlos, Dennis y Mark... les explico : estuvimos trabajando mucho en este caso... y, luego de ver el desempeño de ustedes, podrían ayudarnos más... si decidieran tratar de hacernos daño.
Larissa Dmitrievna... Lütfen, beni dinleyin ve alınmayın.
Larisa Dmítrevna,... escúcheme y no se ofenda.
Üstünüze alınmayın bu sadece iş. "
Nada personal, sólo negocios ".
Üzerinize alınmayın ama önce sizi kontrol etmeleri gerek, tamam mı?
No es nada personal. Pero tiene que cachearte, ¿ vale?
Üzerinize alınmayın.
No es nada personal.
- Hemen üzerinize alınmayın.
- No se lo crea.
Alınmayın ama gördüğüm şey devrim için yeterli değil.
Sin ofender, pero por lo que he visto,... esto no parece ser una revolución.
Alınmayın bayan ama siz bir insansınız.
Bueno, no te ofendas pero eres humana.
Üzerinize fazla alınmayın.
No lo tomen personalmente.
Üzerinize alınmayın... ama askeri kariyer hiçbir zaman... insanı tepeye çıkaran bir şey sayılmamıştır.
Sin ánimo de ofender una carrera militar nunca ha tenido posibilidades de ascenso social.
Üzerinize alınmayın.
No se lo tome a mal.
Üzerinize alınmayın.
¡ No va contra Usted!
Alınmayın ama, bana dokunmanızı istemiyorum.
No se ofenda, pero no quiero que me ponga las manos encima.
Ve şimdi yönetime olan minnettarlığımın bir göstergesi olarak rektörlük görevinden alınmayı talep ediyorum.
Y ahora, quisiera expresar mi gratitud a la Diócesis... por solicitar que sea removido del puesto de Padre Rector.
Alınmayın, efendim.
Sin ánimo de ofender, señor.
Pecos'ta satın alınmayı bekliyorlar.
Están en Pecos esperando comprador.
Burada bir bankada 16 milyon dolar alınmayı bekliyor. Var mısın?
Tengo un banco con 16 millones de dólares que no esperan. ¿ Quieres participar?
Oh, hayır, hayır, hayır, hayır. Alınmayın, efendim.
No lo culpa, señor.
hayır. Üzerinize alınmayın.
No quise ofenderla.
Sadece ismen ve üzerinize alınmayın ama böyle kalmasını istiyorum.
No, claro que no.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]