English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Başçavuşum

Başçavuşum translate Spanish

219 parallel translation
Siz de alın başçavuşum. Teşekkür ederim beyler.
Una copia para el sargento mayor.
Ben de sizin adınızı duydum başçavuşum.
Y yo a usted, sargento.
- Bir şey mi soracaktın başçavuşum?
- ¿ Quería preguntar algo, sargento?
Bölük sana emanet başçavuşum.
Lo dejo todo en sus manos, sargento.
- Telefon sana başçavuşum.
- Es para usted, sargento.
- Amacımız ne başçavuşum? - Sanane!
- ¿ Cuál es la idea, Sargento Mayor?
- Teşekkürler başçavuşum.
- Gracias, Sargento Mayor.
- Bize anlatmanız gerekmez başçavuşum.
- No hace falta que lo explique, Sargento.
- Sonra ne yapacağız başçavuşum? - Tabanları yağlayın.
- ¿ Y entonces qué hacemos, Sargento?
Hepsi bu kadar beyler. Tabii izin verirseniz, Başçavuşum.
Que la cosecha sea buena Y que las vacas estén bien cuidadas.
- Vakit nakittir, Başçavuşum.
Nueve... ¿ Nueve procesos orales desde el puerto hasta acá?
Kendinize bir ziyafet çekersiniz artık, Başçavuşum.
Despacio, despacio... Aquí está, mi sargento ayudante.
- Siz de görüyor musunuz, Başçavuşum?
Estoy viendo una cosa que me parece imposible.
- Şimdi ölmüştür. Başçavuşum!
Si la vieja modista de mi esposa no se hubiera muerto...
... - Başçavuşum, sakin olun.
No, no, no...
Onları yakalayacağız, Başçavuşum.
No vale la pena estar en este estado...
- Önce bayanlara, Başçavuşum. - Tartınız mükemmel olmuş, hanımefendi.
Mi sargento ayudante, no hice nada, ¡ No hice nada!
- Sizi yenmek imkansız, Başçavuşum.
- ¿ Vamos a jugar una partida de backgammon?
Benimki, içgüdüsel bir şey, Başçavuşum.
Una vez visto al padre en acción, ¡ no nos preocupemos con la hija!
- Başüstüne, Başçavuşum.
- ¡ Sí, mi sargento ayudante!
- Motoru büyük silindirliydi, Başçavuşum.
Mi sargento ayudante, ¡ el auto tenía mucha cilindrada, mucha, mucha!
- Görmemişlerdir, Başçavuşum.
- ¿ Ver o avistar? - No, ellos no lo vieron.
- Yapmayın, Başçavuşum!
- ¿ Escondió eso de nosotros? - ¡ Mi sargento ayudante!
- Dağılalım mı, Başçavuşum?
- El hombre puede ser peligroso.
- Başçavuşum.
- Sargento Mayor.
Ben başçavuşum.
Soy sargento jefe.
- Ne olduğunu bilmiyorum Başçavuşum.
- ¿ Qué es eso? - No lo sé, Sargento Mayor.
- Peki Başçavuşum.
- Sí, Sgto.
- Günaydın Başçavuşum.
- Buenos días, Sargento Mayor.
Bekleyelim başçavuşum gelirler.
- Esperemos. Han de volver.
Aman öyle deme başçavuşum.
No diga eso.
Biraz daha bekleyelim başçavuşum.
Esperemos un poco más.
Yukarı çık! - Başüstüne, başçavuşum.
¡ Suba la plataforma!
Emredersiniz, başçavuşum.
Si, Sr.
- Onbaşı, yoklamayı yap. - Emredersiniz, Başçavuşum.
- Corporale, llame al pelotón.
Başçavuşum.
Mi coronel.
Başçavuşum, sizi arkadaşım İsveçli Johanson'la tanıştırayım.
Sargento, quiero que conozca a mi gran amigo sueco Johanson.
Kızın suçu yoktu, başçavuşum.
La muchacha era inocente, sargento.
Burada kimse yok, Başçavuşum.
No hay nada, sargento primero.
Nişancı, eğitimcisine sinsi bir yılan olduğundan yaklaşabildi, Başçavuşum!
¡ El francotirador pudo aproximarse por ser un tramposo, sargento primero!
Hiç kimse, başçavuşum.
Nadie, sargento mayor.
Evet, başçavuşum.
Sí, sargento mayor.
Bayan Gerber çok güzel bir kadın, Başçavuşum.
Venga.
Çok güzel, Başçavuşum.
¡ Muy bien, mi sargento ayudante!
- Onları yakalayacağız, Başçavuşum. - Evet. Kesinlikle.
- ¡ Debemos pillarlos!
- Bir puro alır mısınız, Başçavuşum?
Mi sargento ayudante, ¿ quiere un cigarro?
- Hayır, Başçavuşum. Lütfen.
¡ ¿ Quisiera causar un incidente diplomático en otra parte?
- Evet, Başçavuşum.
Todo aquello tiene un aire falso...
- Bu ne Başçavuşum?
- ¿ Qué sucede, Sgto.
- Emredin başçavuşum.
¡ Kitner!
Başçavuşum?
Sargento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]