Bakü translate Spanish
38 parallel translation
Londra'da Bakü'deki petrol alanlarını ipotekliyorlar.
Otra en Londres, hipotecando el petróleo de Baku.
Bakü ve Suriye arasındaki petrol havzalarına saldırı planımız mevcuttu.
Teníamos el plan de atacar las plantas petrolíferas de Bakú, desde Siria
Bakü'den bir petrol emekçisi.
¿ No has oído hablar de él?
Ortadoğu'daki insanları devrime teşvik etmek için Bakü'de düzenlenecek kongrede Amerikalı işçileri temsil edeceksiniz.
Ahora podrás representar a los obreros estadounidenses... en el próximo congreso en Bakú, para impulsar la revolución entre los pueblos de Oriente Medio.
Karşı devrimcilerin saldırıları yüzünden Bakü'ye tüm trenler iptal edildi.
Todos los trenes a Bakú cancelados por ataques... de contrarrevolucionarios.
Bakü'ye gitmenin bir yolu olmalı.
Tiene que haber algún tren a Bakú.
Karşı devrimcilerin saldırıları yüzünden Bakü'ye tüm trenler iptal edildi.
Todos los trenes a Bakú cancelados... por ataques de contrarrevolucionarios.
Bakü'ye gitmenin bir yolu olmalı.
Tiene que haber algo en Bakú.
Rusya'da, Bakü'de, hâlâ Ateş Tanrısı için bir tapınak var. İçinde yer çatlaklarından çıkan sönmeyen bir alev var.
En Baku, en Rusia... existe un templo dedicado al Dios del fuego, y hay una llama siempre encendida que emana de las entrañas de la tierra.
Ben Bakü'deydim.
Estuve en Baku
Bayan King'e Bakü'deki ofiste kalmasını söyledim.
Le he dicho a Ia señorita King que permanezca en su oficina de Bakú.
Noah, Bakü uçağın saat 6'da kalkıyor.
Noah, tomas un vuelo a Baku a las 6.
Aslında Bakü'ye gitmiyorsun değil mi?
No vas a Baku, ¿ verdad?
Bakü'deki bir muhbirimiz aradı.
He sido contactado por un informador de Baku.
Ama Enver'in kendi gündemi vardı ve bu gündem yeni bir İslam ordusu kurup petrol zengini Bakü'yü ele geçirmeyi içeriyordu.
Pero Enver siguió sus propios planes, y eso incluía enviar su recién formado Ejército del Islam a capturar la ciudad de Bakú, rica en petróleo.
Bakü, İngiltere ve Almanya'nın da ilgi alanındaydı.
Gran Bretaña y Alemania también tenían la vista puesta en Bakú.
Eğer Bakü'deki Türk ilerleyişi hemen durdurulmazsa Ve taburlar ilk hatlarına çekilmezlerse Majesteleri Kayzere, Türk yüksek komutasındaki Alman subayları geri çağırmanızı önermem gerekecek.
A no ser que el avance turco sobre Bakú se detenga de inmediato y las tropas se retiren a sus posiciones originales, tendré que proponer a Su Majestad el Kaiser que reclame a todos los oficiales alemanes en el Alto Mando Turco.
Onlar çekişirken, ilk olarak İngiltere Bakü'ye sessizce girdi.
Mientras reñían, Gran Bretaña entró en Bakú adelantándoseles.
Pekala limuzin genelde..... dönüp bugün yürüdüğümüz Abu Bakü'den aşağı iner.
Gira y baja por Abu Baku, donde estuvimos hoy.
İnsanlar Bakü'de petrol üretmek için basit çukurlar kazıyorlardı, asıl petrol üretimi, 1800'lü yılların sonunda batılı şirketlere ruhsat verilmesiyle tam anlamıyla tavan yapmıştır.
Al principio la gente de Bakú utilizaba técnicas rudimentarias para sacar petróleo. Al final del siglo XIX se consecionó a occidentales y aumentó la producción.
1900'de, Rus petrolünün % 95'i Bakü'den sağlanıyordu.
Hacia 1900, el 95 % del petróleo ruso llegaba de Bakú.
Bakü o zamanların büyük bir endüstri merkezine ve Dünya'nın en varlıklı şehirlerinden birisine dönüşmüştür.
Bakú se convirtió en un centro industrial y una de las ciudades más ricas del mundo.
Bakü, Azerbaycan - Bugün
Bakú, Azerbaiyán en la actualidad
Makinelerin savaşı olan 2. Dünya Savaşı esnasında, Bakü'den yapılan sürekli yakıt ikmâli Rusların Almanlar karşısındaki zaferini garantilemiştir.
La 2a.GM, fue la guerra de las máquinas, el continuo suministro de Bakú aseguró la victoria de Rusia sobre Alemania.
Bakü'ye indiğimizde biraz rüzgarlı olacak.
En Bakú sopla un poco el viento.
Güney'de, Bakü petrol alanlarina dogru gidis Kafkas daglarinda durma noktasina geldi.
En el sur, el avance hacia los campos petroleros de Bakú Se ha detenido en las montañas del Caucazo.
1900'lerin başında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Dünya'nın herhangi bir yerinden daha fazla para kazanıldı.
Hacia principios del siglo XX, Baku, la capital de Azerbaiyán, contaba con más millonarios que en cualquier otro lugar de la Tierra.
- Bakü.
- Bakú.
Bir an önce Bakü'ye dönüp görevini ifa etmeye hazırlan.
Regresa de inmediato a Bakú y prepárate para cumplir con tu deber.
Bakü'de hayat nasıl?
¿ Cómo está la vida en Bakú?
Bakü kontrolden çıktığında geri dönmen gerek.
Deberías volver cuando todo se derrumbe en Bakú.
Manevraları için neden Bakü'ye mümkün olan en yakın noktayı seçtiler?
¿ Por qué eligen el punto más cercano a Bakú para sus maniobras?
Bu Lenin denen adam Bakü petrolü olmadan devrim olmayacak diyor.
Lenin dijo que la revolución no sobreviviría sin el petróleo de Bakú.
Bakü'ye gidiyorlar.
Vienen camino a Bakú.
Nino ve kızı Paris'e kaçtı, bir daha Bakü'ye dönmedi.
Nino y su hija escaparon a París, nunca volvieron a Bakú.
Bakü'deki evinden ayrılalı ne kadar oldu?
- Más de dos años.
Bunun gibisi artık Bakü'de bile yapılmıyor.
Vamos a pie, Alexei.
Güney'de, Bakü petrol alanlarına doğru gidiş Kafkas dağlarında durma noktasına geldi.
En Stalingrado los rusos resisten.