Alırsın translate Spanish
9,904 parallel translation
Sana iş buluruz böylece Westerley için belge alırsın ve para.
lo que significa al menos papeles para Westerley y dinero y todo el tiempo del mundo para que descubramos
Doğru yapmak istiyorsan, şurayı hedef alırsın... Şahdamarından.
Si quieres hacerlo bien, tienes que apuntar aquí a la yugular.
- Pekâlâ, sonraki parçadan alırsın.
De acuerdo, pues de la siguiente tanda. Sí.
Ne alırsınız?
¿ Qué estás haciendo?
Bazen hayat sana beklenmedik bir şey sunar,... sadece bunu kabullenmek zorunda kalırsın.
Bueno, a veces, cuando surgen problemas, tienes que coger al toro por los cuernos.
Ne alırsınız?
¿ Qué se van a servir?
Müdire Sylvester,... umarım bu toplantının resmiliğini ciddiye alırsınız.
Directora Sylvester, espero que... se tome en serio la formalidad de este encuentro.
Eğer böyle hareketleri ne kadar çok yaparsan o kadar çok hasar alırsın.
Si actúas con el tobillo así, no te diré lo peor que se pondrá.
Mahkemeye taşınırsa, müebbet cezası alırsın.
Si esto va a juicio, te podrían dar condena de por vida.
Ya da bu süre içinde doğru düzgün yemek yersin duş alırsın ve en az 5 saat uyursun. Bunun sonunda da sana şifreyi veririm.
O tú puedes usar ese tiempo para tener una comida apropiada, tomar una ducha, y conseguir al menos cinco horas de sueño, al término de lo cual te daré la contraseña.
Yalnızca iki seçeneğin var, ya Ra's Al Ghul'un yerini alırsın ya da hayatının kalanını bir kafeste geçirirsin.
Anteriormente en Arrow... Tienes dos opciones... puedes acender como el nuevo Ra's Al Ghul, o pasarás el resto de tu vida en una jaula.
Ana fikir ne verirsen onu alırsın.
La idea es que los iguales se atraen.
Olumlu şeylere odaklanırsan olumlu sonuçlar alırsın.
Concéntrate en las cosas positivas y obtendrás resultados positivos.
Artık üzerinde çalışır, parçalar, makale yazar o uçan sürüngen mi her ne boksa onunla şöhrete, servete ve tarihteki yerine yol alırsın.
Estúdialo, disecciónalo, escribe un ensayo, vuela con ese lagarto volador o lo que quiera que sea hacia la fama, la fortuna y tu lugar en la historia.
O yüzden şimdi hemen git, yoksa bacağının birini kesip, dolaba atarım, parayı getirdiğinde geri alırsın.
Así que si no te vas ya, te cortaré una pierna, la guardaré y te la devolveré cuando pagues.
Bir tane AK47 ile RPG alırsın..
Usted toma un ak, un juego de rol, que vas a oír hablar de eso.
Sadece kendini suçlu hissettiğin zamanlar bana bir şeyler alırsın.
Sé que solo me compras cosas cuando te sientes culpable.
Şikâyetçi olursam, kös kös oturup maaş alırsınız, elime de bir şey geçmez.
Si me quejo, le pagarán por sentarse ahí, y no lograré nada.
Caspere'in arazi alımlarıyla ilgili olabilecek her şeyi de alırsın.
Reúne todo lo que hizo que Caspere comprara esas tierras.
Kulüpte satarız, sen de yüzde beş fazla alırsın.
Nos movemos a través del Club, y te pagan y un cinco extra.
Paranı da alırsın.
Hacer que te paguen.
Bununla ne istersen alırsın.
Un hombre con esto, sacaría una gran cantidad de jugo.
Bununla bir şey alırsın.
Eso te compraría lo que sea.
Yarın geri alırsın.
A ti te eligen mañana.
Bu şekilde en azından ondan istediğini alana kadar kanamadan ölmeden gerekli bilgiyi alırsın.
De esta forma, al menos es posible que no muera desangrado... antes que obtengas lo que necesitas de él.
Birkaç yeni elbise alırsın en azından.
Al menos puedes comprarte ropa nueva.
Verizon'a götür, SIM'ini çıkarsınlar Bulut'tan iletişim bilgilerimi alırsın.
Ve a Verizon y haz que le cambien la tarjeta SIM y después elimina mis contactos.
Kurallara uyup payını alırsın.
Recibes tu dinero y aplicas las reglas.
Kurgusallığı azaltırsın, gerçeklere, alıntılara sadık kalırsın...
Bájale el tono a la especulación, apégate a los hechos y- -
Aperatifler mezeler benden siz de bir şeyler alırsınız artık.
Voy a hacer algunos aperitivos y deleitaciones, ustedes deberían traer algo por su cuenta.
Şey, acele etme. Evet, daha sonraki uçağı alırsın.
No corras, coge un vuelo después.
- Az konuş ya, böylelikle daha çok nefes alırsın.
- Habla menos y podrás respirar mejor.
Arkadaşlarını da alırsın.
Puedes llevar a tus amigos
Hani hapşırınca garip bir haz alırsın ya. Arkansas'tan uzak dur.
¿ Sabes como estornudar se siente muy satisfactorio en una forma rara?
Hapları ne zaman alırsın?
¿ Cuándo tendrás el sedante?
Belki biraz alırsın.
Tienes una oportunidad de cogerlo.
- Sen de bir komisyoncu olarak bunun yüzde yirmisini alırsın.
¿ Tú, como agente, coges el 20 % de esta suma?
Pekâlâ, belki de... bu sadece bir teori. Yılda 6.75 milyon için her şeyi göze alırsın.
Puede ser.. me inclino a creer que... tienes un monto anual de 6,75 millones.
- Gideceğimiz yerde, alırsın.
- Cuando lleguemos, podrás...
Adli tabipten raporu alırsın.
Tienes el reporte del médico forense.
Buna alışırsınız.
Te acostumbrarás a que
- O zaman iki parça pasta alırsın.
Entonces será mejor que cojas dos trozos de tarta.
Rahat ol, alışırsın.
Relájate, te acostumbrarás.
Ya şeytanla anlaşır ve onu tatlılıkla kendi tarafına çekmeye çalışırsın ya da herkesi kızdırırsın ve sonunda cehennemi boylarsın.
Saludas al diablo e intentas atraerlo hacia tu lado o jodes a todos, y terminas enterrado hasta el cuello en humo y cenizas.
- Merak etme, çabucak alışırsın.
Sí, eso es lo que temo.
Bir de dönüşte çiçek alırsınız.
Y quizá podríais comprar flores a la... a la... vuelta.
Hep böyle son dakikaya mı bırakırsın?
¿ Siempre esperas al último momento?
Genelde hep "Helikoptere koşun!" "Rodriguez nerede?" ya da "Oranın okul olduğunu bilmiyordum!" diye bağırırsın.
Normalmente son cosas como, "¡ alcanzad al helicóptero!" o, "¿ dónde está Rodriguez?"
Umarım karını sağ salim geri alırsın.
Te deseo lo mejor para que puedas recuperarla.
Büyük kaçışın sonrasında kişisel ilanlarda Ejder'e bir mesaj gönderirsin... -... onu buluşmaya çağırırsın.
Después de la gran evasión, enviarás un mensaje al Dragón a través de los anuncios clasificados, solicitando un encuentro.
Siz de ya işbirliği yaparsınız ya da tutuklanırsınız.
O coopera, señor, o se enfrentará al arresto.