Atmosfer translate Spanish
956 parallel translation
Ayın karanlık yüzünde, bir atmosfer, hatta yaşam izleri bile olmalı.
Sea como sea, yo deseo que el oro de la Luna, en caso de que se demuestre su existencia, caiga en manos de comerciantes, ¡ y no de idealistas y soñadores!
- Atmosfer, ha?
- Un buen ambiente, ¿ eh?
Bohem bir atmosfer.
Ambiente bohemio.
Dünyanın yarısını kat etmek zorunda olduğum yolculuktaki atmosfer bu şekildeydi.
A ese ambiente me destinaron... para viajar por la mitad del globo.
Canım senin için iyi bir atmosfer değil burası. Hatırlatıcı şeyler var.
Querida, no es el mejor de los ambientes para usted ya sabe,... recuerdos constantes.
Bay Keane, bu ilk defa olmuyor. Siz daha önce de mahkeme salonlarında aşırı duygusal bir atmosfer oluşturmuştunuz.
Sr. Keane, no es Ia primera vez... que es Vd. el responsable de crear un ambiente demasiado emocional.
Bu atmosfer sadece...
Es sólo que...
Sonra. bu atmosfer beni içine çekti.
Más tarde. Este ambiente me fascina.
Adam ne kadar uzunsa atmosfer daha fazla seyreltilmiş hava basıncı da daha az oluyor.
Claro. Cuanto más alto es el hombre, más enrarecida la atmósfera y menor la resistencia del aire.
Genel atmosfer çok Macbeth'çe.
El ambiente es muy de Macbeth.
Bu, kara büyüyü bozmuş gibiydi çünkü gergin atmosfer deniz yeli misali esip gitmişti.
Eso pareció romper el hechizo, porque el ambiente tenso se desvaneció... como un soplido de viento en mar abierto.
Atmosfer dışında seyahat etmek için tasarlanan gemi, standart doğu saatiyle bugün 15 : 47'te, Washington'a inmiştir.
La nave, diseñada para viajes por el exterior de la atmósfera terrestre, aterrizó hoy en Washington a las 15 : 47, hora de la costa este.
Bu durum benzer bir atmosfer ve basıncı işaret ediyor olmalı.
Deben de tener una atmósfera y presión parecidas.
Atmosfer de berbattı.
La presión atmosférica era terrible.
"Isı düştü, atmosfer oluştu, ve yağmurlar yağarak..." "sayısız yüzyıllar boyunca, yeryüzünün sertleşip yerleşmesini sağladı."
La temperatura asciende, llega a la atmósfera, se forman las nubes y la lluvia cae durante siglos sobre la superficie endurecida.
Tam da bizim aradığmız şeydi, doğru ücrette, doğru atmosfer.
Es justo lo que estábamos buscando... el ambiente adecuado a buen precio.
Bu büyük adıma hazırlanmak için bugüne dek keşfedilenlerin dışında, atmosfer düzeylerindeki şartlar hakkında veri topluyoruz.
Para dar este paso adelante, recogemos datos sobre niveles atmosféricos no explorados hasta ahora.
Manyetik alanı ayarladık. Normal yerçekimi ve atmosfer basıncı kaybını telafi edecek biçimde.
Ajustamos el campo magnético para compensar la pérdida de gravedad y presión atmosférica.
Tam da uygun atmosfer, değil mi?
Justo lo que queríamos, ¿ no?
Ama atmosfer gittikçe ağırlaşıyor.
Pero el ambiente se está enfriando.
"İnsanlık sonsuza kadar yeryüzünde kalmayacaktır, ama ışık ve mekan peşinde olacak, öncelikle, atmosfer sınırlarının dışına çıkacak, ve Güneş sistemindeki bütün gezegenleri fethedecektir."
"La humanidad no permanecerá en la Tierra para siempre, pero la búsqueda de la luz y el espacio, será, al principio, salir tímidamente de los límites de la atmósfera, y luego avanzar hasta conquistar la totalidad del espacio circunsolar."
Nihayet 13 atmosfer!
¡ Finalmente 13 atmósferas!
Asırlardır, bulutlu bir atmosfer, astronomlar ve evrenin meraklı gözleri arasında durdu.
El observatorio astronómico. Durante siglos, las nubes estaban entre el ojo inquisitivo del astrónomo y el universo. Pero ahora,
- Atmosfer, hayatım hayaletlerin nasıl olduklarını tahmin etmen gerekir.
- Es para crear más ambiente. Ya sabes querida los fantasmas no son prolijos...
Atmosfer koşulları çoğu zaman iletişime engel oluyor.
Las condiciones atmosféricas del espacio luego afectan las comunicaciones.
Televisor aracılığıyla ulaşmaya çalıştık, ancak atmosfer koşulları bağlantıyı imkansız kıldı.
Intentamos usar la televisión para transmitir... pero las condiciones atmosféricas lo hicieron imposible.
Hava açık ama atmosfer gergin.
El tiempo es bueno, pero se avecina una tormenta.
Tüm bu hastalıklı atmosfer ve saçma düşünceleri.
Este ambiente de enfermedad y desilusión es cosa de él.
Geçen aydı ve atmosfer ideal fazlasıyla yerinde... Tanrı'nın doğal ortamında ağaçların altında...
Fue el mes pasado. Y la atmósfera fue inmejorablemente pertinente... con el escenario natural de Dios, bajo los árboles. Ay, gracias.
Bu şato, bu nefret uyandıran atmosfer.
Este castillo, este aire odioso.
Atmosfer testlerine başlayın.
Comiencen las pruebas atmosféricas.
Atmosfer okyanusunda yüzen insan balıklar Birbirleriyle çarpışa çarpışa ruhsal yaralar edinirler
Los peces humanos nadando en el océano de la atmósfera desarrollan heridas psíquicas al colisionar entre ellos.
Şimdi karaya çıkıyoruz. Atmosfer geceleri sakin.
Está más tranquilo por la noche.
Onlar kendi birikimlerinin dışına çıktı,.. .... doğa, atmosfer ve yabancılar düşman oldu. - Ben onlar öldürüldü demedim mi?
En una atmósfera extraña y en condiciones en que ellos perecerían.
Rahatsızlıkların nedeni yeraltı sularıymış... elektrik akımları, atmosfer basıncı, güneşteki lekeler, depremlermiş falan filan.
Afirma que esos fenómenos se deben a aguas subterráneas, corrientes eléctricas, presión atmosférica, manchas solares, temblores de tierra, etc.
Bu atmosfer herkesin moralini bozar.
Un sitio así hace derrumbarse a cualquiera.
Buradaki atmosfer, yüksek derecede nükleer atıkla kirlenmiş ve biz, tamamen korunmasız, içinde geziniyoruz.
La atmósfera está contaminada con un alto nivel de radiación, y hemos paseado por ella completamente desprotegidos.
Ay'da atmosfer yoktur.
No hay atmósfera en la Luna.
Atmosfer hakkındaki ilk gözlemim, soluk almayı desteklemek için çok ince ve yetersiz olduğu.
Mi primer descubrimiento fue que el aire en Marte está muy lejos de ser apto para la vida humana.
Çünkü o anda müzisyenler perdenin arkasında yerini alacak ve romantik İtalyan melodilerinin yaratacağı atmosfer...
Porque entonces, los músicos se sitúan en el escenario y románticas melodías italianas llenan la atmósfera de...
Servis katsayısı "X" üstüne atmosfer katsayısı "Y" bir de gülümseme ve sevimlilik katsayısı "X" konunca son üç ayki satış artışı eğrimiz hop, hop, hop diye yükselip aldı başını gitti!
El servicio cociente X más la atmósfera de condensación Y más el cociente de sonrisa-y-afabilidad X muestran en los últimos tres meses una línea de ganancias que ha dado un brinco que se sale del tablón.
Orada, burada sahip olmadığımız bir atmosfer var.
Hay una atmósfera que no tenemos aquí.
- Anladım. Atmosfer seyreltik mi?
Ya veo. ¿ Es la atmósfera demasiado ligera?
-... atmosfer kadar önemlidir. - Atmosfer.
Como la fineza, la atmósfera...
- Atmosfer önemlidir, değil mi?
Atmósfera. - ¿ No cree que es importante?
Oksijenli atmosfer.
Posee una atmósfera de oxígeno.
Atmosfer, oksijen, hidrojen.
La atmósfera es de oxígeno y nitrógeno.
Sanki burada dinsel bir atmosfer var.
El aire aquí es muy religioso.
Yerçekimi Dünya'nın 1.1'i, atmosfer güvenlik sınırlarında.
Tiene gravedad terrestre 1, 1 y la atmósfera es segura.
Yeni bir müzikal atmosfer yaratmaya çalıştım.
Traté de crear un clima musical.
Atmosfer Dünya atmosferinden daha seyrek.
La atmósfera es más débil que en la Tierra.