English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bu imkânsız

Bu imkânsız translate Spanish

1,640 parallel translation
Bu imkânsız.
Que va.
Bu imkânsız.
Es imposible.
Bu imkânsız, Pete.
Eso es... es imposible, Pete.
Bu imkânsız!
¡ De ninguna manera!
- Bu imkânsız.
Eso es imposible.
Bu imkânsız.
Esto es imposible.
- Dedikleri buna çıkıyor ama bu imkânsız.
Trabajamos para el FBI. ¿ Qué puedo hacer por ustedes?
Bu imkânsız.
Eso es imposible.
Bu imkânsız.
- ¿ Por qué no le preguntas?
Hayır, korkarım bu imkânsız.
No, me temo que eso es imposible.
Bayan Bergerac, bu imkânsız sayılmaz.
Sra Bergerac, no es imposible
Seni şimdi korku saçan korkunç ve zehirli dişlerimle yenersem, bu imkânsız.
¡ No si ahora te derroto, con la imponente imponencia de mi técnica de colmillo envenenado!
Einar ile bu imkânsız.
Y con Einar, eso es imposible.
Ama bu imkânsız değil mi?
¿ Pero la alquimia es imposible, verdad?
- Bu imkânsız, sıcaklık 55 derece.
- ¡ Imposible, estamos a 55 grados!
Hayır, bu imkânsız.
No, eso es imposible.
Bu imkânsız.
No es posible.
Bu imkânsız.
Imposible.
Bu imkânsız! Tasha! Beni dinle.
¿ "Gradas"?
- Bu imkânsız.
- Es imposible.
- Bu imkânsız.
- Esto es imposible.
Bu imkânsız.
Lo dudo.
Bu imkânsız.
¡ Eso es imposible!
Bu imkânsız.
Es imposible...
Bu imkânsız!
Eso es imposible.
Bu imkânsız!
¡ Es imposible!
- Bu imkânsız.
- Imposible.
"Bu imkânsız!" demiş kadın.
"Bueno"... Dijo ella, "Eso es imposible".
Bu imkânsız, daha yeni temizlemiştim.
Eso es imposible. Acabo de limpiarlo.
Hayır, bu imkânsız onun üstünden birçok kez arabayla geçtim.
No, es imposible. Hemos conducido en línea recta durante horas.
Üzgünüm, ama bu imkânsız.
Lo siento, pero eso no es posible.
İçeri girip, şu zihin kontrolünü kullan, sonrasında Daphne'yi alıp buradan gidelim. Bu imkânsız.
Entra ahí, haces tu magia de control de mente entonces vamos por Daphne y nos vamos de allí.
Geçen sefer onlarla fiziksel temas sağlamayı denedim, bu imkânsız tabii Kılavuz değilsen.
Que yo sepa no hay forma de afectarles físicamente a menos que seas un... Eres un Explorador.
Bu imkânsız.
Esto es... monumental.
Bu imkânsız.
¿ Interpol?
- Bu imkânsız.
- Eso es imposible.
Orada televizyon yok ki, işte bu yüzden imkânsız.
No hay TV, así que es imposible.
Bu bilimsel olarak imkânsız.
Eso es científicamente imposible. A- -
Ama imkânsız bu.
Pero no puede ser.
Bu zenginliğin dikkatlerden kaçması imkânsız.
Esta rica abundancia no pasa desapercibida.
Bu... sayısal olarak imkânsız.
Eso, es estadísticamente imposible.
Bu işini daha da zorlaştırır tabii. Ama imkânsız değil.
Bueno, eso hace que las cosas sean más difíciles pero no imposibles.
Bu topuklarla yürümek neredeyse imkânsız. Valla, alış buna ahbap.
Con estas cosas es imposible caminar.
İşte bu bilimsel olarak imkânsız, Matt.
Esto es científicamente Imposible Matt.
Ve ne yazık ki, iki erkeğin kan gruplarını ayrıştırmak da imkânsız. Bu da DNA sonuçlarından bir şey elde edemeyeceğimiz anlamına geliyor.
Y lamentablemente es imposible separar los dos tipos masculinos lo que significa que no puedo pasar el ADN por CODIS.
Hayır, bu imkânsız.
Esto es imposible. ¡ No puede estar sucediendo!
Bayanlar baylar karşınızda, sahanın bu ucundan 10 bin dolarlık imkânsız bir atışı, Moon Atışı'nı yapmaya çalışacak adam!
Damas y caballeros recibamos al hombre... que tratará de hacer lo imposible :. El tiro de 10 000 dólares... del otro lado de la cancha.
"Bu imkânsız."
Imposible.
- Bu sabah başka yerde olmaları imkânsız!
- No para esta mañana.
Bu imkânsız!
Es imposible.
Hayır, bu sizin için imkânsız.
No, no es posible para ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]