English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Asiak

Asiak translate Spanish

46 parallel translation
Imina, Asiak ve anneleri.
Imina, Asiak y la madre.
- Asiak.
- Asiak.
Imina mı Asiak mı?
¿ Imina o Asiak?
Öyleyse Asiak'ı al.
Elige a Asiak.
Küçük Asiak'ı neden almıyorsun?
¿ Por qué no te quedas con Asiak?
Tabiî ki kızın bir kıymeti yok. Ancak Imina'nın yapıp da Asiak'ın yapamadığı hiçbir şey yok.
Aunque esta hija no vale mucho todo lo que sabe hacer Imina Asiak también lo hace.
Ama biri Asiak'ı değil, Imina'yı istiyor.
Quiero a Imina y no a Asiak.
Asiak'ı neden yanına almıyorsun?
¿ Por qué no te llevas a Asiak contigo?
Bu yaşlı ve faydasız kadın Asiak'ı kim alırsa onlarla birlikte yaşayacak.
Esta vieja mujer vivirá con el hombre que se case con Asiak.
Asiak gel.
Ven, Asiak.
Asiak.
Asiak.
Neden Asiak ile kalmadın?
¿ Por qué no te quedas con Asiak?
Biri Asiak'ı istemiyor.
No quiero a Asiak.
Bu durumda Asiak, yalnız başına seyahat etmek istemeyen değersiz avcıya mı katılacak?
En ese caso, Asiak, ¿ quieres unirte a este cazador que no quiere viajar solo?
Biri fikrini değiştirdi. Sonuçta Asiak'ı da alacak.
He cambiado de idea y me llevaré a Asiak.
Asiak sen benim eşimsin.
Asiak, eres mi mujer.
Bundan böyle sen, cazibeli eşim Asiak ile gülmek için izin iste.
Tú me pedirás permiso para reír con mi bella esposa, Asiak ".
Asiak bak.
Asiak, mira.
Asiak bundan sonra tilki peşindeyiz.
Asiak, a por el zorro.
Silah için gereken yüz post ile birlikte Inuk, Asiak ve Powtee ticaret merkezine doğru yola koyuldular.
Con cien pieles para su fusil, Inuk, Asiak y Powtee se fueron a la factoría.
Asiak beyaz adama bak.
Asiak, mira al hombre blanco.
Yok, sadece Asiak, Powtee ve ben varız.
No, sólo Asiak, Powtee y yo.
Asiak, biri silahı unuttu.
Asiak, me he olvidado del fusil.
Asiak!
¡ Asiak!
Durup Asiak'ın annesinin dinlenmesi için bir iglo yaptılar.
Paran y construyen un iglú para que descanse la madre de Asiak.
Asiak'ın taşıdığı çocuk dünyaya gelmek üzereyken Powtee'nin ölmeye bırakılacağı zaman geldi.
Desde que el niño de Asiak va a nacer, ha llegado la hora de dejar a Powtee que muera.
Asiak annesini durdurmak için son girişiminin başarısız olacağını biliyor.
Asiak sabe que el último intento por salvar a su madre fallaría.
Kadın ölmeli ki ayı Inuk'un Asiak ve çocuğunu beslemek için onu avlayacağı gün için yaşayabilsin.
Debe morir para que el oso pueda vivir y el día que Inuk lo mate, alimentará a Asiak y a su hijo.
Asiak, gel bak.
Asiak, ven a ver.
- Asiak, sence kaç tanedir?
¿ Cuántos crees que hay?
Ayrıca birisi en yüksek kibarlığıyla Asiak ile gülmeyi önerdiğinde reddetti.
Cuando le propuse con la mayor cortesía el reír con Asiak, se negó.
Aksi takdirde Papik, Asiak ve ben başkalarının iglosuna giremeyiz.
Si no Papik, Asiak y yo, no podremos ir a otros iglús.
Asiak, yiyecekleri getir.
Asiak, trae la comida.
Asiak asla anlamayacaklar.
Asiak, nunca lo entenderán.
Teklif edilseydi, Asiak'ın gülüşünü de istemezdim.
No me reiría con Asiak si se me ofreciese.
Asiak ile Papik'i ayılara yem yapacağım.
Le daré el oso a Asiak y a Papik para que se los coma.
Asiak, ona ne yaptık ki?
Asiak, ¿ qué le hemos hecho?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]