English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bombalar

Bombalar translate Spanish

3,227 parallel translation
Afganistan'da kaybolan bombalar ile ilgili ne biliyorsun?
¿ Qué sabes de las cabezas perdidas en Afganistán?
Somali'de bir aile Sky Shadow bombaları tarafından yok edildi.
Una familia fue arrasada por un mortero Sky Shadow en Somalía.
Gemileriniz, uçaklarınız ve bombalarınız için.
Barcos, aviones y bombas.
Bombalar vardı. Sonra bize hepimizin ölmek isteyip istemediğimizi sordu. Silah sesleri geliyordu.
Escuche el tiro y me pregunte, "¿ Qué está pasando?"
Sonra dolabıma gidip silahlarımı ve boru bombalarını aldım.
Luego fui a mi casillero por mis armas y bombas caseras.
Boru bombalarını nereden buldun?
- ¿ Dónde conseguiste las bombas caseras?
Sonra cebimden boru bombalarımdan birini çıkardım ve şöyle dedim. Onu dizinden vurdum!
Así que le disparé en la rodilla.
- Uçak bombaları.
- Rompeportones.
Bu adamların silahlara ve el bombalarına ulaşım imkânı var.
El tipo de personas que tienen acceso a armas y granadas.
Bu arada, şehirde isyan petrol bombalarıyla, bugün de devam etti....
Mientras tanto, hubo otro día de disturbios a través de la ciudad, con bombas de gasolina...
Bombaların merkezinde?
Bomb Alley?
- Silahlar, bombalar, tanklar
- Las armas, las bombas, los tanques.
Bombaları etkisiz hale getirmek için yeterince zaman yok.
Mo hay tiempo suficiente para desarmar las bombas.
Bu piç kurusu bombaları fırlatıyor, dostum.
Este hijo de puta está tirando bombas, hombre.
- Gamdi, uçak bombalarıyla uğraşıyor ve Afganistan'da olduğunu biliyoruz.
Al-Gamdi, es experto en bombas de aviones, y sabemos que está en Afghanistan.
Bombaları atanlar Michelangelo'nun varlığını önemsememiş olmalı.
Los que han tirado las bombas... debían de ignorar la existencia de Miguel Ángel.
Süper sonik bombalar, karayı birincil nokta olarak sabitleyen manş tulumu diye bilinen küçük bir paraşüt kullanıyor.
Las bombas supersónicas utilizan un pequeño paracaídas de estabilización conocido como "drogue" para frenar antes de aterrizar
Bombaları bırak.
Ve a cagar.
- Kardeşlerinin üzerlerine bombaların bırakıldığını gördüğün zaman ne hissettin? - Evet.
- Sí.
Pencerelerinizden bize su bombaları atıldığının farkında mısınız?
¿ Sabe que alguien está arrojando bombas de agua desde sus ventanas?
Bombalar geldiğinde, çok korkunç olacak hepimiz kaçışacağız.
Cuando lleguen los bombarderos, vamos a tener tanto miedo que echaremos a correr.
Hava saldırısı esnasındaki alev bombaları....
Una bomba incendiaria durante el bombardeo.
Bombalar, onlar kirli... şık değil.
Las bombas son sucias... no elegantes.
Bombalar çoktan düştü.
Los misiles ya cayeron.
Peki buradaysak bombaların düştüğünü nereden biliyorsun?
Si estábamos aquí, ¿ cómo sabe que cayeron las bombas?
Flaş bombaları, gaz bombaları.
Granadas cegadoras, granadas de humo.
Isı ve radar güdümlü, bebek yapıcı bombalar gibiyiz.
Como buscadores de calor, misiles guiados a ser fabricantes de bebé.
Yangın bombaları hafiftir, yüksek yerlere atılır.
Las bombas incendiarias son ligeras, serán lanzadas a sitios altos.
Bilirsin, sürekli her yere düşen bombalar.
Bombas cayendo a todo momento, en todo lugar.
Ben sarıyım. El bombalarına dikkat et.
Lo siento, Mark, soy amarilla.
Jess, bombaları alıp keşfe çık.
Sikorski y Frost aseguren el perímetro. Jess, llévate las granadas y explora.
Tam da bu sırada, sahnede görkemli, şiddetli bir engel belirir. Alman uçakları gelir, bombalar atarlar.
En ese mismo momento sucede la entrada violenta y triunfal del obstáculo, llegan los aviones alemanes bombardeando.
Tatlım, senin tepene de bombalar yağdırabilirler. Ve sen buradasın.
Querida, te están bombardeando a ti y aún estás aquí.
Bombalarınkinden daha yüksek sesle çığlık atabilseydim iyi olurdu.
Si pudiera gritar más fuerte que las bombas, eso lo solucionaría... y me encontraría bien.
Tanklar oraya varmadan önce, düşman uçakları onları ayrıca bombalar.
Pero, antes de que aparezcan sus tanques, la fuerza aérea enemiga los habrá destruido.
- C4, demir çubuk, el bombaları, Gone.
C4. - Gone, C4, barras de hierro, granadas.
Duygularınızı kontrol edin... aksi takdirde bombalar kontrolden çıkar.
Controlen sus emociones. De otro modo, la bomba esta fuera de control.
Anneme hiç söylemedim ama bombalar ve silahlar beni gerçekten korkutuyor.
Nunca se lo dije a mi madre.. .. pero las bombas y las armas me asustan mucho.
Bombalar nerede Petty?
¿ Dónde están las bombas, Petty?
Paxton Petty'nin bombalarını sakladığı yeri bulduk.
Encontramos el lugar donde Paxton Petty escondía sus bombas.
Bombalarımı geri istiyorum.
Quiero mis bombas de nuevo.
Paxton Petty'nin söylediği ninninin her dizesindeki kelimeler bombaların yerini gösteriyor.
Las palabras en cada verso de la canción de cuna de Paxton Petty correspondían a las ubicaciones de sus bombas.
Bombaları dizmeye başlayacağız. Mağara girişinde buluşuruz.
Vamos a empezar a colocar esas cargas.
Anthony, Pope, bombaları hazırlayın.
Anthony, Pope, tened esas cargas preparadas.
2007 yılında ilk kitabım çıkmıştı, ama ben akşamlarımı Second Life'ta, bu büyük sanal dünyada, üstünde faggery-daggery-doo yazan bir uzay aracını oradan oraya sürerek, afro saçlarla küçük köylere ve konserlere sanal bombalar bırakarak, ve etrafa büyük penisler çizerek geçiriyordum. Ve bu hayatımın en zevkli dönemiydi.
dando vueltas en una nave espacial virtual, con las palabras faggery daggery doo escritos en ella, afros usan y lanzando bombas virtuales en pequeños pueblos y conciertos y agitando penes gigantes alrededor y eso era lo más divertido Que he tenido en mi vida.
Bir gün bana bombaları verirsin, bombalarım.
Dame bombas cualquier día, las bombas son naturales.
Alman bombaları geri geliyor gibi görünüyor.
Parece que vuelven los proyectiles alemanes.
Akıllı bombalar, sinir gazı, biyolojik savaş.
Bombas tele dirigidas. Gas nervioso. Guerra biológica.
Bombalar...
Bombas, carros bomba.
El bombaları mı?
Cuidado con las granadas. ¿ Granadas?
Sizin yaptığınız bombalar gibi bir bombayla.
Ciro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]