Bluetooth translate Spanish
214 parallel translation
Bluetooth'u nasıl destekliyoruz, 3G'yi nasıl destekliyoruz...
Si apoyamos a Bluetooth, si apoyamos a 3G...
Bu Bluetooth telefonun iletişim bilekliği sayesinde... yüzyüze iletişim kurabilirsiniz.
A través de la maquina de comunicación por pulso de este teléfono celular. Puedes comunicarte cara a cara.
Bluetooth, Wi-Fi, cep telefonu, UHF, VHF, bütün dijital yayın yapan sistemler.
Bluetooth, Wi-Fi, celulares, UHF, VHF, aparatos digitales.
Bluetooth bağlantım Amelia'nın cep bilgisayarının, yakında olduğunu söylüyor.
Mi conexión bluetooth está detectando la PDA de Amelia.
Palnatoke Harold'a hep ne kadar iyi bir kayakçı olduğunu söylerdi.
Palnatoke le alardeó a Harald Bluetooth sobre lo bueno que era esquiando,
Bluetooth ile cep bilgisayarına aktarılınca hakiki klavye oluyor.
Mételo en tu PDA y podrás usarlo como un teclado normal.
Bluetooth gibi fakat herkes aynı anda bağlanıyor.
Como si fueran Bluetooth, están conectados juntos.
Buradaki kimsenin yazısını okuyamıyorum.
Nunca se puede leer lo que escriben aquí. Es Bluetooth.
Aslında o cihazı kullanmak Doktor Pratt'in fikriydi.
El Bluetooth fue idea del doctor Pratt.
Beyin Bluetooth'u.
Bluetooth para el cerebro.
Bluetooth!
¡ Nokia!
Bluetooth arkadaşım.
Es mi dispositivo Bluetooth.
Eğer cep telefonunuzu kablosuz bağlantıyla kullanıyorsanız... Araba aracılığıyla arama yapılabiliyor.
Si se usa un móvil con conexión Bluetooth, se pueden hacer llamadas a través del coche.
Arabanın kablosuz ağ sistemi menü olmadan bilgileri görüntülemek üzerine tasarlanmamış.
El sistema Bluetooth del Prius no está diseñado para dar información sin el menú.
Bluetooth'u var yani şebekeyi bulur.
Bueno, tiene bluethooth, así que tiene cobertura en cualquier sitio.
Senin Bluetooth'a bağlandık.
Oímos todo a través de tu Bluetooth.
Senin üzerine 50 milyon dolar harcadılar ama bir bluetooth'un bile yok.
Gastan $ 50 millones en ti y luego no quieren comprar un Bluetooth.
Peyton, tatlım, bugün uslu bir kız olup babanla işbirliği yaparsan Stella teyzen sana Mavidiş'li bir BlackBerry alacak.
Peyton, corazón, pórtate bien y coopera con tu papi... y la tía Stella te comprará una BlackBerry con Bluetooth.
Evet. Bluetooth'lu cep telefonu kullanıyorsun bilinen en hassas cihazdır.
Tu tienes un celular con Bluetooth el aparato más vulnerable conocido por el hombre.
- Şaşırt beni. Bluetooth teknolojisi hakkında bir bilgin var mı Frank?
Frank, ¿ conoces la tecnología Bluetooth?
- Bluetooth da ne?
- ¿ Qué es eso de un diente azul?
Hele de o esnada, kulağınızda cep telefonu kulaklığı varsa...
Y si traes un bluetooth en la oreja...
"Kulaklığımı takarım, olur biter."
"Me voy a poner un bluetooth me vale madres."
Çalışma izni, kulaklığı, her şeyi tamam olan birini tuttum.
Contrate a un tipo de oficio, ya saben con su bluetooth.
Bluetooth.
Bluetooth.
- Bluetooth'u falan var mı?
Oye, ¿ y eso tiene "Bluetooth" o qué?
Böyle bir arabanın yön bulma sistemi Bluetooth'a bağlıdır.
Bien, un auto como este tiene un sistema de navegación que apuesto está enlazado al Bluetooth.
Sürücü ellerini kullanmadan cep telefonuyla konuşsun diye. Katil cep telefonunu arabayla senkronize ettiyse yön bulma sisteminde kaydı vardır. Evet.
Bluetooth, para que un conductor hable a manos libres en su cel.
O da cep telefonuna bağlı.
Está conectado a tu Bluetooth que está enlazado a tu teléfono celular.
Kablosuz mini-kamera ve Bluetooth kulaklık.
Minicámara inalámbrica y auriculares con Bluetooth.
Yolculuğum boyunca kulaklığımdan seninle konuşurum.
Te hablaré por el Bluetooth durante todo el viaje.
Dünyanın en küçük bluetooth'u.
Es el bluetooth más pequeño del mundo.
Dünyanın en küçük bluetoothu.
El bluetooth más pequeño del mundo.
Bluetooth mu? Ne ile?
¿ Bluetooth?
Bluetooth? Hayır.
B uetooth, no.
- Bluetooth'u var mı?
- ¿ Tiene bluetooth?
Şu bluetooth ne işe yarıyor anlayamadım gitti.
Nunca he podido entender eso del Bluetooth.
Bluetooth'uyla konuşurken seni çevirdiğini hayal ediyordum.
Tenía una imagen genial de él dándote vueltas en el aire mientras hablaba por su Bluetooth.
Bluetooth ekleriz.
¡ Les agregamos Bluetooth!
Erkekler Bluetooth'u sever.
Brillante. Los hombres adoran el Bluetooth.
Bluetooth'lu saç tokası mı yapmak istiyorsunuz?
Espera un minuto, espera, ¿ quieres hacer un pasador de cabello con Bluetooth?
Penny, her şey Bluetooth ile daha iyidir.
Penny, todo es mejor con Bluetooth.
Bahse varım lezbiyenler Bluetooth'a bayılıyordur.
Y apuesto que las lesbianas adoran el Bluetooth.
Ve şimdi Bluetooth'umu ve onların bilgisayar kameralarını kullanarak bir bakacağız.
Y ahora vamos a verla usando mi bluetooth y la cámara en su computadora.
Romy'in babası Bay Lee de bilgi teknolojisi ustası falan. Bluetooth üzerinden dosya paylaşım programı ile bizi birbirimize bağladı falan.
El Sr. Lee, el papá de Romy, sabe mucho de computación y nos conectó para compartir archivos en Bluetooth.
Anladım ki aracımdaki bluetooth ile bağlantılı olduğundan aramayı otomatik olarak kesmişti. Birden bire görüşmem kesildi.
De pronto, la llamada se cortó.
Artık bluetooth olmadan aynı zamanda araba kullanmana ve telefonda konuşmana izin verilmiyor.
No puedes conducir y hablar por teléfono al mismo tiempo sin un Bluetooth.
Uh-huh! Nokia!
¡ Bluetooth!
Telefonunu almanı ve Bluetooth'u açmanı istiyorum.
Necesito que cojas tu teléfono y conectes tu Bluetooth.
Bluetooth'a bağlı.
Tu sistema de navegación te delató.
- Telefonlarınızın bluetooth aracılığı ile otomatik dosya paylaşımı yaptığını söylemiştin, değil mi?
Me di cuenta de que el Bluetooth del auto la había atendido porque estaban conectados. Nos dijiste que sus teléfonos estaban conectados... -... vía Bluetooth, ¿ no?