Ateşle translate Spanish
1,628 parallel translation
Ateşle kavrulmuş bir kara.
Una tierra devastada por el fuego,
Şeytana yardım edenler geldikleri yerdeki ateşle temizlenmeliler.
Aquellos que ayuden al demonio deben ser purificados por el fuego del que proceden.
Vahşet ve porno ateşle barut gibi.
La violencia y el sexo no deben mezclarse.
Demir ateşle birlikte olmayı istemiş, ama ateş onu yakmış ve demir bataklıklara kaçmış.
El hierro quería estar con el fuego pero el fuego lo fundió y el hierro se deslizó al pantano.
Bug Wendal, yoldan geçen arabadan açılan ateşle Compton'da öldü.
A Bug Wendal lo mataron en un tiroteo en Compton.
104 derece ateşle yattı!
¡ Él tenía una fiebre de 40 grados! ¿ Qué?
Dennis zayıf, sessiz bir çocuktu, fakat, ne yazık ki, ateşle oynamaya düşkündü.
Dennis era un niño tranquilo con una obsesión enfermiza por el fuego.
- Tamam, ateşle gitsin.
- Muy bien, adelante.
Ateşle aram pekiyi değil.
- Sí. El fuego me afecta.
Ateşle beraber!
¡ ¡ Con fiebre!
Ateşle aşırı ısınmış.
Sobrecalentado por la fiebre.
Protokültürü ateşle, Louie.
Enciende la Protocultura, Louie.
Ateşle!
¡ Dispara!
Sonra kasabaya kötü bir adam geldi. Kötülüğü halka yayıldı ta ki Tanrı kanseri ateşle temizleyinceye dek.
Entonces un hombre malvado llegó al pueblo y su maldad se propagó por toda la comunidad hasta que Dios exterminó ese cáncer por medio del fuego.
Vietcong'la karşılaştığımızda, onlara ateşle karşılık vermemizin imkanı yok, o yüzden...
No podremos combatir a tiros si nos topamos con el Vietcong, así que...
Artık ateşle oynamak yok.
Créanme, ni una vela más.
Yalnızca ateşle oynamadın, kibritin üstüne benzin döktün.
Estabas jugando con fuego, fósforos y gasolina.
Nice hayatın bu ateşle yanıp kül olduğunu biliyor musun?
¿ Cuantas vidas se han consumido por esta llama?
Eğer ateşle oynarsan, yanarsın.
Si juegas con fuego, te quemarás.
- Ateşle oynuyorsunuz.
- ¡ Uds. Están jugando con...
onu kurtardım. onları yakmak için lazım, ama ben ateşle bedelini ödeyip ona sonsuz yaşamı vereceğim.
Los salvé. Mi padre quería quemarlos, pero los redimí del fuego y les di la vida eterna.
Tamam ateşle bakalım.
Ok, adelante.
Bugünkü bölümde, Keith Scott şunu öğreniyor, ateşle oynarsan elini yakarsın.
En el episodio de hoy, Keith Scott aprende que, si juegas con fuego, te vas a quemar.
Yüzbaşı, lider gemiye ön yaylım silahlarını ateşle. Kalkanlarımızı test edeceğiz.
Capitán, fuego con las armas de raíl delanteras a la nave líder parece que vamos a probar nuestros escudos.
Ateşle barut.
Son fuegos de artificio.
Bir çok da iyi ateşle barut.
Y muchos buenos fuegos, también.
Uçağa baskın kalkışmasına ateşle karşılık verildi.
El intento de tomar el avión terminó en un tiroteo.
Ateşle oynuyorsun cadı.
- Estás jugando con fuego, bruja.
Yüksek ateşle baygın yatıyor ve ölmesi yakın.
Está inconciente con una alta fiebre y se está desvaneciendo rápido. Ya pasó por esto, así que trátenlo.
Evet, ateşle.
- Sí, dale.
- Sana ateşle karşılık veren adam.
- El tipo que te dispara.
Ateşle oynuyorsun güzelim.
Juegas con fuego, bonita.
Barut yanığı ve diğer izlere dayanarak, namlu ağza yerleştirilmiş... ateşle birlikte mermi kafatası içinde kalmış.
Por las quemaduras de pólvora y el granulado le metieron la pistola en la boca la bala se fragmentó en la cabeza.
Silahı ateşle.
Dispara el arma.
Tekrar ateşle.
Dispara otra vez.
Silahı ateşle!
¡ Dispara el arma!
O virüsü ateşle.
Lanza ese virus.
Demek istediğim, o kötü! Ona geri dönmeli, ateşe karşı ateşle dövüşmelisin.
Mi punto es que es malvada, tienes que atacar, tienes que combatir al fuego con fuego.
Ateşle birlikte sık idrara çıkma prostat iltihabı olabilir.
Fiebre y micción frecuente podría indicar prostatitis.
Şimdi, mahkumları öne çıkarın. Biraz ateşle başlayalım.
Entonces, trae a los prisioneros e inicia una pequeña hoguera.
Ateşle onu, kardeşim.
Quema esa carne, hermana.
Başkan Yardımcısını savunurken ateşle karşılık veren ve suikastçıyı tek kurşunla öldüren karizmatik genç lider Stillson'a Başkan "Kahraman" şeklinde hitap etti.
El presidente está reconociendo a Stillson como un héroe americano ya que el carismático y joven líder respondió al fuego en defensa del vicepresidente, matando al pistolero solitario con un solo disparo.
Belki de ateşle ilintili değildir.
¿ Si la fiebre no se relaciona?
Ya da hem ateşle hem de hayat kadınlarıyla ilişkilidir.
O la fiebre está relacionada y también las prostitutas.
Bu yasa ateşe ateşle karşılık vermemize yardım edecekti.
Esta ley era para poder combatir el fuego con el fuego.
Gerçekten ateşle oynuyordun.
En verdad está jugando con fuego.
Ateşe karşı ateşle savaşacağım.
Voy a pelear fuego con fuego.
Roketleri ateşle.
Enciendan los cohetes.
Roketleri ateşle.
! Los cohetes!
- Tamam, ateşle.
Bien, ¡ enciéndela!
Ateşle.
- Dispara.