English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Annesini

Annesini translate Spanish

3,926 parallel translation
Bugün annesini öldürdüğünü kendi isteğiyle itiraf etti.
Ella confesó por sí misma matricidio esta tarde.
Sizce küçük kızımı ya da annesini inciltecek birşey yapar mıyım?
BRAD : ¿ Crees que haría algo hacer daño a mi niña o su madre?
Bu adam Beckett'ın annesini, Komiser Montgomery'i öldürdü ve allah bilir daha kimler vardır.
El tipo mató a la madre de Beckett, al Capitán Montgomery... y quién sabe a cuántos más.
Bugün kendini aptal gibi hisseden kişi müvekkilim, bayım. Annesini parçalara bölüp kâr için satmanızı seyrediyor.
Es mi cliente que se siente como hoy un idiota, señor, sentado aquí, ya que está a punto de descuartizar a su madre con fines de lucro.
Bu puşt Cassie'yi de annesini de öldürmüş olmasın?
¿ Crees que este maldito mató a su mamá junto con Cassie?
Annesini öldürürsen Daniel'ı onların asıl hedefinden şaşırtırsın.
Si matas a su madre, le distraerás de su objetivo principal.
Powell Bey. Eşiniz annesini ziyarete gitti.
Sr. Powell, sé que su mujer está fuera visitando a su madre.
Açıkçası babası yıllar önce o ve annesini terk edip gitmiş.
Evidentemente su padre rescatados a él ya su madre años atrás.
- 14. - 14 yaşındasın. Annesini arayıp onu kandırdığını söyletmeyin bana.
- 14, y a menos que Nicole Perra quiera que llame a sus padres y les diga que mintió...
Patlamadan sonra Maeby annesini prensiplerini satarken gördü.
Tras la explosión, Maeby vio a su madre prostituyendo sus principios.
Tabii, plan annesinin gözüne yeniden girmeyi gerektiriyordu. Böylece annesini işe çıkması için kandırabilecekti.
Por supuesto, el plan requería volver a estar en buenos términos con ella para persuadirla de vender su cuerpo.
Böylece Maeby, hâlâ üyesi olduğu kulüpte Herbert ile buluşması için annesini ikna etti.
Así logró Maeby que su madre se encontrara con Herbert en el club al que quizá Maeby aún pertenecía.
Teknik olarak, annesini Herbert ile seks yapmaya ikna etmesi gerekiyordu. Ama bu kadın, vaktiyle bir erkek hapishanesinde şunu giymişti. O yüzden Maeby bir sıkıntı çıkmayacağını düşündü.
Técnicamente, aún debía persuadir a su madre de tener sexo con él, pero era una mujer que usó esto para ir a una prisión de hombres, así que pensó que aceptaría.
Geceyi Ophelia Love ile geçirdikten sonra Buster gururla annesini ziyarete gitti.
Después de pasar la noche con Ophelia, Buster visitó con orgullo a su madre.
Annesini öldürüp derisini giyersen, bu teknik olarak yasadışı olur.
Si matas a su madre y luego te vistes con su piel, es técnicamente ilegal.
Buradaki bebek annesini bayılttı ve düşüp kafasını çarptı.
Aquí baby, uh, noqueó a su madre y después se tropezó y se dio un golpe en la cabeza.
Burada yazdığına göre kötü adamlar, polisin annesini de öldürmüşler.
Está escrito aquí... "Los matones dispararon y mataron a la madre de un policía."
Annesini de öldürmüşler.
Dispararon a la madre.
- Gidin. Vishwas'ın annesini getirin.
Traed a la madre de Vishwas.
Annesini de götürmüş.
Y se llevó a su madre.
Yoksa kizin annesini öldürürüm!
¡ O mato a la madre de la niña!
O birini kaybetti. Alice annesini kaybetti. Sen kimi kaybettin lan?
Ella perdió a alguien, Alice perdió a su madre, ¿ a quién coño has perdido tú?
Annesini öldürdüler.
Mataron a su madre.
Annesini sevmeyen herkes canına kıysaydı dünyada yürüyen kişi sayısı az olurdu. Senin durumunda yürütülen tabii.
Mira, si todo el mundo que tuviese una madre loca se suicidase, habría poca gente caminando sobre la Tierra. O rodando, en tu caso.
Regina'yı, kendi annesini öldürmesi için kullandım.
Usé a Regina para matar a su madre.
Emma, onun annesini öldürdüm.
Emma, maté a su madre.
Çocuk bugün babasını kaybetti. Annesini de kaybetmesine izin vermem.
El niño perdió a su padre, no dejaré que también pierda a su madre.
Onun annesini öldürdün.
Asesinaste a su madre.
Çocuk zaten annesini kaybetmiş.
El chico perdió a su madre.
- Ve annesini.
Y a su madre.
Oğlum annesini ziyarete gelmiş ve büyük bir hediye getirmiş.
Ha pasado mucho tiempo desde que nuestro hijo vino a casa... y me trajo un lindo regalo.
Wanda'nın annesini gördün mü?
¿ has visto a la madre de Wanda?
İnşallah konu gerçekten röflendir... ki düzeltilmesi gerekiyor... düğün gününde gelinin annesini kaybetmeni saymıyorum bile.
Espero que de verdad sea sobre tus mechas... que necesitan trabajo... y no sobre el hecho de que obviamente has perdido a la madre de la novia el día de la boda.
Derek'in annesini merdivenden aşağı ittim.
Bueno, empujé a la madre de Derek por las escaleras.
Stacy, John Ross'un, annesini son zamanlarda çokça aradığını söyledi.
Stacy ha dicho que... John Ross ha estado llamando mucho a su madre últimamente.
- Annesini görmeye gittiğini biliyorsun.
Tú sabes que fue a verla a ella.
Switcheroo Summer'da Amanda Bynes'ın annesini oynayanla mı?
¿ La que hice de la madre de Amanda Bynes en Swicheroo Summer?
David annesini tehdit ettikten sonra buraya yerleştirilmiş.
David fue internado después de amenazar a su madre.
Tampa'daki annesini haftada bir arıyordu.
Llamaba a su madre a Tampa una vez por semana.
Annesini daha öncesinden tanırdım.
Conocía a su madre de antes.
Melissa'nın annesini tanıdığını söylemiştin.
Dijo que conocía a la madre de Melissa.
Bence annesini alıp bir yerlere götürecek.
Apuesto a que esta descansando para llevar a su mamá a un lugar lindo.
Dylan'ın annesini buldum.
Creo que tengo a la madre de Dylan.
Tyler'ı kasabadan kovdun, annesini öldürdün ve yardım isteyeceğin kişinin ben olduğumu mu düşündün?
Hiciste que Tyler huyera de la ciudad, asesinaste a su madre y ¿ piensas que soy la persona adecuada para ayudarte?
Annesini ve tüm olayları anlıyorum ama annesini özleyecek ama bir noktada önünü açman gerekiyor değil mi?
Entiendo que es su madre y todo eso, y que va a extrañarla, pero tienes que cortar el cordón umbilical en cierto punto, ¿ verdad?
Evet, annesini kaybedeceğini sanıyor.
- Tiene miedo de perderte.
Annesini gördün mü?
¿ Has visto a su madre?
En son dün akşam yedi civarı kocası görmüş. Kadın hasta annesini ziyarete gidiyormuş.
Su marido la vio por última vez anoche sobre las siete... cuando se fue a visitar a su madre enferma.
Yalnızca annesini görmeye gittiğinde.
Solo a ver a su madre.
Kadının "hasta annesini ziyaretleri" tam bu zamana denk geliyor.
Más o menos en la época en la que "visitaba a su madre enferma."
Annesini daha bebekken kaybetti.
Perdió a su madre cuando apenas era un bebé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]