Baharda translate Spanish
590 parallel translation
Ebedi baharda, baharla beraber açan serap.
En la eterna primavera el espejismo florece.
Baharda yeni eşi ile birlikte hemen şuracıkta kamp kurmuştu.
Acampó junto al manantial con su nueva esposa.
Baharda Paris.
París en primavera.
Baharda Paris kestane çiçekleri arasında.
París en la primavera con todas las flores de castaño.
Baharda çok güzeldir.
Es encantador en primavera.
Baharda, kestane avına çıkardık.
En el otoño recogíamos castañas...
Baharda bir sürü çığ olur.Kar boom yapar!
En primavera hay muchas. La nieve hace ¡ pum!
'Senden beklenildiği gibi baharda Sir John'la evlen.'
"Cásate con Sir John en la primavera, como te lo ha pedido."
Şirketin övgüsü olarak size özellikle bu banka için yapılan "Baharda Lompoc" adlı 1940 yılı takvimini hediye ediyorum.
Y presentarle, con los elogios de la empresa, uno de nuestros calendarios de 1940... hecho especialmente para este banco, titulado "Primavera en Lompoc."
Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur.
Casi todos se atortolan en primavera. Sí. Casi todos se atortolan en primavera.
Baharda sürüsünü topladıktan sonra hiç satış yaptığını gördün mü?
¿ Alguna vez vendió ganado en primavera, este año o cualquier otro?
- Ya da baharda.
- Claro. - O en primavera.
Baharda yaban sümbüllerini ve yabani kekikleri gördüğünüzde katırtırnağı ve fundaları gördüğünüzde onların gördüğü şeyleri görmüş oluyorsunuz.
Cuando vean los jacintos en primavera, y el tomillo silvestre, y la retama, y el brezo, estarán viendo lo que vieron sus ojos.
Yıllar yılı her baharda babamla buraya gelirdik.
Papá y yo veníamos aquí cada primavera, año tras año.
Baharda buraya geliyorum.
Vengo en primavera.
Her erkek, baharda, kış boyu düşündüğü şeyi arar.
En primavera imaginas lo que pensaste en invierno.
Hep derdim, "Baharda erken dışarı çıkma." diye.
Yo siempre digo "No salir demasiado temprano en primavera"
- Ormanda, baharda, değil mi?
- ¿ En eI bosque, en primavera?
Buraya baharda hiç gelmedim.
Yo suelo venir en esta época.
Nedenini bilmiyorum. Belki de baharda nasıl olacağını hayal etmeyi tercih ettiğiniz içindir.
Quizá porque uno se imagina cómo será durante la primavera.
Çünkü baharda gitseniz hayal edebileceğiniz bir şey olmaz.
Si viniera en primavera no quedaría nada para la imaginación.
" Bir yılda dört mevsim vardır. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. Baharda her şey canlanır.
" En aquellos días en los que Nils Holgersson volaba con los gansos había un pato salvaje en el lago.
- Baharda Leydi Barbara.
En primavera, Lady Barbara.
- Seni geçen baharda görmüştüm.
- Te vi aquí la primavera pasada.
Nisanda ve baharda Paris gibisin
Eres como París, en abril y mayo
Baharda, Erland Amca beni uzun bir yolculuğa çıkardı.
En primavera, el tío Erland me llevó de viaje.
Baharda açan bir orkide gibi...
Como una orquídea en primavera.
Baharda, ilk aşkları ile tanışmalarına şahit olmak, çok dokunaklı oluyor.
En primavera, me emociona ver sus primeros encuentros con el amor.
Baharda güneş gökyüzünü alabildiğince ışıtırken, Sirk kış uykusundan uyanır, Yenilenmiştir,
Al sol de la primavera, el circo se despierta de su hibernación, fresco como una rosa... y listo para ocho meses de emociones y aventuras.
Nedir bu baharda gelen?
¿ Yqué me inspira esta canción?
Eğer baharda başarılı bir taarruzla savaşı sonlardırmak istiyorsak o atlara ihtiyacımız var.
Si queremos montar una ofensiva exitosa en primavera y terminar la guerra necesitamos caballos.
Baharda yeni aşklar filizlenir.
En primavera florecen nuevos amores.
Baban baharda yola koyuldu. Dedenin de teğmenken yaptığı gibi, çiçeklerle, şarkılarla ve bir bayrakla.
Porque papá partió en primavera como el abuelo partió... de teniente, con flores, canciones y una bandera.
Baharda kayıkları suya indirmek..... ve altlarını temizlemek için bir kayıkçı vardı.
Un barquero botaba las embarcaciones al agua en primavera y en invierno las varaba para limpiar los fondos.
Baharda.
En primavera.
Baharda, belki.
En primavera.
Baharda adliyemiz ve daha bir çok şeyimiz olacak.
En primavera tendremos juzgado y de todo.
Eğer herşey yolunda giderse baharda oradayız.
Si todo va bien, estaremos allí para la primavera.
- Baharda.
- En la primavera.
Ölçü aletleri bazen akım kaydediyor. Sonbaharda erkek geyikler dövüşür ya da baharda kuşlar uçuşurken. Ve geminiz derin uzaydan ilk yaklaştığı zaman neredeyse ibre bir tam çevrim yaptı.
A veces los medidores registran algo pequeño... cuando el ciervo macho pelea en otoño, o cuando pasan los pájaros en primavera... y casi todo un cuadrante se activó... cuando su nave se acercó desde el espacio exterior.
Baharda geri döneriz.
Volveremos en primavera.
Evet, çocuklar, doğru. İnşallah baharda, hepiniz birer küçük dayı ve teyze olacaksınız.!
Es verdad, luego ustedes serán tíos y tías.
Opera, ebedi arkadaşlık, yaz, mazurka dansı, baharda taşra ve askerlerin eve dönüşü.
La ópera, la amistad eterna, el verano, bailar la mazurca, el campo en primavera y dar la bienvenida a los soldados.
Evi hazırlar ve ben baharda gelirim.
Preparas la casa y me reuniré contigo en primavera.
Geçen baharda onunla baloda tanışacağım aklımdan bile geçmemişti.
¿ Quién hubiera pensado la pasada primavera que nos veríamos en el baile?
Bebek baharda doğacak, başlangıç için ideal mevsim.
El bebé llegará en primavera, la estación de la esperanza.
Baharda Oxford'a gidiyormuş.
Irá a Oxford en el otoño.
Geçen baharda kızım vefat etti.
MI hija murió la primavera pasada.
Baharda orada olacağız.
Nosotros iremos en primavera.
Baharda... çevirisenkron orphanedland
En la primavera.....
Baharda satış senedi olmadan sığır almamayı akıl edemeyen bir koca için hiç fena sayılmaz.
No está mal para un esposo tonto... que compra ganado en primavera sin un contrato de venta.