Beyrut translate Spanish
439 parallel translation
Brüksel, Belgrad, Beyrut...
Bruselas, Belgrado, Beirut...
İskenderiye, Beyrut, İstanbul... beni ne kadar sevmişlerdi.
Alejandría, Beirut, Estambul. Cómo me amaron.
İskenderiye'de, Beyrut'ta geziyor.
Está paseando por Alejandría, Beirut.
Beyrut, inanıImaz miktarda eroini ABD'ye sevketme kararı almış. Aynı zamanda, Balbeck soygununda çaldıklarını da eve götürmeyi planlıyorlar.
Beirut manda a Estados Unidos el stock de merca más increíble jamás transferido.
Evet, biliyorum ama gece yarısından önce Beyrut'ta olamam.
Ya lo sé, pero así no llegaré a Beirut antes de medianoche.
- Beyrut'a.
A Beirut.
Kocamın "Uzay Makinesi" ile iki kez Beyrut'a uçtum ve başka birçok yere -
Fui dos veces a Beirut con un aparato espacial de mi marido. El Marabout de Atla... ¿ qué Alexis?
Beyrut'tan gelen altın, öbür gün Avrupa'ya kaçırılacakmış.
El oro de Beirut saldrá mañana a Europa.
- Beyrut'dan şimdi geldim.
- Acabo de volver de Beirut.
Fakat ona bir sonraki sene Beyrut'ta, sonra da Rabat'ta rastladım. UNICEF'te çalışıyordu.
Al año siguiente la vi en Beirut, donde habían destinado a su padre, y luego en Rabat, donde la había mandado la UNICEF.
Kahire, Beyrut...
Cairo, Beirut...
İlk uçakla Beyrut'a gidersin diye düşünmüştüm.
Pensaba que tomarías el primer vuelo a Beirut.
- Neden Beyrut'a gitmiyorsun?
- ¿ Por qué no te vas a Beirut?
Beyrut'a.
Beirut.
Beyrut.
A Beirut.
Yine güya hiç tanımadığı Robert Simmonds ile Beyrut'ta.
Con Robert Simmonds en Beirut, otro nombre que nunca figura en sus informes.
Geri dönmeyecek. Beyrut'ta iş buldu.
No volverá. consiguió otro trabajo en Beirut.
Ankara, İstanbul, Bağdat, Beyrut...
Ankara, Estambul... Bagdad, Beirut...
Yaşlı Dédé, bana bir tur ayarladığını söyledi. Uluslararası bir tur, Ankara, Beyrut...
El viejo Dédé me dijo que... tiene una gira para mí... una gira internacional a Ankara, Beirut...
Vay anasını, Beyrut!
¡ Wow, Beirut, mierda!
Beyrut mu?
¿ Beirut?
Beyrut,'69.
- Beirut, 1969.
Beyrut'da uzun süre mi kalacaksın?
¿ Se quedará mucho tiempo en Beirut?
Beyrut'ta... "Bir kez daha söyleyebilir misin?" ... hamile bir kadın çocuğunu devrime bağışlamaktan gurur duyuyor
En Beirut... una mujer embarazada... se alegra de poder dar su hijo a la Revolución.
O zamanlar, bütün takım elbiseler Beyrut'tan geliyor ve 8 tomana satılıyordu.
En esa época, cuando los trajes venían de Beirut, un conjunto costaba 8 tomans.
Angola'da iç savaş var, keza Beyrut'ta da.
Hay una guerra civil en Angola, otra en Beirut.
Örneğin Beyrut'ta olabilir.
En Beirut, por ejemplo.
- Ama o hala Beyrut'ta efendim.
- Pero él aún está en Beirut, señor.
- Beyrut mu?
- ¿ ¡ Beirut! ? -
Sevgili Julie Beyrut Kampında, Avrupa'dan getirdiğim tüm giysileri bağışladım.
Querida Julie... En este campamento de Beirut, dejé todas las ropas que traje de Europa.
Sana bir iş buldum, tıpkı Beyrut'taki gibi
Te conseguí un trabajo como el de Beirut.
Beyrut'a uçuyoruz.
Ahora, rumbo a Beirut.
- Beyrut'a.
- Beirut.
Beyrut'a uçuyoruz.
Vuele a Beirut.
Donanmanız Beyrut'u bombaladığında bir sürü arkadaşım hayatını kaybetmişti.
Los Marines mataron a muchos de mis amigos cuando bombardearon Beirut.
Amerika Beyrut'u hiç bombalamadı ki.
América nunca bombardeó Beirut.
Amerika, Beyrut'u hiç bombalamadı.
América nunca bombardeó Beirut.
Beyrut kontrol kulesine, 282 sefer sayılı American Travelways yolcu uçağı Yüzbaşı Abdul Rafai'nin kontrolünde kendisi Yeni...
Torre de control de Beirut, el vuelo 282 de American Travelways, al mando del capitán Abdul Rafai de la Nueva...
Beyrut, yolumuzu derhal açın, aksi takdirde hepimiz öleceğiz.
Beirut, deben despejar esa pista de inmediato o todos moriremos.
LÜBNAN, BEYRUT HAVAALANI 19 TEMMUZ CUMA. ÖĞLE VAKTİ
LÍBANO, AEROPUERTO DE BEIRUT VIERNES, 19 JULIO, MEDIODÍA
BEYRUT, ŞEHİR MERKEZİ. TERÖRİSTLERİN KARARGAHI 19 TEMMUZ CUMA.
CENTRO DE BEIRUT CUARTEL GENERAL TERRORISTA
İsrail istihbaratına göre Beyrut'tan ayrılmışlar.
La inteligencia israelí dice que han salido de Beirut.
Bütün rehineler Beyrut'ta, hepsini öldürürler.
Matarán a todos los rehenes de Beirut.
Beyrut'a dönüyorlar.
Vuelven a Beirut.
Ortadoğu'daki en yakın dostumuz İsrail, hem de Beyrut'a 20 dakikalık bir mesafede.
Israel es nuestro mejor amigo en Oriente Medio, y sólo está a 20 minutos de Beirut.
Beyrut'un her tarafında olabilirler.
A estas horas, podrían estar repartidos por todo Beirut.
Harika. BEYRUT, AKDENİZ SAHİLİ 20 TEMMUZ CUMARTESİ. SAAT : 08 : 00
BEIRUT, PLAYA DEL MEDITERRÂNEO SÁBADO, 20 JULIO, 8 : 00AM
20 yıl önce Beyrut'a gelmiştim.
Estuve en Beirut hace 20 años.
Beyrut o zamanlar çok güzeldi.
Antes, Beirut era preciosa. Preciosa.
BEYRUT HAVAALANI 22 TEMMUZ PAZARTESİ.
AEROPUERTO DE BEIRUT LUNES, 22 JULIO, 10 : 00AM
- Bu arkadaş Samir, Beyrut rehberiniz.
- Éste es Samir, su guía de Beirut. - Ah, bien.