English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Açamıyorum

Açamıyorum translate Spanish

490 parallel translation
Açamıyorum.
No puedo abrirlo.
- Gözlerimi açamıyorum.
- No abro bien los ojos.
- Kapıyı açamıyorum.
Oh, eres tú. Vamos, entra.
Gözlerimi açamıyorum.
Los ojos se me cierran.
- Gözlerimi açamıyorum.
- No me tengo de pie.
Ne yazık ki penceremi açamıyorum. Gece havası dokunuyor.
Que pena no poder dejar la ventana abierta... el aire de la noche me molesta.
Açamıyorum.
No puedo empezar.
Gözlerimi açamıyorum.
No puedo abrir mis ojos.
Açamıyorum. Sıkışmış.
está atascada.
Bu kapıyı asla açamıyorum.
Jamás he sabido abrir tu coche.
Açamıyorum!
No puedo abrirla.
Kapıyı açamıyorum.
¡ No la puedo abrir!
Açamıyorum.
no puedo. Que lo abra.
Kapıyı açamıyorum.
La puerta no se abre.
Bu taraftan açamıyorum?
¿ Puedo abrir desde este lado?
Gözlerimi açamıyorum. Gözüm yok ki.
No puedo abrirlos porque no tengo ojos.
Bunu açamıyorum.
No puedo abrir esto.
- Bunu açamıyorum.
- No puedo abrir esto.
Bay Fawlty, unutuyordum. Odamdaki pencereyi açamıyorum. Siz açabilir misiniz?
Se me olvidaba, no puedo abrir la ventana de mi cuarto.
Açsana şunu, açamıyorum.
- Ábrelo. No puedo hacerlo.
Parmaklarımın hepsi uyuşmuş, fermuarımı açamıyorum.
Mis dedos están dormidos. No puedo bajarme el cierre.
Baksana, şunu açamıyorum.
No puedo abrir esta caja.
Doktor, biliyorsun ki ölüm nedeni olmadan cinayet soruşturması açamıyorum.
Doctor, sabe que no puedo procesar un homicidio sin la causa de la muerte.
Arkamdaki düğmeleri aç. Yalnız başıma açamıyorum.
¿ Me puedes desabrochar el vestido?
Bu fermuarı açamıyorum.
El cierre está atascado.
Açamıyorum ki. Al. Koparıver şunu lütfen.
Tome, muerda esto, por favor.
Indy, kilidi açamıyorum.
Indy, no se abre.
- Lanet olsun, kapağını açamıyorum.
- Mierda, no puedo quitar la tapa.
Kapıyı açamıyorum.
Esta puerta no abre.
Gözlerimi açamıyorum.
No puedo mantener los ojos abiertos.
gözlerimi bile açamıyorum.
No puedo ni abrir los ojos.
Sorun madam ve albay, kötü bir şeyler oluyor ve ben kapıyı açamıyorum.
Esa señora y el Coronel, pasa algo terrible y no puedo abrir la puerta.
Kaptan, nişangahın kapağını açamıyorum.
Capitán, parece que no puedo abrir la escotilla.
Kapağı da açamıyorum.
La escotilla está bloqueada.
Anahtarım takılıyor. Dolabı bir türlü açamıyorum.
Pasa que no puedo abrir el casillero...
Hadi, açamıyorum!
¡ Vamos! No puedo abrirlo.
Sutyenimin kopçasını açamıyorum.
No puedo quitarme el sostén.
Kapıyı açamıyorum!
¡ No se puede abrir la puerta!
Bu lanet şeyi açamıyorum.
No puedo abrirlo.
- Açamıyorum.
- ¡ No puedo! ¡ Está sellada!
Onunla temas kuramıyorum, programa erişip kapıları da açamıyorum.
No logro comunicarme con ellos, acceder al programa ni abrir las puertas.
Bavulumu açamıyorum.
No puedo abrir la maleta.
Kapıyı açamıyorum.
Vaya, la puerta está atascada.
Baban yerde yatıyor ve ben kapıyı açamıyorum.
Tu padre está tirado en el suelo y no puedo abrir la puerta.
Christy, kapıyı açamıyorum!
Christy, no puedo abrir la puerta.
- Kapıyı açamıyorum. Tanrım...
- No puedo abrir la puerta. ¡ Dios!
Açamıyorum, içerinden bir şey dayanmış!
Vamos, ¡ ábrela!
Fakat kasayı açamıyorum.
Ha debido cambiar la combinación.
Gözlerimi açamıyorum.
No puedo abrir los ojos.
- Açamıyorum.
- No puedo. - Apártate.
Olamaz, şunu bir türlü açamıyorum.
¡ Vaya!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]