Bruiser translate Spanish
156 parallel translation
Hadi, Bruiser, ver şunu bana, düşür onu, Bırak gitsin, Bruiser, Bırak gitsin, Bırak gitsin, hadi
Vamos, dámelo, Suéltalo, Bruiser,
Devam, Bruiser, al onu, al onu
Anda, búscalo,
Al onu, Bruiser, Onu almak istiyor musun? Bak! Bak!
Búscalo, Bruiser, ¿ Quieres buscarlo?
Atla, Bruiser! Oh, adamım!
Salta, Bruiser, Rayos...
Bruiser'i beslemeyi unutma.
Recuerda darle de comer a Bruiser.
Unutmam,
Está bien. Vamos Bruiser.
Bak, Bruiser?
¿ Lo ves, Bruiser?
Bruiser?
¿ Bruiser?
O nedir, Bruiser?
¿ Qué sucede, Bruiser?
Bruiser!
¡ Bruiser!
Buraya, Bruiser,
Ven, Bruiser.
Eğer yüzme öğrenmek istiyorsan suya atlamak zorundasın.Bruiser'i beslemeyi unutma.
Para nadar, hay que lanzarse al agua. Dale de comer a Bruiser.
Alma Bruiser! Oh, Bruiser!
Cuidado con Bruiser.
Bruiser,
Bruiser.
İnsanlara, Bruiser Stone gibi bir adam için çalıştığımı söylemekten daha utanç verici bir şey düşünemiyorum.
No creo que haya nada más embarazoso... que decir que mi empleador se llama "Pegador" Stone.
Yani, o bir avukat ve ona Bruiser derler.
Es decir, es abogado y le dicen "Pegador".
Sigorta davaları geldiğinde, Bruiser genellikle benim göz geçirmemi ister.
El Pegador me pide que vea los casos de seguros cuando llegan.
Tekrar gireceğimi zannetmiyorum. Her neyse, burası Bruiser'ın hukuk kütüphanesi.
Bien... esta es la biblioteca de leyes del Pegador.
Bruiser tüm bunların sahibidir.
Todo esto le pertenece al Pegador.
Bruiser'ın aşağı mahallede birlikte büyüdüğü, polislerle temasları vardır.
El Pegador conoce gente en el cuartel de policía. Compañeros.
Bruiser benden tam olarak ne yapmamı bekliyor?
¿ Qué espera el Pegador de mí?
Biliyorum, Bruiser, fakat bak, adamım baro sınavı gelecek hafta, tamam mı? Gelecek hafta.
Lo sé, pero tengo el final la semana que viene, ¿ comprende?
FBI, Bruiser Stone aleyhindeki rüşvet suçlamalarını soruşturuyor.
"EL FBI CO-INVESTIGA UN CASO DE CORRUPCION, EL `PEGADOR` STONE"
Prens Thomas ve Bruiser Stone zimmete para geçirmekle suçlanıyor.
"PRINCE Y `PEGADOR` STONE SOSPECHOSOS DE FRAUDE"
Çok teşekkürler, Bruiser.
Muchas gracias, `Pegador`.
Dün, Bruiser'ın eski ortaklarından biri tahkikat heyeti önünde tanıklık yaptı.
Ayer un ex-socio del "Pegador" testificó ante el gran jurado.
Bruiser aleyhinde ötmesi an meselesi.
Muy pronto estará traicionando al "Pegador". ¿ Y qué?
FBI ön kapıyı zincirliyordu. Bruiser içerde mi?
El FBI estaba clausurando la entrada. ¿ Vendrá el "Pegador"?
Hem Bruiser hem de Prens için tutuklama emri çıkarıldı.
Hay cédulas de arresto para el "Pegador" y Prince.
Bunu Bruiser'a yaptıklarını düşünsene? Bruiser bunun için fazla uyanık. Peki sonra?
No, el "Pegador" es demasiado astuto para eso. ¿ Y bien?
Hem de Bruiser'dan.
Y del "Pegador", nada menos.
Bruiser'ın nerede olduğunu bilmediğini zannetmiştim.
Creí que no sabías dónde estaba.
Bak, Rudy, çalıntı delil konusunu kimse Bruiser'dan daha iyi bilemez.
Nadie sabe más que él sobre pruebas robadas.
Bruiser bu mesele üzerinde bizzat kendisi çalışmıştı.
Nuestro "Pegador" se ocupó del caso personalmente.
Bruiser Becker'ı mindere seriyor ve orası onun favori alanı olacak!
" Bruiser tiene a Becker en la lona 1 y va por su área favorita!
İyi günler, Bruiser'cılar!
Buon giorno, bruisers!
Bruiser!
Bruisers!
Bruiser!
Bruisers.
Evet, şimdi bir Bruiser arıyorum!
Y esto, es lo que llamo una ¡ Bruiser!
Ve unutmayın, Bruiser'lar,
Y recuerden, bruisers,
Bruiser'daki güvenlik kamerası.
Oh. Hay una cámara de seguridad en Bruiser.
Bruiser'ın kapağında çıktıktan sonra eşyalarımı toplayıp seninle kaçmamı mı bekliyorsun?
¿ Esperas que haga las maletas y huya contigo, cuando voy a salir en la tapa del Bruiser?
O bir Bruiser kızı!
¡ Es una Bruiser!
Bruiser.
Bruiser.
Hepsi lanet Bruiser için dostum.
Maldito Bruiser.
Yara Açıcı, onu yüze götür ve kara bir sivilceye göm.
Bruiser llevatelo y entierralo.
Yara Açıcı! Ne oldu sana?
Bruiser que eres una señorita.
Hadi, Bruiser,
Vamos, Bruise.
Bruiser mı?
¿ El "Pegador"?
Bruiser... ve J. Lyman Stone bunu tartışmışlar.
El "Pegador"...
Bruiser yükleniyor!
- Bruiser ataca.