Alıyoruz translate Spanish
9,916 parallel translation
Gidip oturuyoruz, birer tane içki söylüyoruz bize servis ettiği bardaklardan parmak izini alıyoruz ve kelepçe için tahmini olarak bilek ölçülerine bakıyoruz.
Vamos a sentarnos, pedir un par de bebidas, extraer las huellas del vaso que nos sirva y medirle el contorno de muñeca para las esposas.
Jay'in repliğinden alıyoruz.
Desde la línea de Jay.
Biz de gösteriden büyük keyif alıyoruz.
Y nosotros también estamos disfrutando mucho el espectáculo.
Hmm. Şimdi yol alıyoruz.
Ahora estamos llegando a algún lado.
Hiç, büyük protestodaki afişleri hazırlamak için malzeme alıyoruz.
Nada, estamos aquí comprando suministros para hacer carteles - para la gran protesta.
- Üstümüzdeki daireyi alıyoruz.
Compraremos el departamento de arriba.
- Seni içeri alıyoruz.
- Te vamos a arrestar.
Son iki gündür, hatta iki aydır, bu adama dair aynı tarifi alıyoruz.
Dado lo prolífico que ha sido este hombre en los últimos dos días por no hablar de los últimos dos meses, asumí que tendría antecedentes.
Doğruyu söylemek gerekirse ikimiz de onu örnek alıyoruz.
Para ser honestos, nosotros lo admiramos.
Çünkü bu görme ile ilgili bir çalışma. Arkadaşımla olabildiğince böyle tıbbi ödevleri alıyoruz. Hepimizin bütçelerini ayarlaması gerekiyor.
¿ Porque esto es un estudio de investigación sobre la vista? Mis amigos y yo hacemos tantos de estos estudios clínicos como podemos porque todos estamos en los presupuestos, y el dinero para estas cosas en realidad ayuda con la universidad.
Bu yüzden dikkate alıyoruz.
Es por eso que examinamos.
Annenle başka imzasız mektuplar da alıyoruz.
Tu madre y yo recibimos otra carta anónima.
Bakım evinin kamera görüntülerini alıyoruz şu anda.
Las CCTV en la sala de enfermería y sus alrededores fueron llevadas.
Minibüsü alıyoruz.
Y vamos a tomar la minivan.
Filoda demirli gemilerden bir çok ses sinyali alıyoruz.
Estamos recibiendo mucho ruido de los cargueros amarrados de la flota.
- Pardon, şu an sadece kadınları alıyoruz.
Lo siento, sólo atendemos a mujeres.
İtfaiye müdürünün evine gidip anahtarı alıyoruz.
Pues vamos al despacho del jefe de bomberos. Cogemos la llave.
Çok fazla tehdit alıyoruz.
Hemos recibido una serie de amenazas.
Bu akşam içeri alıyoruz.
Lo traeremos esta noche.
Onu içeri alıyoruz.
Lo traeremos acá.
Efendim, bir sinyal daha alıyoruz.
Señor, estamos recibiendo otra emisión.
Hala ortaya çıkabileceklerine dair duyumlar alıyoruz.
Hemos oído que aún podrían salir a la luz.
- Ses alıyoruz millet.
Oigan todos, tenemos oídos.
Yavaş yavaş kontrol altına alıyoruz.
Progresando, yo creo.
Paddy, burada aslında poker oynamıyoruz.
Paddy, no hemos venido realmente a jugar al póquer.
Ben de dedim ki, "Tammy, golf mu oynuyoruz yoksa kumdan kale mi yapıyoruz?"
Así que dije, "Tammy, ¿ estamos jugando al golf, o estamos haciendo castillos de arena?"
Uzun mesafe riskine girmeyeceğinden havaalanına yakın marinaları arıyoruz.
No se arriesgaría a un viaje largo así que, buscamos puertos cercanos al aeropuerto.
Öyle gözüküyor ki, üçümüz elbise alışverişine çıkıyoruz.
parece que nosotras tres iremos a comprar vestidos ahora.
Acil durumlarda, sadece 918'i arıyoruz.
Pero en una emergencia, simplemente llamaré al 918.
Eşyalarını al, erken kapatıyoruz. Bunu gündüz moduna alamama ihtimalime karşı.
Toma tus cosas, vamos a cerrar todo más temprano, en caso de que no pueda reactivar el modo diurno.
- NCIS, Üsteğmen Winters'ı arıyoruz.
NCIS, buscamos al teniente de primera Winters.
Neden bara geri gidip Ronnie denen adamı bulabilecek miyiz bakmıyoruz?
Por qué no volvemos al bar, y vemos si encontramos al tal Ronnie, ¿ eh?
Hepimiz okula gidiyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz.
Todos vamos al instituto, fingiendo que nada ha ocurrido.
Merkezden tüm birimlere şüpheli iki ayaklı bir hayvan arıyoruz.
Despacho a todas las unidades, estén atentos al sospechoso animal bípedo.
Birden fazla cinayeti araştırıyoruz ve bir polis şefine acımasız bir saldırı yapıldı, senin kocana değil.
Investigamos varios homicidios. Y el ataque brutal al jefe de Policía, no a tu esposo.
Bebeği satmıyoruz.
No estamos vendiendo al niño.
Dürüst olmak gerekirse aslanlara ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz.
Para ser honesto, estamos tratando de llegar al fondo de lo que pasó con esos leones, el otro día.
- Okulla başlıyoruz, çocuklar.
- Vamos al colegio, chicos.
Hala konuşuyorsun ve alışveriş yapmıyoruz.
Eso es charlar, no comprar.
Bu ürpertici video çok rahatsız edici olduğundan burada yayınlayamıyoruz. Video'da amiral Asteğmen Martin'i ofisine sürükleyerek götürdüğü görülüyor.
El espeluznante vídeo, no se mostrará por imágenes que hieren la sensibilidad, muestra al almirante arrastrando a Martin a su despacho.
"Bayanlar ve baylar, Rio de Janeiro için alçalmaya başlıyoruz."
Señoras y señores, comenzamos el descenso al encantador Río de Janeiro.
Ee eninde sonunda hepimiz kaderimizi yaşıyoruz demek ki.
Bueno, todos vamos a recibir lo que nos venga al final.
Artık şımarıklık mı yapıyoruz?
¿ Ahora faltamos al respeto?
Daha yeni yukarı çıktık, niye şimdi aşağı tırmanıyoruz? !
¿ por qué tenemos que descender al revés?
Elimizden geleni yapıyoruz efendim.
Tenemos al menos un par de docenas de heridos aquí en la playa.
Her şey yolundaymışız gibi mi davranıyoruz?
Oh, por lo que estamos jugando al igual que todo está bien?
Öncelikle, Başsız Süvari'yi öldüreni ve Yao-guai'yi yöneteni tanımıyoruz.
Por una cosa no sabemos quién mató al Jinete, o quién convocó al yao-guai.
- Yarısını peşin alıyoruz.
- Necesitamos la mitad por adelantado.
Makarnamız ise dana etli musakkalı ev yapımı agnolotti ve dişe gelecek şekilde yapıyoruz. Lokmaya birazcık gevreklik katar.
La masa agnolotti ¡ é inicio con estofado de ternera... y preparado al dente... sólo un poco difícil de morder.
Amarillo.'daki Safeway'den alışveriş yapıyoruz
Compramos en el Safeway de Amarillo.
- Neden gücümüzü arttırmıyoruz? .
- Por qué no pasamos al siguiente nivel.