English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Anlıyorsunuz

Anlıyorsunuz translate Spanish

991 parallel translation
- Anlıyorsunuz, değil mi?
- Entienden, ¿ verdad?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Lo entiende, ¿ verdad?
Öyle ise ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
- No, no creo que sea muy listo.
Galiba, siz bazı şeylerden anlıyorsunuz!
¡ Creo que usted entiende de todo!
Anlıyorsunuz değil mi?
Lo entiende, ¿ no es cierto?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Me compenden... no?
Bakın, siz böyle şeylerden anlıyorsunuz, ben anlamam.
Usted sabe de estas cosas. Yo no.
O halde ziyaretimin nedenini anlıyorsunuz.
Entonces ya sabe a qué vengo.
Anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Me entiende?
Size verdiğim görevin ciddiyetini anlıyorsunuz.
De modo que no necesito decirle la importancia de su misión.
Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim. Ama biri diğerinden bir şey yapmasını istiyor gibi geldi. Ama kimin kimden neyi istediğini anlayamadım.
Tampoco lo intenté, pero me pareció que uno de ellos deseaba que el otro hiciera algo, pero no sabría decir cuál de los dos.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz bayan Totten. Evet.
- Sabe lo que quiero decir, Srta. Totten.
Gazete yönetmekten gerçekten bunu mu anlıyorsunuz?
¿ Realmente tienes idea de cómo dirigir un periódico?
General, soğandan çok iyi anlıyorsunuz.
General, entiende mucho de cebollas.
- Anlıyorsunuz değil mi?
- ¿ Entendido, señora?
Efendim, burada kalamazsınız. Anlıyorsunuz.
Señor, no puede quedarse aquí.
Elbette, bayım anlıyorsunuz Madame Curie'ye tamamen tarafsız ve soğukkanlı bakıyorum
Por supuesto, caballeros, También les aseguro que estoy valorando a-- - Madame Curie con absoluta frialdad-- - y la más completa imparcialidad, igual que juzgaría a cualquier otro colega.
- Nasıl olduğunu anlıyorsunuz, değil mi?
- Usted entiende.
- Yanlış anlıyorsunuz.
- Se equivoca.
Yine de anlıyorsunuz değil mi? Zavallı Edwin çok hassastır.
¡ Su tío es muy susceptible!
- Anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Lo entiende, verdad?
- Bence anlıyorsunuz. Kimdi o?
- Pensaba que usted lo hizo. ¿ Quién fue?
Neyse, en azından buranın niçin size uygun olmayacağını anlıyorsunuz.
Al menos, ahora sabe por qué no le conviene.
- Bunun değerini anlıyorsunuz, değil mi?
- ¿ Se da cuenta? - Sí, creo que sí.
Anlıyorsunuz ya, böyle bir şey ilk defa yaşanmıyor.
Verá usted, no es la primera vez que ocurre algo como esto.
Durumumu anlıyorsunuz, Doktor.
doctor.
Anlıyorsunuz işte.
- Ya me entiende. - Buenas noches.
Bay Charles bence yanlış anlıyorsunuz.
CHARLES. - QUÉ SORPRESA. - SRA.
Bastogne'un önemini anlıyorsunuz.
Bastogne es muy importante.
Sanırım beni anlıyorsunuz, beyler.
Creo que me entienden, caballeros.
Anlıyorsunuz ya kızlar, birinizin kocasıyla kaçıyorum.
Verán, chicas, huí con uno de sus maridos.
- Arabalardan anlıyorsunuz, değil mi, Bay Donely?
- Usted sabe de coches, Sr. Donely.
Anlıyorsunuz değil mi?
Lo comprende, ¿ verdad?
Anlıyorsunuz.
Usted lo comprende.
- Anlıyorsunuz değil mi?
¿ Lo ha comprendido?
Bayanlar ve baylar, bu harika çifte baktığınızda bütün dünyada herkesin dilinde olmalarının şaşılacak bir şey olmadığını anlıyorsunuz
¡ Qué espléndida pareja! No es de maravillarse que todo el mundo los conozca.
- Anlıyorsunuz, o benim...
- De verdad que no es mi...
Anlıyorsunuz ya, sizden bize her hangi bir zarar gelirse bu durum önemli bir uluslararası hadise haline gelir.
Así que si nos ocurriera algo por su culpa, ello constituiría un grave incidente diplomático.
Beni yanlış anlıyorsunuz.
No me entiende.
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Usted me comprende, ¿ verdad?
- Peki siz nasıl anlıyorsunuz?
- ¿ De qué otro modo lo interpretaría?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Me sigue, ¿ no?
Anlıyorsunuz değil mi?
Una casa deshecha.
Anlıyorsunuz ya?
¿ Os dais cuenta?
Çiçeklerden iyi anlıyorsunuz.
Cuida muy bien las flores.
Bir adamla kırk yıl evli kalınca suyun yüzüne çıkmayan şeyleri de anlıyorsunuz.
Cuando has estado casada con un hombre durante 40 años... sabes lo que no vale un montón de peniques
Anlıyorsunuz umarım.
Seguramente lo entiende.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz ya?
¿ Entiende lo que digo?
Hasta olmadan, hastaneye gelmeden öncesiyle ilgili ne hatırlıyorsunuz? Anlıyor musunuz?
¿ Comprende?
- Anlıyorum. Bir noktadan sonra bundan bir kurtuluş yolu göremiyorsunuz ve anlaşılması imkansız şeyler yapmaya başlıyorsunuz.
Llega un punto en el que no ve una salida y hace cosas que parecen imposibles de comprender.
Söylediğim her şeyi anlıyorsunuz, ama bunu gösteremiyorsunuz.
pero no puede mostrarlo. pero es horrible que no te quieran. Es lo peor del mundo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]