English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Atladı

Atladı translate Spanish

5,142 parallel translation
Arnstein, Trollstigen Fjellstue'den aradığını belirtti. Ve saat tam 3 : 50'de Boenish, Carl Ronald'ın Stabben'dan atladığını rapor ediyordu.
Arnstein me dijo que llamaba desde Trollstigen Fjellstue y me informó de que, sobre las cuatro menos diez, había sido testigo de que Boenish saltaba de Stabben, una cima situada entre Trollveggen y Semletind en Trolltindmassivet.
İlk önce anlamadım. Anlamsız geliyordu. Çünkü o an Bruraskaret'den atladığını düşünüyordum.
Al principio, no lo entendí porque no tenía sentido porque yo aún pensaba que había saltado desde Bruraskaret.
Ama konuşmalar ilerledikçe gidip Stabben'den atladığını anladım.
Pero según avanzó la conversación, fue cuando me dijeron que había saltado desde Stabben.
Sonra öyle atladın mı sen de hemen?
¿ Y tú aceptaste eso?
Neden bana öyle atladın?
¿ Por qué me fastidias así?
Ama Bay Meisner, en iyi kısmını atladınız.
Sr. Meisner, se ha dejado lo mejor.
Dedim acaba kafam mı güzel atladım arabama, etrafta biraz dolaşıp geldim, yine yok.
Di una vuelta en mi auto, regresé y no estaban.
Daha yeni atladık, ve bizden tekrar atlamamızı mı istiyorlar?
Acabamos de saltar, ¿ y quieren que saltemos de nuevo?
- Pekâlâ. Atladığımız bir şey var mı?
Bien, ¿ hay algo que hayamos olvidado?
Sağına soluna bakmadan caddeye atladı ve ona vurdular.
Salió a la calle sin mirar y fue atropellado.
- Neden balkondan atladın?
- ¿ Por qué saltaste del balcón?
Balkondan atladım.
¡ Salté de un balcón!
Adam birden ağaçtan üzerime atladı ve bende donup kaldım. O an verebildiğim tepki sadece adamın midesine yumruk atmak oldu.
El tipo saltó de un árbol... y estaba tan aterrado... mi reacción fue golpearlo.
... sen arkaya gitmeden önce, kamuflaj yapmış adam pembe çalılıkların arasından atladı.
Había un tipo camuflajeado y saltó sobre nosotros... - Necesito ver ese lado... - ¡ Mike!
Kesinlikle, bir kaç kelime söyledik birbirimize ve pislik üstüme atladı!
¡ Exactamente, así que intercambiamos algunas palabras y el cabrón se me echa encima!
Lanet olasıca pislik, üstüme atladı!
¡ Ese pequeño bastardo escuálido, se me echó encima!
Charles Nehri'ne atladım.
Me enfrenté a Charles River.
Eminim Todd Matt'e gösteriş yapmak için böyle atladı.
No lo sé. Seguro que Todd le enseñó a Matt.
Atladığımız bir şey var.
¡ Eso sí que no lo predijimos!
Parkta gezinip birbirimize hikaye anlattığımız yeri atladığımızı biliyorum.
Sé que nos saltearemos tomarnos de la mano, caminar por el parque y recitarnos poemas...
- Ne bileyim, daha yeni lanet bir uçaktan atladık
- Eh, no se. Digo, acabamos de saltar de un jodido avión! .
Parka gittik. Kestirmeden gitmek için çitlerden atladık.
Fuimos al parque, trepamos la cerca para un atajo.
- Benim için camdan atladın.
Saltaste de una ventana por mí.
Pencereden dışarı atladık.
Saltamos por una ventana.
Atladığımız bir şey olmasın.
Hay que descartarlo.
Efendim, normalde buraya pek gelen olmaz. Ama iki gece önce elinde fener olan bir kaç kişi bir şeyler aramak için nehre atladı.
Señor, normalmente nadie viene a esta área, pero desde hace dos noches algunas personas saltaron al río con linternas tratando de encontrar algo.
Yani ben var sanırım Eğer onu kedi ile atladı.
Oh, así que supongo que tengo saltaste con su coño.
Bazı detayları atladıysam üzgünüm..
Perdón si malinterpreté algunos detalles.
Vista Köprüsü'nden atladı.
Saltó del puente Vista
Sadece yürüdü, derin bir nefes aldı, ve atladı.
Simplemente caminó hasta arriba, respiró hondo, y se dejó caer.
Seçilir seçilmez, giden ilk uçağa atladım.
Ni bien me aceptaron, me tomé el primer avión para venir.
Beşinci katın penceresinden atladığında şans eseri hayatta kalırsın ama kırık bacakların yılbaşı partilerine gitmene engel olur.
Saltas por una ventana del Quinto Piso, tienes una oportunidad de sobrevivir, pero con las piernas reventadas y eso te va a acortar el presupuesto para la fiesta de Navidad.
Dün gece Emily atladığında neredeydin?
¿ Dónde estuviste anoche cuando Emily saltó?
Emily atladı mı?
¿ Emily saltó?
Neden atladığını sordukları zaman onlara sertleşme bozukluğu ile yaşayamadığını söyleyeceğim.
Cuando te pregunten por qué saltaste, voy a decirles que es porque tú no podrías vivir con la disfunción eréctil.
Ben artık atladı düşünmüyordu.
No pensé que saltaras ya más.
Pekala, o 22 yıl atladı ileri bulunuyor.
Está bien, él ha saltado 22 años.
" Ben suya atladım, arkamdan da Jeff atladı.
Me sumergi en, y Jeff paloma en pos de mi.
Beş tane ucube üzerime atladı ve ben de pencereden atlayarak anca kaçtım.
Había bastante comida. Cinco cretinos me atacaron y tuve que saltar por la ventana.
Soktuğum penceresinden atladım!
Te lo dije.
Sen her şeyi atladın!
¡ Has estropeado todo ahora!
Fırsatı gördün ve buna atladın.
Vio una oportunidad y la aprovechó.
- Kanka, sanırım Ana'nın evinden atladı.
Creo que se saltó desde el apartamento de Ana. ¿ Qué?
Biliyorum, refleks olarak atladım işte.
Lo sé. Fue un reflejo.
Taksiden atladıktan sonra tel örgüye tırmandı.
Trepó una valla después de saltar del taxi.
Çatıdan atladı.
Saltó del tejado...
Diğer kızların çatıdan atladığını görünce Tatum'a söyledim.
Vi a otras chicas en el tejado saltando a la piscina, y le dije a Tatum...
Ah, birini atladın.
Oh, te perdiste un out.
Yaratana sığınıp aşağı atladık diyelim..
Hay que saltar y esperar lo mejor.
Hayır, hayır. Büyükbaba. Başka bir binaya atladık.
No, no, abuelo, hemos saltado de un edificio a otro... por la azotea, y él ha forzado la cerradura, yo súper nervioso, el estómago dándome vueltas.
- Garajın üzerinden atladı ama havuzu ıskaladı.
- Saltó del garaje y no alcanzó la piscina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]