Ava translate Spanish
3,402 parallel translation
Bak Ava, masumiyetine inanmam bir gazeteciyle konuşman fikrimi değiştirmezdi.
Mira, Ava, lo que crea sobre tu inocencia no habría cambiado de opinión acerca de hablar con el reportero.
Ava'yı benimle olan şahsi sorunların yüzünden satmayı mı kastediyorsun?
¿ Te refieres a dejar vendida a Ava por tus problemas personales conmigo?
Edward ile şirketin iyiliği için birleştim aynen bugün Ava'ya yaptığım gibi.
Me fusione con Edward por el bien de este bufete, al igual que lo he hecho hoy con Ava.
Bir önemi varsa Louis'e, Ava'dan kurtulma planını durdurmasını söyledim.
Si te sirve de algo, le dije a Louis que parara el plan para librarse de Ava.
Sen yaptın, Ava'ya karşı olan hislerin muhakemeni gölgeledi.
Lo hiciste cuando permitiste que tus sentimientos por Ava nublaran tu juicio.
Hessington Petrol demek Ava Hessington demek.
Ava Hessington es Hessington Oil.
Kaybetme o zaman. Ama Ava bir yere gitmiyor.
Entonces no lo hagas, pero Ava no se va a ninguna parte.
Ava Hessington'ın o kayıtta katillere rüşvet verdiğine dair 5 tanığımız var.
Bueno, no pudo. Encontramos cinco testigos que unen al hombre que Ava Hessintong sobornó, con los asesinatos.
Bütün bu olanlar Ava Hessigton'ın kendini aklamasını baltalamak için yapılıyor.
Darle vueltas a esto solo retrasa la oportunidad de Ava Hessington de defenderse.
Ava'nın şirketi kaybetmesine neden oldum.
He hecho que Ava pierda su empresa.
Ava'yı suçlu bulunmaktan kurtardığın takdirde bir sonraki yönetici ortak sen olacaksın.
Bueno, mientras no lo consigas haciendo que Ava se declare culpable, serás el próximo socio gerente.
Ava Hessigton'ın videosunu sana sızdırmasına izin verdiğinde. Bu sayede Hessington Petrol'ü ele geçirmeyi denedin.
Sí, lo hiciste, cuando le permitiste publicar ese vídeo de Ava Hessington, y entonces intentaste usarlo para adueñarte de Hessington Oil.
Ava'yı batırmak için Hessington Petrol hisselerini satıyor.
Él está hundiendo las acciones de Hessington Oil solo para hundirla a ella.
Ava ise yönetmek istiyor.
Ava quiere controlarlo.
Ava ona hisselerini satar Tony'de ona seçilme hakkını verir.
Ella le vende sus acciones, él le da los derechos de voto.
Ava onun şirketi ele geçirmesindense çürümeyi yeğlerim dedi.
Ava dijo que prefería pudrirse que verlo apoderarse de su empresa.
Ben Ava'yı hallederim.
Yo me encargo de Ava.
Seni iyi tanımıyorum Ava ve tanıyormuş gibi de yapmayacağım ama ortak bir noktamız var.
No te conozco tan bien, Ava, y no fingiré que lo hago, pero sí tenemos algo en común. ¿ Qué es?
Ava...
Ava... Hazlo.
- Ava'yı ikna ettin sanırım.
- Asumo que lograste que Ava aceptara.
Kaseti yok ettiğini ve Ava'yı yönetime geri getirdiğini duydum.
He oído que tienes la cinta y que Ava ha sido reinstaurada como directora general.
Ava'nın şirketini kaybettirdim.
Hice que Ava perdiera su empresa.
Cameron Dennis'in Ava'ya karşı henüz beyaz bayrak sallamamasının bir sebebi var.
Esto no ha terminado. Hay una razón por la cual Cameron no ha alzado la bandera blanca con Ava aún.
Ava Hessington'ın o adamları öldürmesi için para verdiğini söyleyecek.
Va a decir que Ava Hessington le pagó para matar a esa gente.
Hayır, konuşmayacaksınız çünkü ona yerini öğrenirlerse Ava'nın onu da öldürmeyeceği ne malum olduğunu söyleyeceğim.
No, no lo haréis, porque diré que si ella se entera de dónde está, ¿ qué la detiene de matarlo también?
- Tam olarak istediği de bu zaten. Ava'yı beş yıl ile hayatı arasında seçim yapmaya zorlamak.
Eso es exactamente lo que él quiere, poner a Ava en una situación en la que tiene que elegir entre cinco años y la vida.
Kendini Ava Hessington'ın yerine koy.
Ponte en los zapatos de Ava Hessington.
Ava Hessington'ı beraat ettirirsem...
Si consigo que absuelvan a Ava Hessington...
Ava Hessington'ı akladım.
Si consigo que absuelvan a Ava Hessington,
Senin Ava'ya göz kulak olman gerekiyordu.
Se supone que debías cuidar de Ava.
Böyle söylüyorsun çünkü Ava senin o kıymetli hükümetinin seni korumak için artık iktidarda olmadığını biliyordu.
Y solo está diciendo que Ava lo sabía porque su precioso gobierno ya no tiene capacidad para protegerle.
Ava ile sadece bir kez görüştü.
Solo se reunió con Ava una vez.
Ava ile bir kez görüşmedi.
No solo habló una vez con Ava.
Ava'nın özel, güvenli hattından bir kayıt.
Una grabación de la llamada desde la línea privada de Ava, una línea segura.
Madem söz konusu olan biziz, daha önceki yardımlarım olmasaydı Ava'nın hâlâ onun müvekkili olamayacağından bahsetmiştir eminim.
Y ya que hablamos del tema, estoy seguro que mencionó que si no hubiera sido por mi anterior ayuda, ya no tendría a Ava como clienta.
- Ava, bize izin vermen lazım.
- Ava, tendrás que disculparnos.
Ava'nın ona para verdiğini zaten kabul ettik.
Ya hemos admitido que Ava le pagó.
Bak, Harvey'in Nick'in peşinden gitmekteki problemi bunun Ava'nın aleyhine dönebileceği.
Mira, el problema de Harvey para perseguir a Nick es que puede ir en contra de Ava, ¿ no?
O adam saniyesinde Ava'yı sattı.
Vendió a Ava en cuanto tuvo oportunidad.
Ava'nın 2 numarası da umurumda değil.
Y me importa una mierda el número dos de Ava.
Onun peşinden Ava'yı satmak istediği için mi gidiyorsun yoksa Harvey seni satmak istediği için mi?
¿ Vas a perseguirlo porque intentó vender a Ava o porque Harvey intentó venderte a ti?
Bir de Cameron'ın elinde Nick Howell için onu ilk başta döndürecek ne olduğunu bul. Çünkü sadece teyp olduğunu düşünüyorsan ne halt ettiğinden haberin yok demektir.
Y encuentras qué diablos tiene Cameron de Nick Howell que le hizo ponerse contra Ava desde el principio porque si crees que todo lo que había era la cinta, entonces no sabes qué coño estás haciendo.
Ama Ava bir teklifi hak ediyor.
Pero Ava se merece una oferta.
Biri diyor ki Ava ödeme yaptı.
Tengo una que dice que Ava pagó por ello.
Ava, üzgünüm.
Ava, lo siento.
Ne demek istediğimi anladın, Ava bunu hayatta yapmaz.
Sabes lo que quería decir, que Ava nunca haría eso.
Ava'dan önce Mariga ile sen buluştun.
Te reuniste con Mariga antes que Ava.
Hessington Petrol'den geldi ve Ava da bunu biliyor.
Vino de Hessington Oil y ella lo sabe.
Suçu Ava'ya atmaya devam edemezsin.
No puedes seguir apuntando con el dedo a Ava.
Ava da her şeyi biliyordu.
Y Ava sabía todo lo que hacía yo.
Bunu Ava'nın haberi olmadan ben yapmışım gibi göstermeye çalışıyorsanız size hiçbir jüri inanmayacak çünkü doğru değil bu.
Y si tratáis de hacer que parezca que lo hice sin su conocimiento, ningún jurado va a creerlo porque no es verdad.