English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Aslanlar

Aslanlar translate Spanish

1,231 parallel translation
Bugün aslanları görmek istiyorsanız, Amerika'ya gitmelisiniz.
Si quieren ver a esos leones tendrán que ir a E.E.U.U.
Ve bu çağrı, Memea aslanlarının sert kaslarına çeviriyor en ince damarlarını bedenimin.
Y dan a cada arteria de mi cuerpo la dureza del nervio del león de Nemea. Me sigue llamando.
Aslanları Hristiyanlara yem yapma vakti geldi. Bu bir şaka.
Es hora de que los cristianos se coman a los leones.
Aslanlar olacak mı?
¿ Habrá leones?
Ama aslanlar olacak mı orada?
Sí, pero aún así, ¿ habrá leones?
Aslanlar ve kaplanlar çünkü bu eğlenceli.
Leones y tigres... porque es divertido.
Aslanlar zebra yiyor sadece.
- La naturaleza.
Bu deniz aslanları ve penguenler için de geçerli
Como los lobos marinos y los pingüinos.
- Deniz aslanları, efendim.
Son los lobos marinos.
- Çok güzel yaratıklar, deniz aslanları.
Qué estupendas criaturas.
Leoparlar sol tarafta, gergedanlar sağ tarafta maymunlar ortada.. deniz aslanları merkezde, gelincikler ön tarafta- -
Leopardos a un lado, rinocerontes al otro... monos en el medio, hurones al frente...
Aslanların, fillerin ve maymunların yaşadığı
Un lugar que pertenece al león, el elefante y el simio.
Aslanlar, çakallar, sırtlanlar, sen.
Leones, chacales, hienas, tú.
Her yıl Afrika'da, 400'den fazla insanın... aslanlar tarafından, yenildiğini biliyor muydun?
Oh, amo totalmente los nuevos niveles! esto va a ser totalmente increible! Cartmanbra!
Aslanlar numaranı çaktı.
Esta vez los leones te han descubierto.
Ve şu seramik aslanlar gerçekten haaarika
Y los tigres de cerámica ¡ son bestiales!
Her yıl Afrika'da, 400'den fazla insanın... aslanlar tarafından, yenildiğini biliyor muydun?
Por años, los leones comen naturalmente a más de 400 personas.
Peki, endişeden uyutmayacak akıllı aslanlar, kaplanlar ya da ayılar var mı?
¿ Hay leones, tigres u osos autóctonos de los cuales deba preocuparme?
Aslanları toplayalım.
Muévanse. ¡ Ahora!
Aslanlar, kaplanlar gibi dövüşecek!
¡ Luchando cual león, cual tigre!
Aslanların benimle uyum içinde olması lazım.
Los Leo se supone que son compatibles conmigo.
Aslanlar, kaplanlar ve ayılar.
Leones y tigres y osos.
Aslanlar, kaplanlar ve ayılar. Tanrım!
Leones y tigres... y osos.
Aslanlar yavrularını uçuruma götürürler ve onların uçurumdan tırmanarak çıkmayı başarmasını beklerler
Los leones llevan a sus cachorros al precipicio y solo crían a los que logran regresar escalando el precipicio.
Aslanlarım benim!
¡ Muy bien! - ¿ Qué?
Tüm bu birbirine saldıran vahşi hayvanlar, su kıyısına doğru koşan vahşi aslanlar, parçalanan antiloplar ve ceylanlar.
Todas esas bestias salvajes que se atacan unas a otras. Leones feroces corriendo hacia el abrevadero, asesinando brutalmente a antílopes y gacelas.
Ey, doğa! Neden yarattın ki aslanları?
¿ Porqué, Naturaleza, hiciste leones?
Ama Latince, Latince çocuklar mağrur aslanların köpüren ağızlarından, kutsal öğretilerin aktığı dil.
Pero el latín, ah, niños, el latín que los sagrados mártires hablaban antes de expirar en las bocas espumosas de los leones hambrientos.
Haydi aslanlarım!
¡ Eso es, muchachos!
Kumsallarda aslanlar görmüştüm.
He visto leones en las playas por la tarde.
Hiç hayvanat bahçesindeki aslanları seyrettin mi?
¿ Alguna vez ha visto leones en el zoológico?
Aslanlar Hristiyanları yiyor, insanlar birbirini çarmıha geriyor.
Leones comiendo cristianos, gente clavándose a maderos.
Ulu Challenger'a bırakın. Aslanların arasına atılınca, bu durumdan çıkış yolu arayacağına hayvanların soy ağaçlarına hayret ediyor.
Dejen al gran Challenger tirado a los leones y él se maravillaría con los pedigrís de los animales en lugar de intentar encontrar una salida de la guarida.
Afrika'nın bu daha kurak bölgelerinde, altıntüy aslanları, çiftleşme derdine düşmüşler.
Aquí, en las más áridas regiones africanas los leones dorados están en plena temporada de apareamiento.
Bunlar Jurasik'in aslanlarıdır - kendi çağlarının en yırtıcıları.
Estos son los leones del Jurásico los mayores depredadores de su época.
Aslanlar, kaplanlar, ayılar...
Leones, tigres, osos...
Burada olup olmayacağını bilmediğim için, lambaları nasıl yakacağımı... traktör kullanmayı, Swahili dilini konuşmayı, evdeki her şeyi tamir etmeyi... aslanları kovup köpeğimizi vurmayı öğrenmem gerekiyor!
Nunca sé si estarás aquí. Tengo que saber cómo encender lámparas conducir tractores, hablar suajili, arreglar todo en la casa ahuyentar leones, y dispararle a nuestro perro.
Aslanlar bizden daha değerlidir.
Valen más que nosotros.
Aslanlar falan vardır.
Ves leones y demás.
Anlaşılan bunu aslanlar başlatmışlar.
Parece que el alce lo propuso.
Vahşi hayvanlarla, aslanlar ve kaplanlarla dolu bir orman varmış.
Hay una jungla y muchos animales salvajes, leones y tigres.
Sirkteki aslanlar gibi mi?
¿ O los leones del circo?
Aslanları bile mi sevmiyor?
¿ No le gustan los leones tampoco?
Bu olmasa çocuklar bağırıp çağırıp, aslanları rahatsız ediyorlar.
Sino los niños empiezan a insultar a los leones.
Tanzanya'daki Ngorongoro Krateri'nde gözlemlenen aslanlar bir hafta boyunca en az saatte bir çiftleşti.
Unos leones observados en Tanzania se apareaban...
- Ve aslanlar.
- Y un león.
Aslanlar?
¿ Leones?
Karada deniz aslanları mı var?
¿ Hay leones marinos en tierra?
Onlara kara deniz aslanları diyoruz.
Les llamamos leones marinos terrestres.
Deniz aslanları mı? Ne?
¿ Los lobos marinos?
Dağ aslanlarının beni...
Yo no quiero los leones montañeses....

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]