Autolycus translate Spanish
100 parallel translation
Adım Autolycus.
- Me llamo Autólicus
- Adı Autolycus.
- Se llamaba Autólicus.
- Autolycus mu?
- ¿ Autólicus?
- Bu civardaki herkes Autolycus'u tanır.
- Todos aquí conocen a Autólicus.
Ve Autolycus'un dediğine göre, adalete teslim olacağına ölmeyi yeğlermiş.
Y Autólicus ha dicho que preferiría morir a ser llevado ante la justicia.
- Autolycus, değil mi?
- Autólicus, ¿ cierto?
Tabii bu yine de arkadaşının Autolycus'u yakalaması için yeteri kadar zaman kazandırmıyor.
Claro, eso tampoco le da mucho tiempo a tu amigo para atrapar a Autólicus.
Autolycus'u kastediyorsun.
- ¿ Te refieres a Autólicus?
Koş, Autolycus!
- ¡ Dale, Autólicus! ¡ Corre!
Autolycus, iyi misin?
- Autólicus, ¿ estás bien? - Sí.
Haşmetlim, Autolycus'a merhaba deyin.
Su Alteza, le presento a Autólicus.
Autolycus, düşündüğünüz kadar kötü biri değildi.
Autólicus no era tan malo como quería hacernos creer.
Ve Autolycus'un cenazesi için ülkede tören yapmaya hazırlanın.
Y preparen el cuerpo de Autólicus para un funeral de Estado.
- Kendi işine bak, Autolycus.
Métete en tus asuntos, Autólicus.
Ben Autolycus'ım... Hırsızların Kralı.
Soy Autólicus, el Rey de los Ladrones.
Gabrielle... Autolycus... gerçeklerden korkmayın, onunla yüzleşin.
Gabrielle, Autólicus, no teman a la verdad, enfréntenla.
Autolycus, bunun üstüne gitmek zorundasın.
Autólicus, tienes que ser parte de esto.
Autolycus, masum bir insan ölecek.
Autólicus, va a morir un inocente.
Ne beni bir aptal havasına koyar biliyor musun, Autolycus?
¿ Sabes qué me pone de pésimo humor, Autólicus?
Autolycus, Kleopatra şimdi seni görecek.
Autólicus, Cleopatra te verá ahora.
Hala sağlam mısın, Autolycus?
¿ Ya estás firme, Autólicus?
Oh, ve sen mükemmelsin, Autolycus?
Ese tipo es un asesino. Ah, y tú eres perfecto, Autólicus.
Hayır, iyi bir kalbin var, Autolycus.
No, tienes un buen corazón, Autólicus.
Autolycus, sen de Jett'i buluyorsun.
Autólicus, tú busca a Jett.
Monlik burada, hırsılığın efendisiydi... Autolycus'a bir veya iki şey öğretti.
Monlik era un maestro entre los ladrones le enseñó a Autólicus un par de cosas.
- Autolycus, sakinleş.
- Autólicus, cálmate.
- Autolycus, dinle beni.
- Autólicus, escúchame.
- Autolycus?
Autólicus.
Açıklamayı deneme, Autolycus.
No trates de explicar, Autólicus.
- Bunu senin yapacağını asla düşünmezdim, Autolycus. - Gabrielle...
Nunca pensé que tú lo harías, Autólicus.
- Autolycus... neler oluyor?
Autólicus, ¿ qué sucede?
- Autolycus, senin üzerinden konuşacağım. Kontrolü bana ver.
Autólicus, voy a hablar a través de ti.
Autolycus... ellerini popomdan çek.
- Autólicus. - ¿ Qué? Quita tu mano de mi trasero.
Çaldığın hançer, Autolycus. - Ne?
La daga que robaste, Autólicus.
Autolycus.
Autólicus.
- Autolycus, bizi bu hapishaneden çıkartabilir misin?
Autólicus, ¿ puedes sacarnos de esta celda?
- Autolycus- olmanın nasıl birşey olduğu deneyimini yaşamana izin verdim.
Te dejé experimentar lo que es ser Autólicus.
Bütün böbürlenmene ve gösterişine rağmen, Autolycus, sen iyi bir insansın.
Lo sé. A pesar de todos tus arranques y bravatas, Autólicus eres una buena persona.
Autolycus hayvan değil!
¡ Autólicus no es un animal!
Autolycus mu?
¿ Autólicus?
- Dinle, bu Autolycus ile ilgili değil!
¡ Escuchen, esto no se trata de Autólicus!
Zeyna, Autolycus ile ilgili fikirlerini değiştirmiş olmalı.
Xena los debe haber hecho cambiar de opinión sobre Autólicus.
Autolycus, sen bir dahisin.
Autólicus, eres un genio.
Autolycus, bu tahtayı kırmak için birşeyler bul.
Autólicus, busca algo para romper esta madera.
Autolycus, senin grubun hazır mı?
Autólicus, ¿ está listo tu grupo?
Autolycus?
¿ Autólicus?
Autolycus, eğer çalınmış malı hak sahipleri için bulup getirirsen, buna çalma denmiyor.
Autólicus, devolver algo robado a sus dueños legítimos no es robar.
Bu Autolycus yoluyla yapılmış olmalı.
Tiene que ser a la manera de Autólicus.
- Autolycus!
¡ Autólicus!
Autolycus!
¡ Autólicus!
- Autolycus?
¿ Autólicus?