English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Boon

Boon translate Spanish

175 parallel translation
D. BOON 1760 YILINDA BU AĞAÇTA BİR AYI ÖLDÜRDÜ.
Daniel Boone puso una marca en el árbol en 1760.
D. BOON 1760 YILINDA BU AĞAÇTA BİR AYI ÖLDÜRDÜ.
DANIEL BOONE PUSO UNA MARCA EN EL ÁRBOL EN 1760
Boon!
¡ Boon!
Hey, Boon!
¡ Eh, Boon!
Geliyor Boon!
¡ Ya viene!
Arkadaşım Boon Hogganbeck ruh ikizini, kaba ve masum kalbinin eşini buldu.
Mi amigo Boon Hogganbeck encontró su verdadera media naranja, el amor virginal de su rudo e inocente corazón.
Selam Boon!
¡ Eh, Boon!
Ne yapıyorsun Boon?
¿ Qué vas a hacer?
- Senin araban mı, Boon?
- ¿ Con tu coche?
Boon, otomobili ahıra kapatmanı istiyorum.
Boon, guarda el automóvil bajo llave en la cochera.
Callie'ye kaba davranma ve Boon'un da peşinden gitme.
Sé amable con Callie y no te fíes de Boon.
Boon da duydu.
Boon la oyó.
- Görüşürüz Boon.
- Nos vemos, Boon.
Boon benim bilmediğim bir şey biliyordu :
Boon sabía algo que yo desconocía :
Hadi, Bay Boon'a yardım et.
Sal y ayuda al Sr. Boon.
Boon Hogganbeck'le mavi gözlü küçük bir çocuk.
Vaya, Boon Hogganbeck, con un niñito de ojos azules.
Gelsene Boon.
Pasa, Boon.
Bilmiyorum Boon.
No sé, Boon.
- Merhaba Boon.
- Hola, Boon.
Boon, seninle yine...
Boon, no voy a ir por ahí...
Ne gibi Boon?
¿ Como qué?
Boon...
Boon...
Merhaba Boon.
Hola, Boon.
- İyi akşamlar Boon.
- Buenas noches, Boon.
Boo'yla bir cümbüştesin. Sizinkiler 100 km uzakta.
Estás de juerga con Boon a más de 100 km de casa.
Anlıyorum, Boon'la içmeye gitmeyeceğine söz verdin.
Ya, le prometiste no emborracharte con Boon.
Boon, aşağıdan bir bardak soğuk süt getirir misin?
Boon, baja a por un vaso de leche fría.
- Bırakıyorum Boon.
- Que voy a dejarlo.
- Boon Hogganbeck!
- ¡ Boon Hogganbeck!
- Boon Hogganbeck.
- Boon Hogganbeck.
Selam Boon.
Eh, Boon.
Bir dakika Boon.
Un momento, Boon.
Bir süreliğine her şeyden uzaklaşalım. Boon'un atına bahse girip, zengin...
Olvídemonos de nuestros problemas y apostemos por el caballo de Boon.
- Boon dur!
- ¡ Boon, para!
- Boon ve Corrie nerede?
- ¿ Dónde están Boon y Corrie?
- Boon ne dedi?
- ¿ Qué dijo Boon?
Boon ona vurdu mu?
¿ Le pegó?
Boon ve Lucius...
Boon y Lucius...
Kazan ki, sen, ben ve Boon eve geri dönelim.
Gana para que Boon, tú y yo podamos volver a casa.
- Tamam Boon...
- Boon...
Boon'un arkadaşı.
Una amiga de Boon.
Bayan Boon, bugün ne kadar seksi görünüyorsunuz.
Qué guapa está esta mañana.
Şiddeti onaylar mısınız Bayan Boon?
¿ Apoya la violencia?
- Katy, Boon'u gördün mü?
- Katy, ¿ has visto a Boon?
Boon, bunun kesinlikle dinsel bir deneyim olacağını sanıyorum.
Anticipo una experiencia profundamente religiosa.
Hey Boon şuna bir bak
Boon, ven a ver esto.
- Hayır Boon. Sen daha yeni geldin.
- No, acabas de llegar tú.
Boon, suratın pepperonili pizza gibiydi, değil mi?
Pensad en cuando erais novatos.
Ve Stork. Herkes onun beyninin hasarlı olduğunu düşünürdü.
Boon, tú tenías la cara con más granos que una paella, ¿ verdad?
Aslında 21 yaşındasın, Boon.
Francamente, tienes 21 años.
Bayan Boon.
Srta. Boon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]