Avı translate Spanish
8,446 parallel translation
Şu takıntılı ve başarılı avın...
Tu cacería obsesiva y fructífera,
Avım beklediğimden daha çetin çıktı.
Mi presa se resistió más de lo que esperaba.
Los Angeles Emniyet Müdürü John Tenzer bugünkü toplantısında Raynard Waits'in tutuklanarak hapse atılmasını sağlayacak bilgiyi verene 150 bin dolar ödül vereceğini söyledi. Bazıları bunun, şehrin gördüğü en büyük insan avı olduğunu söylüyor...
El jefe de la policía de L.A., John Tenzer, ha ofrecido hoy... una recompensa de 150.000 dólares por cualquier información... que lleve al arresto y condena de Raynard Waits... en lo que ya algunos llaman la mayor cacería humana en esta ciudad...
Ayrıca suçunu itiraf eden seri katil Raynard Waits'i bulmak için şehrin dört bir yanındaki insan avı hâlen sürüyor
Además continúa la persecución por toda la ciudad... del asesino en serie confeso y escapado Raynard Waits.
Bu güce gelmek için kişisel kaybını kullanan bir kadının cadı avı.
Esto es una caza de brujas, dirigida por una mujer que utilizó una pérdida personal, para llegar al poder.
Efendim, her ne kadar Raina avına katılmak istesem de karargâha gelip herkesi görmeyi Raina'nın dokusu üzerinde çalışmayı ve Skye'ı kontrol etmeyi tercih ederim.
Señor, por mucho que quisiera unirme a la caza de Raina, Preferiría volver al cuartel general, ver a todos. estudiar los tejidos de Raina y ver cómo está Skye.
Vaktimizi bir tür cadı avıyla heba etmek yerine şu anda hepimizin yapması gereken bu olmalıydı!
Eso es lo que deberíamos estar haciendo todos ahora ¡ en vez de perder el tiempo en una caza de brujas!
Dünya'nın ilk DNA avı başladı.
"La primera cacería humana de ADN está por iniciar"
Stark'a cadı avı yapmak istemediğimi söyleyin.
Dígale a Stark que no me interesan las cacerías de brujas.
Sonra hamburger ve içki avına çıkıyoruz.
¡ Y después iremos a atiborrarnos de hamburguesas y más alcohol!
Tyler O'Neill avı trajedi ve bir başka Lakewood gencinin hayatını kaybetmesiyle bitti.
La cacería de Tyler O'Neill terminó en tragedia y otra adolescente de Lakewood perdió la vida.
Sanık avını dize getirmek için dünyanın sonuna gider mi, gitmez mi?
El defendido iría hasta el fin del mundo para cazar a su presa, ¿ no es verdad?
Şimdi yeni bir avın tadını aldılar...
Ahora han desarrollado apetito por nuevas presas...
-... şehirde bir insan avı başlatmış ve bu bayram döneminde halka dehşet saçmıştı.
- Desató una cacería en toda la ciudad... - Se ha ido en cuando ha salido esto. Y aterrorizando a los ciudadanos durante esta época de fiestas.
Avının ödülü bu.
Es el precio de esa muerte.
Pekâlâ, ortaklarım getirdiğiniz kanıtlara bakmayı bitirene kadar bu cadı avı asılsız kalıyor.
Muy bien, mis asociados continúan revisando la evidencia que entregaron y esta cacería de brujas sigue siendo circunstancial.
Büyük hayvan avı, hava dalışı, anlaşılan tehlikeli bir yaşam zevkin var.
Caza mayor, paracaidismo... Parece que le gusta vivir en peligro.
Hazine avının en tehlikeli kısmı hazine bulununcadır.
La parte más peligrosa de una búsqueda del tesoro... es después que lo encuentras.
Avını sismik olarak hisseder ve onu yakalayarak gırtlağından aşağı indirmek için üç adet güçlü yılana benzeyen dokunaçlarını kullanır.
Detecta a su presa sísmicamente y emplea tres poderosos tentáculos orales tipo víbora para atraparla y meterla a su garganta.
Johnny, D'av nerede?
Johnny, ¿ Dónde está D'av?
- D'av hangi cehennemde?
- ¿ Dónde diablos está D'av?
Hadi, D'av, neredesin?
Vamos D'av, ¿ Dónde demonios estás?
D'av?
¿ D'av?
D'av!
¡ D'av!
D'av, biz buradayız!
D'av, ¡ Estamos aquí!
Hadi, D'av, bize nerede olduğuna dair ipucu ver.
Vamos D ´ av, dános una idea de donde estás.
D'av, Bir şeyler yapabilirim..
D'av, puedo hacer algo.
Az önce insan avının çehresini ebediyen değiştirdin.
Felicidades.
Küçük ve güzel bir av partimiz oldu.
Atrapemos a una sombra.
Av kazası mıydı?
¿ Fue un accidente de caza, decís?
Araştırmalar gösteriyor ki seri katiller kurbanlarını kendi yaşadıkları bölgede yani av sahası denilen yerde yaklaşık 8 km'lik bir alan içinde seçiyorlar.
Las investigaciones muestran que los asesinos seriales... tienen a matar dentro de un radio de 8 kilómetros de donde viven... su llamado "territorio de cacería".
Büyüdüğüm köyde bir yılan vardı. Bir fili av olarak görme gafletine girdi.
En el pueblo donde crecí había una serpiente... que confundió a un elefante con una presa.
- Bir av kulübüydü sanırım.
Un club de caza, creo.
Bir saniye. Bu av zor.
Ah, ahora me acuerdo, la siguiente presa es de las difíciles.
Cadı avına mı?
Para cazar brujas?
Bu teknenin sahibi olan kaçak avcı 8599 nolu balık ve av yasayı ihlal etti, ki yasa şöyle diyor :
El furtivo dueño de este barco ha violado la norma 8599 del Código de Pesca y Juego que establece :
Ateş et, benim domuz burunum, bir av köpeğininkinden daha iyidir.
Cielos, mi nariz de cerdito es mejor que la de un sabueso.
Av köpeği olan benim patron, tasma senin elinde.
Todo eso. Yo soy el sabueso, jefa. Tú eres quien lleva la correa.
Büyük ekranı kim hacklediyse benim AV sistemime canlı sinyal gönderiyor.
Quienquiera que haya pirateado la gran pantalla está enviando una señal en directo a través de mi sistema audiovisual.
Daha önce hiç Remington 870P av tüfeği ateşledin mi?
¿ Alguna vez disparaste una escopeta Remington 870P?
Bundan kurtulman gerek, D'av. Gerçek senin hala orada olduğunu biliyorum.
Tienes que librarte de esto, D'av. Sé que tu verdadero yo está allí dentro.
- Ekibimize, D'av.
- Nuestro equipo... D'av.
535 Wellington Ave. Clinton Hill.
Av. Wellington 535 en Clinton Hill.
O tam bir av.
Él es un gran partido.
Öyle, sana gelmezdi o zaten. Mm. Tam bir av o zaten.
Sí, igual estás fuera de su alcance. Y él... es un buen partido.
Av o av.
Es... un buen partido.
Şeytan efendimiz seni av olarak alacak.
Belcebú espera que troces el venado.
Bir efsaneye gore, 1873'teki bir av gezisi sirasinda bir vampirin saldirisina ugramis.
De acuerdo con la leyenda, fue atacado por un vampiro en un viaje de caza en 1873.
Av mı? Hayır, tatile çıkarken silahım evde kalır.
No, si voy de vacaciones, dejo mi arma en casa.
Doğruca av sahasına girdin geri zekâlı.
Condujiste directo a una zona de matanza, idiota.
Shaw av kazası olduğunu söylemiş.
Y Shaw, él dijo que fue un accidente de cacería.