Bu da demek oluyor ki translate Spanish
1,361 parallel translation
Ki bu da demek oluyor ki buradaki tüm cerrahlar bana cevap verecek.
Lo que significa que todo cirujano en esta habitación, se dirigirá a mí.
Bu da demek oluyor ki, hırsızlık yok.
Lo que significa que no hubo atraco.
Bu da demek oluyor ki, kurabiyelerinizi sonra yiyeceğiz.
Lo que ella quiere decir es, comeremos tus galletas despues.
Bu da demek oluyor ki artık şerif benim.
Lo que significa que ahora soy el sheriff.
Riney bir reklamcının sorumluluğunun izleyene bunun bir reklam olduğunu bilmesini sağlamaktır der bu da demek oluyor ki birisine bunu aktarırken eklam formunda bunu yaptığını net bir şekilde anlatabilmelisin. Ama düşünce artık çok geride kaldı.
Riney estaba en que había responsabilidad del anunciante, de que la gente supiera que eso era un anuncio y que cuando hablas a alguien, a la vez le hagas ver claro que es en forma de publicidad, pero ese mundo se ha ido ya, ¿ sabes?
"Sonuçta bu da demek oluyor ki herkese daha fazla şey kaldı."
"En todo caso, eso significa más para los demás."
Bu da demek oluyor ki, doğal olarak, benim filmim kötü değildi çünkü eğer Dixon şekerse, O zaman herşey yolunda olurdu, ama değil.
Lo que demuestra en esencia que no fue por la pelicula porque si Dixon fuera azucar,... todo habria estado muy bien, pero no lo es.
Bu da demek oluyor ki kahvaltıda istediğimizi yiyebiliriz.
Y eso significa que podemos comer lo que queramos para el desayuno.
Bu da demek oluyor ki ; sana Tommy Hilfiger * kot yok.
Lo que quiere decir que nada de de vaqueros Tommy Hilfiger para ti.
Gördüğüm kadarıyla bu araba yarın Los Angeles yoluna çıkar çıkmaz resmen bir yetişkin olacağım ki bu da demek oluyor ki, bundan sonra düşünmeden davranmak ve tartları kürekle mideye indirmek yok.
Como yo lo veo, cuando este auto salga mañana para L.A seré oficialmente una adulta lo que significa no ser espontánea, no devorar un pastel.
Eğer bunu seyrediyorsan, bu da demek oluyor ki sen de aynı şeyi yaşıyorsun.
Y si estás mirando esto significa que estás pasando por lo mismo.
Ve yıldız bir kırmızı cüce olduğu için, gezegenlerin yörünge yarıçapları, o menzile girmek için görece küçük olmalı, bu da demek oluyor ki, en azından bir iki tanesi gelgitsel olarak sabit olacak, yani bir yüzleri sürekli yıldıza bakıyor olacak, bu da gelgit basıncı yüzünden jeolojik düzensizlik ihtimalini artırıyor.
Y puesto que la estrella primaria es una enana roja los planetas deben tener un radio orbital relativamente corto sólo para mantenerse en ese rango. Lo que significa que hay un riesgo de que al menos uno o dos de ellos tengan un régimen de mareas fijo. Lo que significa que un lado mira fijo siempre a la estrella lo que aumenta la posibilidad de inestabilidad geológica debido a las tensiones de las mareas.
Bu da demek oluyor ki, o şeyler dışarıda olacaktır.
Lo que significa que esas cosas probablemente estén afuera.
Bu da demek oluyor ki itirafımı elde etmek için eksik olan kanıtları elde edip onları birleştirmeliyim...
Dicho esto Me falta la prueba que establezca un motivo convincente que es lo que necesitaré para obtener mi confesión.
Bu da demek oluyor ki o grubun imkansız bir soygunu yapmasını sağlayacak bir objesi var.
Lo que significaría que esa parte tiene un artefacto que le permite realizar un robo imposible.
Bu da demek oluyor ki, bu objenin sadece bir parçası. Tamamı değil.
Lo que significa que es solo una parte del artefacto no el artefacto completo.
Seni ve Bay Ross'u koruduğum için. Bu da demek oluyor ki bana detayları anlatmak boynunun borcu oldu.
Haberte encubierto con el señor Ross, lo que significa que me tienes que contar todos los detalles picantes.
Bu da demek oluyor ki seksapeliteni arttırmak için ihtiyacın olan şey...
Lo que significa... Si quieres tener sex appeal necesitas- -
Babam yetkili olarak beni seçti, bu da demek oluyor ki bu partiden ben sorumluyum.
Papá me dejó a cargo, lo que significa que soy responsable por esta fiesta.
Sarı reflektör son ipucu. Bu da demek oluyor ki, burada bir yerlere kaçmış olmalı.
El reflector amarillo es la última pista, lo que significa que debe haber escapado cerca de aquí.
Bu da demek oluyor ki, bir dakika içinde adamlarının etrafı özel tim, sis bombaları, helikopterler ve lazerlerle sarılı olacak bu yüzden yaklaşık 30 saniyen var, saçmalıkları kesip anlat, O'Hare.
Así que como en un minuto tus amigos estarán rodeados de equipos S.W.A.T... bombas de humo, helicópteros, y láseres... lo que significa que tienes 30 segundos para hacer un trato, O'Hare.
Evet, bu da demek oluyor ki, her an burada olabilirler.
- Sí lo que significa que estarán aquí en cualquier momento.
Bu da demek oluyor ki, sağ kalanlardan öğrenebildiğimizden daha fazlasını ondan öğreneceğiz.
Lo que significa que obtendremos más de él que lo que sacaremos de cualquiera de los sobrevivientes.
Bu da demek oluyor ki, tesiste bir yeraltı çıkışı var.
Lo que significa que en algún lugar del complejo hay una salida subterránea.
Kısa bağırsak sendromundan sıkıntı çekiyor bu da demek oluyor ki düzgün biçimde besin emilimi yapılamıyor.
Tiene el síndrome de intestino corto, lo que significa que no puede nutrirse apropiadamente.
- Evet, bu da demek oluyor ki...
- Sí, ¿ lo que significa?
Bu da demek oluyor ki, Atena bu zavallı kızı ömrünün sonuna kadar bir çeşit yalnızlığa hapsetmiştir.
Lo que Atenea hizo, efectivamente, es enviar a esta pobre chica a una especie de confinamiento solitario para el resto de su vida.
Bu da demek oluyor ki, söylediği her şey yalan.
Significa que todo lo que estuvo diciendo fue mentira.
Bu da demek oluyor ki öğlen vakti Winterhaven civarlarında olacağız.
Que debería llevarnos a una legua de Winterhaven al mediodía.
Ama bu evrende Hıristiyanlık hiç olmadı, bu da demek oluyor ki bilimsel baskıların karanlık çağları hiç oluşmadı, ve böylece insanlık bin yıl ilerledi.
Pero en este universo, la Cristiandad nunca ha existido, con lo que los oscuros años... de represión científica nunca han ocurrido... y la humanidad está mil años más avanzada.
Jericho, ordu için çalışıyor bu da demek oluyor ki orduya güvenemem.
Jericó trabaja para los militares lo que significa que no puedo confiar en los militares.
Bu da demek oluyor ki birisi benimle Koh Pha..... Ngan'a biraz pirinç almaya gelecek.
Lo que quiere decir que alguien tiene que ir a Ko Pha-Ngan a comprar más arroz.
Bu da demek oluyor ki, zaman ayarlı.
Así que ese es el temporizador gatillante.
Bu da demek oluyor ki, buralarda bir yerde bağlı olduğu bir konsol var.
Significa que tiene que haber una consola por aquí en algún lado.
Film 17 dakika sonra başlayacak. Bu da demek oluyor ki, Colorado Caddesi'ndeki hiçbir kırmızı ışığa yakalanmamalıyız ve film öncesi işemeye gitmemeliyiz.
La película comienza en 17 minutos lo que significa que tendremos que pasar todas las luces en Colorado Boulevard, y además saltarnos el puesto de confites y el viaje al baño antes de la función.
Bu da demek oluyor ki, bir daha yapmamalısın.
Lo que signfica que tú vas a parar esto.
Bu da demek oluyor ki en fazla yedi dakikamız var ondan sonra seni elle çıkaracağım.
Eso significa que tenemos, a lo sumo, 7 minutos... luego te sacaré manualmente.
Bu da demek oluyor ki, kapana kısıldık.
Estamos encerrados para siempre.
Burası bir bar. Ve bu da demek oluyor ki 13 kişiden fazlasını alamaz.
Y, por definición, la capacidad de un bar no puede exceder las 13 personas.
- Bu da demek oluyor ki...
- Lo que significa...
Bu da demek oluyor ki, bu tımarhanede 66 hasta var.
¿ Lo que significa un total de 66 pacientes en el edificio?
Ama bu da demek oluyor ki
Pero... lo que significa...
Bu demek oluyor ki, ya kız arkadaşına yalan söylüyorsun ya da bana.
- ¿ O le mientes a tu chica o me mientes a mi?
Bu demek oluyor ki Senatör ve konuklarını da karantinaya almamız gerekecek.
Esto significa que debemos poner al senador y sus invitados en cuarentena.
Bu demek oluyor ki, ya onlar aldı, ya da siz. Sen olmadığına emin misin?
Eso significa, que ellos lo tomaron o tu lo hiciste.
Bu demek oluyor ki Chloe hala dışarıda Doomsday ile birlikte.
Eso significa que Chloe sigue con Doomsday.
Bu da demek oluyor ki bir kralın işlerini yapabilecek kapasiteye sahip değilsin. Azledildin.
Retírense.
Bir şeyler yapmadan önce cezamdan kurtulmam gerekiyor ki bu da babamı güvenilir, sorumluluk sahibi ve seks yapması mümkün olmayan birisi olduğuma ikna etmem demek oluyor.
Primero debo liberarme del castigo, convencer a mi padre de que soy digna de confianza y que es poco probable que tenga sexo.
Bu demek oluyor ki dışarıda hala bir katil var.
Lo que significa que todavía hay un asesino allá fuera.
Bu da demek oluyor ki?
- ¿ Lo cual indica...?
Demek oluyor ki bu sinyal bir ağacın kökünden diğerine, oradan da diğerine iletiliyor. Örnek alalım.
Pues eso es una transducción de señales desde esta raíz de aquí a la otra.