Bisiklet translate Spanish
3,088 parallel translation
Tabi düşürsem altında ezileceğim 500 kiloluk bir bisiklet..
Una bici de 1200 libras que me aplastará si se cae sobre mí, pero...
Bisiklet yolunda yürürken mesaj yazıyormuş.
Enviaba mensajes mientras caminaba por la bicisenda.
Dar bisiklet şortundan kaynaklı olabilir.
Pudieron ser los pantalones de ciclista.
Bana bir çift bisiklet şortu borçlu.
Me debe un par de pantalones de ciclista.
Düşünün, bisiklet...
De acuerdo, piensa... BMX.
Bisiklet.. yürüyüş.. balık
Monto bicicleta, camino, pesco... lucios.
Bu yüzme, bisiklet ve koşudan oluşan bir yarışma olacak.
Esto es una combinación única de natación, ciclismo y atletismo. Los últimos ocho finalistas participaran en el.
Bisiklet deposuna kendimi zor attım.
Apenas alcanse a bloquearlo a tiempo con la moto.
- O'lar bisiklet şeklinde. - Peki, tamam.
Las 2 "o" s es por las bicicletas Correcto.
O adam bisiklet çalmadı, lanet olası!
¡ No robó una bicicleta, mierda!
Bir de bakmışsın ki, ona bisiklet sürmeyi öğretiyorsun... - Ve o gün hayatının en iyi günü olur.
Y lo siguiente que sabes, es que le estás enseñando a montar en moto, y... será el mejor día de tu vida.
Bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalıştığın zamanları hatırlıyor musun? Richmond'ların steyşın arabasına arkadan bindirmiştin.
¿ Te acuerdas cuando estabas aprendiendo a ir en bici y te chocaste con el coche de Richmond?
Annen seni tekrar bisiklete bindirdi ve bisiklet sürmeyi öğrendin.
Tu madre te hizo subir, y aprendiste a ir en bici.
Eastover, Brookside, Duke'den gelen güç düşkünü şerefsizler ve silahlı kabadayılar bisiklet zincirleri ve beysbol sopalarıyla saldırdığında, o da hayatı pahasına karşı koyanlar arasındaydı!
Estaba al frente cuando atacamos a los rompehuelgas de Eastover, Brookside, Duke y los matones nos perseguían con cadenas y bates.
Rachel'in randevusunun biteceğini fark ettim. Bu yüzden içeri gittim, bisiklet kilidini gördüm ve... takılı bir yatak gördüm.
Me dí cuenta que la cita de Rachel se estaba acabando, así que entré, vi el candado y desconecte la cama.
Bir bisiklet kilidi.
Un candado de bici.
Evet, bir bisiklet kilidi.
Sí, es un candado de bici.
Bak, senin Rachel'in Kızlar Birliğiyle... bisiklet kilitleriyle ilgili bir geçmişin olduğunu biliyoruz.
Mira, sabemos que tienes un pasado con candados de bicis y la hermandad de Rachel.
Bisiklet için bir kilidin var mı?
¿ Tienes un candado para la bicicleta?
Nasıl olurda bir adam tek taşakla bisiklet yarışını 3 sene art arda kazanır?
¿ Cómo es que un tipo con una bola gana una carrera de bicis tres veces seguidas?
Bugün bisiklet antremanına gitmiyor musun?
¿ No irás a tu práctica de ciclismo?
Bisiklet.
Nos llevamos la bici.
Ya, Calzado üç tekerlekli bisiklet sürüyor.
Sí, Calzado lleva una moto todoterreno.
Bir Dominik bisiklet çetesiyle domino oynuyordum, yoksa Mahjong muydu? Hatırlamıyorum.
Estaba jugando al domino con una banda de moteros dominicanos, o era Mahjong.
Aptal bir bisiklet yüzünden mi?
¡ ¿ Por una estúpida bicicleta?
Ona asla o arabayı almamalıydım. Bütün bisiklet mevzusunu baştan yaşıyoruz.
¡ No debí comprarle ese coche, ya pasó lo mismo con aquella maldita bicicleta!
Madem hâlâ rüyadayız, o zaman hadi çıplak bir şekilde bisiklet sürelim.
Oye, ya que es un sueño, vayamos desnudos en bicicleta por la ciudad.
Schmidt, bana bisiklet süren sisman çocuk gibi bakma.
Schmidt, deja de mirarme como si fuera un chico gordo montando en bicicleta.
Bu bir bisiklet parçası.
Es un clip de bicicleta.
Kızın o gece bisiklet sürdüğüne dair polis raporunda hiçbir şey yok.
Pero no hay nada en el informe policial que diga que ella iba en bici esa noche.
Bisiklet mi?
¿ Una bicicleta?
Öldürüldüğü gece Rosa'nın bisiklet kullanma ihtimali varmış.
Había la posibilidad de que Rosa fuera en bicicleta la noche justo antes de que fuera asesinada.
Her zaman bisiklet sürmeye giderdi.
Siempre iba en bici.
Elimizde, kurban Rose Torres'in öldürüldüğü gece bisiklet sürdüğüne dair kanıt var.
Entonces, tenemos pruebas de que la víctima, Rosa Torres, podría haber montado en bicicleta la noche en la que la asesinaron.
Açıkçası, önemli, çünkü Lindsey masum,... ve benim tahminim, Rosa bisikletinizi işle ilgili biriyle görüşmek üzere o gece ödünç almış,... o işe dayalı olarak adam ya da kadın cesedini arkaya taşımış,... ama bisiklet hakkında hiçbir bilgisi yokmuş.
Bueno, importa, porque Lindsey es inocente, y mi sospecha es que, Rosa cogió prestada tu bicicleta esa noche para encontrarse con alguien fuera del campamento, y él o ella devolvió el cuerpo al campamento, pero nunca supo nada de la bicicleta.
Aynı şekilde, bisiklet kilidiniz ile herhangi birinin bisikletini kilitlemekte çok zevkli.
De la misma forma siempre era muy divertido encadenar la bicicleta de alguien, usando la cadena de tu bicicleta.
Halfords'e giderseniz gerçekten ucuz dünyanın bisiklet kilidini bulabilirsiniz.
Si vas a Halfords, comprar un juego de candados de bicis realmente barato.
- Evet, elektrikli bisiklet.
- ¿ Una bicimoto?
Sen de elektrikli bisiklet için buji kablosu var mı?
Tienes cables de arranque que le queden a un motor?
Bak, Rob, olay elektrikli bisiklet falan değil.
Mira Rob No sobre la moto
Çeviri : herculepoirot İyi seyirler. Yeni bir bisiklet almam lazım.
Voy a comprar una bicicleta.
Artık bir kereliğine adam gibi bir bisiklet al.
Esta vez cómprate una decente.
Bisiklet için ne kadar bütçen var?
¿ Cuánto esperas gastar?
Pam ve ben geliyorduk ve otoparkta bir çete vardı. bisiklet çetesi, motorbisiklet çetesi.
Pam y yo llegamos a la vez, y había una banda en el parking con bicis, con... con motos.
Bazı ahmakları yavaşlatmak için bisiklet yoluna hız tümsekleri koydun.
Y colocaste bandas sonoras en los carriles para bicicletas para relajar a esos capullos.
Çünkü kot pantolonla bisiklet süremezsin.
No puedes andar en bici usando jeans.
Küçük bisiklet tarzı eski bir Paul Smart Ducatim var.
Tengo una vieja Ducati Paul Smart, que es una moto preciosa.
Bisiklet nerede Manfredo?
¿ Dónde está la bici, Manfredo?
Kızların bisiklet süremeyeceğini biliyor musun?
Si ustedes no pueden montar en bici.
Bu ters bir bisiklet.
Eso es hacia arriba y hacia abajo, pero solo si expandandamos al mundo de cabeza.
Bisiklet süren çocuk değildi.
No es un niño en una bici, es un hombre en un coche.