Avukat translate Spanish
28,940 parallel translation
Avukat olursun belki. Veya astronot.
Astronauta.
Sence avukatın kocası mı satıyordu?
¿ Crees que el esposo de la abogada era un vendedor?
Belki avukat satıyordur.
Creo que tal vez los abogados lo fueran.
Üst sınıf bir savunma avukatıyla ortak olacak kadar zekiymiş ama.
Inteligente aunque asociado con un poderoso abogado defensor.
Avukatımla görüşün isterseniz.
¿ Por qué no van a hablar con mi abogado?
Kurtardığımız savunma avukatı.
Es la abogada defensora que salvamos, ¿ recuerdas?
Çift kör bir çalışmaymış. Doktor ve avukatın durumunda olduğu gibi burada da kimse suçlu değil.
Ni el sujeto ni el analizador, al igual que con el médico y el abogado, nadie tiene la culpa aquí.
Senin eşinin ölümünden ne doktor, ne avukat ne de o kadın sorumluydu.
- Lucifer. - La médica, el abogado, esa mujer... ¡ Ellos no mataron a tu mujer!
- Sonra bugün avukatı videoyu yollayınca...
Y entonces hoy, cuando tuve el vídeo...
Avukatı bunu yolladı.
Sus abogados me mandaron esto.
- Bu video 16 yıldır avukatındaymış.
Sus abogados tuvieron esta cinta durante 16 años.
- Bu kadar yeter. Avukatımı istiyorum.
Ahora quiero a mi abogado.
Pahalı birkaç avukat mı?
¿ Un puñado de abogados caros?
Artık onun avukatı benim.
Yo soy su abogada ahora.
Sen onun avukatı değilsin.
No eres su abogada.
Benim avukatım olabilir.
Puedes ser mi abogada.
Perry'nin avukatı Charlotte Richards mı?
Lo siento. ¿ Charlotte Richards está defendiendo a Perry?
Tam avukat rengi.
Color de abogada.
Avukat olmak için yaptığım bir sürü plan vardı. İşler de yolunda gidiyordu. Sonra geçen gece internete girdim ve... ve ve...
Tenía planeado ser abogada... y me iba muy bien... entonces anoche entré en la página y... y... y...
Bu yıl neden avukat olmak istediklerini birkaç kelime ile anlatacak olan üç genç adayımız var.
Este año tenemos tres jóvenes candidatos excepcionales que dirán unas palabras sobre por qué quieren ser abogados.
Küçüklüğümden beri avukat olmayı hayal ettim çünkü bir fark yaratmak istiyordum.
Desde pequeña, soñaba con ser abogada porque quería hacer algo que tuviera impacto.
Neden avukat olmak istediğimin cevabı çok açık.
Así que la respuesta a por qué quiero ser abogada es sencilla :
Mezun olduktan sonra zengin bir avukat olacaksın.
Cuando te gradúes, vas a ser una abogada rica.
Bunu asla zengin bir avukat olmak için yapmadım.
No hago esto para ser una abogada rica.
Avukatın olmalı.
Esa será tu abogada.
Bence sen dünyadaki en iyi bilinçli sentetik avukatısın.
Bueno, yo creo que eres la mejor defensora de sintéticos conscientes del país.
Yani ayrıca ülkedeki tek bilinçli sentetik avukatısın.
Bueno, también eres la única... Defensora de sintéticos conscientes del país.
Bu bizim avukatımız, Benny Colon.
Ese es nuestro abogado interno, Benny Colón.
Evet ; görüyorum. Ve avukat getirmiş.
Sí, eso veo y ha traído a algunos abogados.
Bu arada konu açılmışken bir daha bu avukat ordusunu burada görmek istemiyorum.
Hablando de eso, no quiero ver a este ejército de abogados otra vez.
Avukat Rutledge... Sürekli baktığınız kişi kim?
Fiscal general Rutledge, ¿ quién es el hombre al que sigue observado?
Bu avukatı sevmedim.
No me agrada ese abogado.
Burada konuştuğumuz her şey avukat-müvekkil gizliliği kapsamında.
Solo significa que lo que sea que digamos aquí está protegido bajo el privilegio de abogado-cliente.
Şu an hasta olduğunu düşünüyorsun avukatın gelene kadar bekle.
Crees que ahora te encuentras mal, espera hasta que aparezca tu abogado.
Avukat-müvekkil bağlılında mısın?
¿ Estás obligado por el secreto abogado-cliente?
Hala avukat-müvekkil gizliliğim var mı?
¿ Todavía tengo privilegio abogado-cliente?
Avukatımla görüştüm.
Llamé a mi abogado.
Avukatımı istiyorum.
Quiero a mi abogado.
Sam Vincent, Bay Swagger'ın avukatıyım.
Sam Vincent. Represento al Sr. Swagger.
Sigara yok, kumar yok, spor yok hiçbir şekilde kavga yok, çete işleri yok uyuşturucu yok, seks yok Avukatın harici ziyaretçi yok mahkemene kadar telefon da yok.
Nada de fumar, apostar, hacer ejercicio, pelear de ninguna manera, actividades pandilleras, nada de drogas, sexo, nada de visitas excepto su abogado, nada de llamadas hasta después de la lectura de cargos.
Avukatıma ihtiyacım var mı?
¿ Necesito a mi abogado?
Eger öyle bir şey olursa umarım iyi bir avukat tanıyorsundur.
Y si termina pasando eso... espero que conozcan un buen abogado.
Ama sizin o avukatınız olmasaydı...
Pero si no hubieran dejado que esa abogada suya...
Avukatınız Bay Duque.
Su abogado, el señor Duque.
O bel soğukluğu olan avukatı Fernando Duque de öyle.
Incluyendo a ese gonorrea de abogado, Fernando Duque.
Onun avukatısın.
Tú eres su abogado.
Ben bir avukatım.
Soy un abogado.
İyi bir avukat.
Soy un buen abogado.
Bu ailenin sahip olduğu para, ben iyi bir avukat olduğum için var.
Toda la plata de esta familia se debe a que soy un buen abogado.
Ben doktorum, o da avukat.
Él es abogado.
Eğer birini öldürürsem, benim savunma avukatım olur musun?
Si alguna vez asesino a alguien, ¿ te puedo tener como mi abogado defensor?