Beytüllahim translate Spanish
135 parallel translation
Eski Kudüs, yüce ideallerimizi bize veren insanların ve Beytüllahim'in marangoz atölyesinden bize gönderilen insanların insanının, hoşgörüsüzlüğün en büyük düşmanının altın şehri.
La antigua Jerusalén, la ciudad dorada, cuya gente nos ha dado muchos de nuestros más altos ideales, y de la carpintería de Belén nos mandó al Hombre de los Hombres, el mayor enemigo de la intolerancia.
Beytüllahim'e gidiyoruz. Orada kalacak bir yer arayacağız.
Y vinimos a Belén a ver si encontrábamos un sitio para dormir.
Beytüllahim'e gidiyoruz. Kalacak bir yer arayacağız.
Y hemos venido a Belén a ver si encontramos un sitio para dormir.
Burada, Beytüllahim'de çok mutluyuz.
Y estamos muy contentos de estar en Belén.
İsa'nın Beytüllahim'de dünyaya geldiğini
Cristo ha nacido en Belén
Beytüllahim'i biliyorum.
Conozco Belén.
"Meleklerin ev sahipliği yaptığı Beytüllahim'de..."
"Los ángeles lo proclaman"
Yani Beytüllahim'de doğan çocuk, doğru mu?
Así como el niño nacido en Belén.
"Meleklerin ev sahipliği yaptığı Beytüllahim'de..."
"Con los ángeles proclamando"
Beytüllahim'de sayılacaksınız.
Que los cuenten en Belén.
Mucizelere inanmıyorsun. Bir gün Tanrı benimle konuştu ve bir yıldız beni Beytüllahim denen bir köye götürdü. Bir yemlikte yeni doğmuş bir çocuk buldum.
No crees en milagros pero una vez Dios me habló desde la oscuridad y una estrella me llevó a Belén donde encontré un niño en un pesebre.
Efendim, izninizle. Mika peygamber, Beytüllahim demişti.
Si su majestad me permite la osadía el profeta miqueas habló de belén.
"İsrail'i yönetecek olan kişi senin içinden, Beytüllahim'den gelecek."
En belén, surgirá ei y dominará todo israel.
Beytüllahim'e gittiler.
Fueron a belén.
Beytüllahim'e mi?
¿ a belén?
Hatırladığım kadarıyla, Beytüllahim'de bir ses duyulmuştu, ağlayan, matem dolu bir ses.
Tal y como lo recuerdo se oyó una voz en belén sollozando y afligida.
Beytüllahim'de, Ramah'da duyulmuştu.
La voz se oyó en ramah, belén.
Beytüllahim'e gidin. ve çocuğu öldürün.
Ve a belén y mata a este niño.
Emin olmam için, Beytüllahim'de yeni doğmuş tüm erkek çocuklar ölmeli.
Para estar seguro, todo recién nacido en belén debe morir.
Kutsal yazıtlarda şöyle buyrulmuştur : " Tüm İsrail'i yönetecek olan kişi, içinizden, Beytüllahim'den gelecek. Sonsuzluktan çıkıp gelen kişi.
En las escrituras dice en belén, surgirá ei y dominará todo israel y su llegada estaba anunciada desde tiempo eternos.
- Beytüllahim'de doğdu.
- Nació en belén. - Entonces no puede ser él.
Senin içinden, Beytüllahim'den, tüm İsrail'e hükmetmek için gelecek.
En belén habrá de surgir quién será el líder de todo israel.
- Beytüllahim. - Beytüllahim.
Belén.
Biliyorsun, yılın bu zamanı, Pastırma yazı... Derler ki Beytüllahim Yıldızı'nı görebilirmişsin. Tabii dikkatlice bakarsan.
En esta época del año, con el otoño que está a punto de llegar... dicen que se puede ver la estrella de Belén, si se mira como es debido.
"İsa'nın doğduğu zamanda... Herod, bilginlere sorduğu... bütün çocukları Beytüllahim'e gönderdi ve... hepsini öldürdü."
"Entonces Herodes asesinó a todos los niños que estaban en Belén y sus alrededores en correspondencia con el día del nacimiento de Jesús el cual diligentemente había indagado con los sabios."
... hamile olan karısı Meryem ile birlikte Celile'den yola çıkıp, Nasıra dolaylarından geçerek, Davut'un Filistin'de yaşamakta olduğu Beytüllahim şehrine gider.
Hacia la ciudad de David, que también se llamaba Belén porque era del linaje y la casa de David, para ser censado con María, su mujer que estaba embarazada.
Melekler Cennet'e vardıklarında, Yaradan birine şöyle buyurur ; Beytüllahim'de, insanların Yaradan'larınca oraya gönderildiğini bilecekleri bir elçi gönderin.
Como los ángeles que estaban en el cielo, los pastores se dijeron uno a otro : Vayamos a Belén a ver al que ha enviado el Señor a redimirnos a todos nosotros.
Ve sonunda vakti gelince kaba canavar tembelce Beytüllahim'e doğru yürür.
"¿ Y qué bestia, cuya hora al fin llegó, " se dirige a Belén para nacer? "
İsa'yı şöyle derken düşünemiyorum ; "Beytüllahim'de Tanrı'nın oğlu olarak insanlara bir şeyler anlatıyorum. Biraz daha kalamaz mıyım?"
No me imagino a Jesús diciendo : " Ya les he soltado el rollo a la gente de Belén me voy a tumbar a la bartola.
Beytüllahim, Kudüs ve Kutsal Topraklar'daki turundan yeni döndü!
Directo de su exitosa gira de Belén, Jerusalén y Tierra Santa.
Oradan Beytüllahim ve Kudüs'e taksi tutuyorlar.
Allí, los taxis los conducen a Belén y Jerusalén.
Bu yol Kudüs'e, bu yol Beytüllahim'e.
Por aquí, Jerusalén, por allá, Belén.
Tanrının meleklerinden biri gelip Beytüllahim'de yeni bir Kralın doğumunu müjdeledi.
Un angel del Señor apareció diciendo que un nuevo rey habia nacido en Belén, y así ocurrió.
Bu sırada, Beytüllahim'de Bakire Meryem sorunsuz bir şekilde doğum yaptı ve İsa adındaki bu yeni Kralın doğum müjdesi tüm ülkede yayıldı. 3 bilge Mecusi ortaya çıkıp birçok hediye getirdiler. Herkes bebek İsa'nın doğumunu kutladı.
Mientras tanto, la virgen Maria dió a luz sin complicaciones y la noticia sobre el nuevo rey llamado Jesús se esparció por toda la región y tres reyes magos llegaron con presentes y todo el mundo celebró el nacimiento del niño Jesús.
Pavlus, Meryem Ana'dan, Yusuf'tan, Beytüllahim'den Herod'dan ve Vaftizci Yahya'dan tamamıyla bihaberdi. Mucizelerin hiçbirinden haberi yoktu. İsa'nın sözlerinden hiçbirini alıntılamadı.
Paulo nunca oyó de hablar de Maria, José Belén, Herodes, Juan el Batista... nunca oyó de ninguno de sus milagros nunca citó nada de lo que se supone que Jesús dijo.
Beytüllahim'de tek bir çocuk bile kalmayacak.
Los hijos de Belén morirán.
Askerlerin ve casusların Beytüllahim'e dönen her adamı dikkatlice izlesin.
Que tus soldados y espías estén atentos a un hombre que regresa a Belén.
Beytüllahim'e gitmeliyim.
Debo ir a Belén.
Ama Beytüllahim'e gitmek, günler sürer.
Pero el viaje a Belén es de más de 150 kilómetros.
Nâsıra'dan, Beytüllahim'e.
De Nazaret a Belén.
Beytüllahim mi?
¿ A Belén?
Hava kararmadan Beytüllahim'e varmak istiyorsak yola koyulmalıyız.
Debemos partir si queremos llegar a Belén al anochecer.
"Beytüllahim'den çıkacak bir lider... "... İsrailoğullarını yönetecek. "
"De Belén saldrá un soberano que apacentará a mi pueblo, Israel."
Peki askerler Beytüllahim'e gidip 2 yaşından küçük bütün çocukları bulsa?
¿ Y si tus soldados fueran a Belén y buscaran a todos los niños menores de dos años?
Beytüllahim'de tek bir çocuk bile kalmayacak!
Los hijos de Belén morirán.
Beytüllahim.
Bethlehem.
Beytüllahim Fonu.
Fondo Bethlehem.
Beytüllahim.
En belén.
Beytüllahim.
Belén.
- Beytüllahim mi?
¿ Belén? - Sí.
Köyün adı Beytüllahim imiş.
El villorrio se llamaba Belén.