English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Brunch

Brunch translate Spanish

496 parallel translation
Elsie Mae Adele Brunch Sousè'nin babası, az önce soyguncu yakaladı.
El padre de Elsie Mae Adele Brunch Sousè cogió un ladrón el sólo.
Brunch için barbeküde ızgara barbar yapabiliriz diye düşündüm.
- Vamos a asar a un Bárbaro.
Benim yerimde brunch yaparız.
Almuerzo en mi casa.
Brunch'a bayılırım.
Me encanta almorzar.
- Brunch için.
- A almorzar.
Yarın brunch için buluşalım.
- Te invito a un brunch. - ¿ Qué es un brunch?
"Bu kocası olmayan bir adamla brunch yapan kişi Marge Simpson değil mi?" dedim. Ve buraya gelip merhaba dedim.
"¿ No es ella Marge Simpson con un hombre que no es su esposo?" Vine a saludarte.
Niye yabancılarla kahvaltı edeceğimizi anlamadım.
¿ Por qué tenemos que tener "brunch" con desconocidos?
Bel-Air'de ne biçim insanlar oturuyor ve kahvaltı ediyorlar?
¿ Qué clase de gente tiene "brunch" y vive en Bel Air?
Bölmek istemem ama Pazar günü bir arkadaşım New York Maraton'u için evinde brunch düzen...
No quisiera interrumpir, pero el domingo mi amiga da un almuerzo durante el Maratón de Nueva York.
Brunch ne olacak?
¿ Por qué no desayunar en Charlie's?
Dostlarımla brunch'a gitmek istiyorum.
Quiero desayunar con mis amigos.
Salı günü brunch!
Desayunar los martes.
Pazar günü... sabah 10'da havuz kenarında kahvaltı etmiş.
Domingo A las 10 : 00 a.m., estaba en la piscina "brunch". Fechas de la estancia allí todo el día. Consiguieron su firma y todo.
- Yarın branç için buluşalım.
- Reunámonos para el brunch.
- Branç nedir?
- ¿ Qué es brunch?
O branç hakkında çok şey biliyor gibiydi.
Parecía saber bastante sobre el brunch.
Ama aslında brançla ilgilenmiyordu.
Pero resultó que no estaba interesado en el brunch.
Nefis bir brunch.
Un almuerzo encantador.
Yarın ailesinin evinde büyük bir brunch var.
Hay un gran desayuno mañana en la casa de sus padres.
Okuldaki herkes teklif etmiştir sanırım ama eğer kış brunch'ına kimseyle gitmiyorsan, büyük bir onur duyarım. Çok eğleniriz.
Probablemente cada muchacho de la escuela ya te preguntó pero si no vas al almuerzo invernal con alguien me sentiría honrado y nos divertiríamos.
Peki nedir bu kış brunch'ı?
¿ Qué es este asunto del almuerzo invernal?
Şurada bir brunch, burada bir konser.
Empezó como algo informal, con uno que otro almuerzo o recital.
Brunch'a gitmiştik.
Salimos a desayunar.
En yakın arkadaşlarım için bu pazar gününde lezzetli bir brunch hazırlıyorum.
Parte de ella. Mientras, preparo la comida del domingo para mis amigos.
Brunch. Tamam.
La comida.
Bender bize brunch hazırlıyor.
Bender está preparando el almuerzo.
Bu durumda brunch hazır. Hadi içeri geçelim, yürüyün!
Pues el almuerzo está servido.
Palmiyeye bakın. Ne zaman brunch yapsam çürüyor.
Esta palmera sólo se pone mala cuando cocino.
Artık kim içinde "güven" olan brunch yemek istiyor?
¿ Quién quiere un almuerzo cocinado con mucha "confianza"?
Sana baktığımda brunch görüyorum.
Unos huevos y esa salchicha tuya tan ardiente, bizcochito ardiente.
Güzel bir cumartesi brunch'ı.
Gran desayuno-almuerzo de sábado.
Billy Bob's Blackjack Boomtown'daki kahvaltılardan değil.
No brunch con todas las de fixin a Billy Bob Blackjack Boomtown.
Ertesi sabah Charlotte, bir Hollywood televizyon yapımcısının eski karısı olan Patty Aston'un evinde verilen brunch'a katıldı.
Charlotte fue a almorzar a la casa de Patty Aston la ex esposa de un productor de televisión.
Onu yakından tanımak için bir etkinlik düzenleyebilirim. Pazar günü brunch'ı olabilir. - İşte.
Bueno, creo que podría organizar un pequeño evento para conocernos más... un almuerzo el domingo, tal vez.
Yarın brunch için Frasier'a gideceğimizi söyledim mi?
¿ Hice mención del almuerzo de Frasier, mañana?
Bu brunch'ın amacı Mel'i daha yakından tanımak. Ama Niles'ın kulüpteki ihanetinden sonra ona mükellef bir sofra hazırlamak beni kızdırıyor.
Todo el propósito de este almuerzo es lograr conocer mejor a Mel, pero lo que me molesta hasta el demonio es la preparación de un suntuoso almuerzo para Niles después de la forma en que me traicionó en el club de vino.
Brunch'ta bize katılsana Claire ısrar ediyorum.
¿ Por qué no se nos une a la comida, Claire? Insisto.
Bu brunch'ı Mel'ı tanımak için düzenlediğimizi hatırlatayım.
Vamos, vamos, debo recordarles que estamos celebrando esta pequeña comida para familiarizarnos con Mel.
Beni davet ederken cehennemde brunch mu demiştin?
Cuando me invitaste, ¿ dijiste comer con Mel o sufrir con Mel?
Brunch'ta tuhaf bir şey oldu.
Hola, me ha pasado una cosa rarísima hoy.
Brunch oldu, yarın saat 11 gibi.
Ahora será un almuerzo, mañana como a las 11 : 00.
Yarın için brunch var değil mi?
¿ Sigue en pie lo del brunch de mañana?
Alamam, brunch'ım var.
No puedo, tengo un brunch.
Brunch?
¿ Un brunch?
Brunch yapmak zorunda değildiniz.
No tenías que haber traído el almuerzo.
Brunch servis ediliyor.
El almuerzo está servido.
Brunch nedir? Çok seveceksin.
Te encantará.
Brunch'a davet etti.
Hace un almuerzo.
- Brunch davetin için teşekkürler.
Aunque, gracias por el almuerzo.
Muhteşem bir brunch'tı.
Sí, bueno.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]