Amın translate Spanish
2,350 parallel translation
Amını suratını kamçılayacaksın...
Simplemente azotarla hasta que ella...
Bunların hiç biri iyi falan değil amına koyayım!
¡ Nada de esto está bien!
Amına koyduğumun piçleri dışarı çıkın!
¡ Salgan, cabrones!
Bu sabah ismin telefonda çıktı "Bu kız nerede amını sikeyim?" "Keşke burada olsaydı" dedim.
Vi tu número antes en el teléfono. y yo estaba como, "¿ dónde coño está esa chica? Ojalá estuviera aquí ahora mismo."
Sigaralarımın amına koymuşsunuz!
¡ Robaron mis malditos cigarros!
Haddini çok aştın amına koyayım.
No tienes ni idea.
Konuşmamın amına koydun.
Te cagaste en mi promesa.
Karılar birbirinin tarafını tutuyor amına koyayım işte.
Malditas mujeres se apoyan una a la otra.
Ayın meyvesinin seçildiği, Obama sigortalı her tarafı iPad'li bu sikik dünyanın neresinde bir sefer göt avuçlamak cinsel taciz yerine sayılıyor amına sokayım?
¿ En qué maldito mundo con sistema de salud de Obama, iPad club de la fruta del mes el darle una palmada a alguien en el trasero una vez constituye acoso sexual? !
Alın size tekrar amına koyayım.
Aquí tienen su repetición inmediata.
Amazon'da "Uyu amına koyayım" kitabını aradım.
Compré por internet "Duérmete de una puta vez".
Süpersin amını sikeyim.
Joder, sí. Joder, me encanta.
Tabii ki bakmadın amına koyayım!
¿ Por qué no lo limpias? ¡ Mierda!
Keşke geçirsem amını sikeyim.
Ojalá yo tuviera una conmoción cerebral.
Peter Polisler'e ne yaptın amına koyim?
¡ ¿ Qué demonios le ha hecho Peter a "Policías"?
Bu işlere bir kez bulaştığın zaman kimin amına koyduğunun bir önemli kalmıyor.
Cuando te mueves en ese mundo por suficiente tiempo llega un punto en el que no te importa a quien jodes.
? Ananın amında! Nerde o?
El Tronador $ 140.000.000 dime donde esta cabron?
Burasını otel gibi kullanıyorsun amına koyayım.
¡ Te comportas como si esto fuera un hotel!
Böylesine güzel bi şey yaptığı için BP'ye teşekkür etmek ve doğanın amına koyma işini doğal yollarla yaptıklarını ve bundan dolayı suçun kimseye ait olmadığını söylemek istedim.
Solo quiero dar las gracias a BP por todo este despliegue. Y decir "bien hecho" por hacer una fortuna vendiendo algo que ocurre naturalmente y por tanto no pertenece a nadie.
Jenny, biraz sessiz kalacak mısın amına koyayım?
¡ ¿ Podrías por favor callarte, Jenny?
Kapayın çenenizi, amına koyayım.
Cierra el pico.
Amına kodumun kapısının orda bekle!
Espere por la maldita puerta!
Hemen şu kapıyı açın amına koyayım.
Abre esta maldita puerta ahora mismo.
Vay anasının amına koyayım!
¡ No puedo creerlo!
İnan bana Meksika yemekleri ortalığın amına koyar!
Créeme, la comida mexicana hace destrozos.
I.P. adreslerini etiketliyordum gördüm ki birileri bu sabah saat 7'de güvenlik kameralarını hacklemiş.
Yo estaba identificando las direcciones IP y alguien se infiltró en las cámaras de vigilancia a las 7 : 00 AM de hoy.
Yani, şey... terliyor olmalısın tabi, bütün bu pizzaları teslim ederken.
O sea, am... seguramente sudes, entregando todas esas, er, pizzas.
Ayın 26'sında, Cuma 8'de uygunum.
Tengo disponible el viernes 26 a las 8 am.
- Saat sabahın 5'i.
Son las 5 : 00 am.
Molly ta sabahın beşinde kaldırdı beni sırf koşmak için
Molly me arrastró de la cama para ir a correr a las 5 : 00 AM.
Altın Ses Oliver'i dinliyorsunuz AM 670 üzerinden, dilerim sizler için olağanüstü bir sabah olur.
Escuchas a Oliver Voz Dorada en el 670 de la AM deseándote a ti y a los tuyos una mañana excepcional.
AM 670'nci kanaldasınız.
Estás escuchando la 670 de la AM.
Eğer bir çift anahtar kaybettiyseniz, AM 670 istasyonuna uğrayın lütfen herhangi bir zamanda.
Si has perdido unas llaves, por favor, pásate cuando quieras por la emisora de 670 AM.
- Sabahın 5'inde AP'den aradılar.
Recibí una llamada despertadora de la Prensa Asociada a las 5 : 00 am.
En son eve gitmeden önce Max'in çikolatalı espresso kekinden yediğimde sabahın 5'ine kadar uyuyamayıp bütün terliklerimi yıkadım.
La última vez que probé la de chocolate de Max, no dormí hasta las 5 AM., lavando a mano todas mis tangas.
Wesley, ayın dördü, çarşamba günü saat 23.00 ile ayın beşi olan perşembe günü saat 06.00 arasında neredeydin?
Wesley, ¿ dónde estabas entre las 11 pm del Miércoles 4 y las 6 am del Jueves 5?
Bayan Laverty, Yolsuzlukla Mücadele 12'nin misafiri olacaksınız. Yarın saat 09.00'da, ben ve amirim Komiser Hastings tarafından sorgulanmak için avukatınızla birlikte bu adreste olun.
Señorita Laverty, me acompañará a la Unidad 12 de Anticorrupción, sita en esta dirección, con su abogado mañana a las 9 am para ser interrogada bajo cautela policial por mí mismo y mi supervisor, Superintendente Hastings.
Ma'am, oradamısın?
- Señora, ¿ sigue ahí?
Ma'am, orada mısın?
- Señora, ¿ sigue ahí?
Alarm kurmana gerek yok, saat 7'de kaldırılacaksın.
No es necesario programar una alarma, seers despertado a las 7 am.
Alışveriş doğası gereği canlı yayın akşam 6'dan sabah 2'ye kadar sürer.
Home shopping comienza a las 8 pm y termina a las 2 am. El estudio se prepara todos los días alrededor de esta hora.
Yarın sabah 4'e kadar beklemedeyiz.
Debén estar listos a la cuatro Am.
Yani okyanusun ortasında, zifiri karanlıkta, dondurucu havada ve sabahın 3'ünde bir teknede kızımı gördüğünüzü iddia ediyorsunuz.
¿ Entonces afirma que vio a mi hija en mitad del océano en un velero con un viento muy fuerte en total oscuridad a las 3 : 00 AM?
Ön adli tıp raporunda ölüm zamanının sabah 6 : 00 civarı olduğu yazıyor.
El informe preliminar del forense ubica la hora de muerte cerca de las 6 : 00 AM.
Güvenli liman, yani gece 10 : 00 dan, sabah 6 : 00 ya kadar, FİK, Federal İletişim Komisyonunun kurallarına göre, çıplaklığın gösterilebilip küfürlü dilin konuşulabildiği ( biip ) li yayınlara izin verildiği zaman aralığında.
Horario de protección, Es el horario después de las 10 : 00 PM y antes de las 6 : 00 AM cuando los programas de la cadena pueden, de acuerdo a las reglas de la FCC, mostrar desnudos y usar lenguaje... Bob, ¿ cómo vamos con esa ventana?
Bir dakika, sabahın ikisinde kim kek siparişi verir?
Espera. ¿ Quien ordena Cupcake a las 2 AM?
Ve gece saat 4.00 civarında Greenpoint'daki IHOP'dan beni aradın.
A eso de las 4 AM, me llamaste finalmente.
Saat 6'da tekrar Marylou'ya dönüyor, ve günün kalanını boşanma evraklarını toparlamak için etrafta koşturmakla geçiriyor.
A las 6 am, se reúne con Marylou y consagra el resto de la jornada a los trámites de divorcio.
Tüm kalbiyle seven ve savaşan türde bir adamdı.
El tipo de hombre que am贸 y luch贸 con todo su coraz贸n.
- Hedefi tutturduk! - Ebesinin amı! Bakın!
¡ En el blanco!
Anasının amı lan!
¡ Diablos, hombre!