Besbelli translate Spanish
941 parallel translation
Kıza karşı gerçekten bir ilgi duymadığı besbelli.
Está claro que no tiene ninguna consideración hacia ella.
Bu besbelli ki portakal ağacı fidanı.
Esto es, obviamente, un naranjal joven.
Besbelli ki sizin için Madame Rochelle'in sevgisinikaybetmek önemli değil..
Es evidente que no le agrada la Sra. Rochelle.
Süthaneden geliyorlar besbelli.
- Son lecheros. - Y a mí, ¿ qué?
Besbelli ki alem yapmış.
Es evidente que él ha estado en un rodaje.
Besbelli.
Evidentemente.
Kaçış kompleksi besbelli.
De síndrome de huida, obviamente.
Besbelli.
Por supuesto.
Bir hastayla özel olarak ilgilendiğin besbelli bana göre.
Es evidente que estabas visitando a una paciente en privado.
Sevmediği besbelli.
Ella no le ama. Se nota.
Birbirimizi görmeye devam etmemizin karısına haksızlık olacağını söyledi ; çünkü..... Besbelli ki bu tür şeyleri fazla ciddiye alan bir kızım.
Dijo que no sería justo para su mujer que nos siguiéramos viendo porque... obviamente soy la clase de chica que se toma estas cosas muy en serio.
- Besbelli.
- Obviamente.
Besbelli, bu kız alelade biri değildi.
No era una simple turista.
- Besbelli. - Beklemeye mi karar verdiniz?
- ¿ Ha decidido esperar?
Gemide bir tayfa mı ağlıyor öyle? Annesinin özlemi gözlerini doldurmuş besbelli.
Eres un recién nacido que llora a escondidas, y seca sus lágrimas porque añora a su madre.
Odasında yatanlar, besbelli.
Los guardias de su alcoba... según parece, lo hicieron.
- Bir hata yaptığınız besbelli.
Sigame - Ud obviamente ha cometido un error.
Bence ona ne olduğu besbelli.
Es evidente lo que le ha ocurrido.
"Kuşları sevdiğiniz besbelli! Yorulmasınlar diye yavrucaklar..." "... temelli bir tünek kurmuşsunuz. "
Cuando los pájaros vienen a cantaros... los utilizáis como percha?
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
Y menos aún de esta vieja sirvienta tonta. Todos saben que está enamorada de él. Y él ni siquiera se lo imaginaba.
Kesin ondandır. Besbelli.
No te imagines cosas.
Besbelli, Vittorio... ve çetesi bu kayıp vadide henüz sizleri bulamamış.
Obviamente Vittorio... y su banda de renegados no han aparecido por este recóndito valle.
- Besbelli öyle, ben getiririm makbuzları.
- Ahora le traigo los recibos.
- Besbelli.
- ¿ Ah si?
Besbelli.
¿ En verdad?
Besbelli öyle Pepe, ama onlara ulaşamadık.
Seguro, Pepe, pero no podemos llegar hasta ellos.
Hayır, Mondello da yanımdaydı. Bir kişi daha gördük... ama besbelli ölmüştü.
No, estuve con Mondello, y sólo vimos un hombre más pero estaba muerto.
Besbelli içinde başkaları da vardı.
Seguro que había otros hombres dentro.
Hoş biri besbelli.
Estoy segura de que es generoso
Besbelli gözlüğe ihtiyacın var.
Parece que necesitas anteojos.
- Besbelli dikkatimi dağıtmak niyetindesin.
Te has propuesto no dejarme ver nada.
Besbelli, paraya ihtiyacın yok.
No necesitas dinero.
Her sabah iki koruması gelip alıyor. Kabadayı oldukları besbelli.
Cada mañana es recogido por dos guardaespaldas... con pinta de matones.
Besbelli değişmişsin.
Has cambiado.
Besbelli arkamdan iş çeviriyorsunuz.
Ahora me siento mejor.
Çünkü onu sevmiyorum. Ve Onun da beni sevmediği besbelli.
Porque no le quiero y él a mí tampoco.
- Evet, grev işte. Besbelli.
- Sí, una huelga es evidente.
- Bir çamur parçası yakınlarda gelen bir ziyaretçiden besbelli...
- Es un pedazo de barro. De algún visitante reciente al parecer...
Bununla çok eğleneceğim besbelli.
Creo que con esto me voy a divertir mucho.
Anlıyorum, o zaman, şu besbelli Bayan Purdy, bu delikanlıdaki seni etkileyen şey neyse çok iyi gizlemiş olmalı.
Entiendo, pero evidentemente, Srta. Purdy, sea lo que sea que ve en este joven, debe estar muy escondido.
Benimle evlenmeye neden bu kadar heveslisin? Oysa benim sana ve bana sağlayabileceğin adına çıkar dedikleri her şeye karşı kayıtsız olduğum besbelli.
¿ Por qué estás tan resuelto a casarte conmigo cuando es obvio que me muestro indiferente a ti y a todas las supuestas ventajas...
Cesursun besbelli.
¡ Me convenciste!
Besbelli, etrafı iyi kolaçan etmişsin.
Bueno, obviamente, ha tenido una buena mirada alrededor.
Evet, besbelli öyle.
sí.
Besbelli diyoruz ama hiçbir şey belli değil.
Decimos "evidentemente" y las cosas no lo son.
Bu besbelli.
Eso es evidente.
Ve Elsa, besbelli ki kızgın olmanın onun için neredeyse imkansız olması durumundan hoşnuttu.
Y evidentemente se divertía tanto que era difícil enojarse con ella.
Ortada besbelli bir ihmalkarlık var.
Tenemos un caso bien claro de negligencia.
- Kaçıramayacağız besbelli.
¿ No podemos dejarle escapar?
Macbeth geliyor besbelli! Selam sana Macbeth!
¡ Salve, Macbeth!
Besbelli, zavallı kadın sizi anlamamış.
La pobre mujer no lo entendió.